Kaya, 1980'lerde toplumsal hareketlerin kapitalizme karşı yükselen mücadelesine karşılık emperyalist güçler ve uluslararası sermayenin yerli faşizan yönetimleri desteklediğini belirtti. Bu dönemde askeri darbelerin teşvik edildiğini ve kapitalizmin yapısal krizlerini aşmak için neo-liberal politikaların uygulandığını dile getirdi. Kaya, ABD’nin "bizim çocuklar başardı" dediği 12 Eylül Darbesi’nin, emperyalist ve sermaye çıkarları doğrultusunda gerçekleştiğini ve muhafazakâr-sağ dünya düzeninin Türkiye'ye giriş kapısı olduğunu söyledi. Darbe sonrası on binlerce insanın tutuklandığını, idam edildiğini, işkence gördüğünü ve sendikal hakların askıya alındığını hatırlattı.
Aradan geçen 44 yıla rağmen, 12 Eylül'ün karanlık mirasının hâlâ sürdüğünü vurgulayan Kaya, bugün AKP ve MHP iktidar bloğu eliyle bu faşizan anlayışın devam ettiğini söyledi. 12 Eylül döneminde askeri üniformayla yürütülen baskıların bugün sivil darbe uygulamalarıyla ülkenin her yerine yayıldığını ve özgürlüklerin kısıtlandığını belirtti.
14 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra bu baskıların daha da sistematik hale geldiğini ifade eden Kaya, özellikle eğitimin gericileştirilmesi, yaşam tarzlarına müdahale, konser ve festival yasakları gibi uygulamalara dikkat çekti. AKP döneminde Cumhuriyet tarihinin en büyük özelleştirmelerinin yapıldığını ve kamu hizmetlerinin tasfiye edildiğini söyleyen Kaya, ülkenin kaynaklarının sermaye gruplarına peşkeş çekildiğini belirtti.
Son olarak Kaya, 12 Eylül darbesinin izlerinin hâlâ sürdüğünü, siyasi partiler yasası, YÖK, RTÜK ve sendika yasalarının darbe döneminin kalıntıları olduğunu vurguladı. Zonguldak Demokrasi Platformu olarak, halkların özgürlüğü ve eşit yurttaşlık talepleri doğrultusunda yeni bir demokratik anayasa hayata geçirilinceye dek mücadele edeceklerini belirten Kaya, 12 Eylül’ü ve darbe zihniyetini bir kez daha kınadıklarını ifade etti.
