Bazı günler vardır, özelleştirilir ve özelliği olan günde tekrar anılması için etkinlikler düzenlenir. “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” de bu özel günlerden biridir.
Öncelikle çalışan gazeteciler gününün 1961 yılına dayandığını ve neden “gazeteciler” değil de “çalışan gazeteciler” günü olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Gazeteci gündemi okuyan, takip eden, kendi mesleğinin dışındaki konular hakkında da bilgi sahibi olması gereken, araştırmacı, doğrucu ve bağımsız olmalıdır.
Doğru, ilkeli ve objektif görev anlayışıyla, her türlü sıkıntı ve zorluğa karşı büyük bir özveriyle mesleklerini icra eden gazeteci arkadaşlarımızın meslek etiğini her şeyin üstünde tutması ve kişilik haklarına saygılı habercilik anlayışını benimsemesi en büyük temennim…
Umarım tutuklu gazetecilerin de bir an evvel özgürce yazabildikleri günlere kavuşmalarını diliyorum…
★★★
DOSTOZAN’ın son dönemlerinde yazdığı “Bir Arpa Boyu” adlı şiirinde dediği gibi
“Arkada bir şeyler bıraktı isek,
Yazmaya, çizmeye, söze ne gerek.” Var diyerek şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.
BİR ARPA BOYU
Menzile yaklaştık, ayak çukurda.
Derimiz pörsümüş, kemikler hurda.
Belki birkaç sene, belki birkaç ay,
Yola çıkacağız ne kaldı şurada.
***
Arkada bir şeyler bıraktı isek,
Yazmaya, çizmeye, söze ne gerek.
Onlar, yıllar yılı yaşatır bizi.
İnsan ol yeter ki, öpme el etek.
***
Günleri aylara, ayı yıllara;
Döndürebilseydim eğer bir ara.
Geceleri de hep gündüz yapardım.
Geçit vermez idim, şu sonbahara.
***
Seneleri, bir mum gibi erittik.
Boş hayaller ile ömür tükettik.
Dönüp baktık arkamıza şöyle bir,
Ancak arpa boyu bir yol katettik.
DOSTOZAN-Mehmet Hanifi Sarıyıldız /Aralık 2006
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü hem kutlu olsun hem de basın öne eğilmesin…
Sevgiyle kalın!