YÜZ KARASI GEÇMİŞ TARİHİNE BAKILDIĞINDA ABD’NİN TÜRKİYE’Yİ HİÇBİR ŞEKİLDE ELEŞTİRMEYECEĞİ GİBİ DÜŞMANCA YAKLAŞIMLARI MÜTTEFİKLİK YÖNÜNDEN KESİNLİKLE KABUL EDİLEMEZ!...
Eskilerin deyimi ile bir söz vardır;”Kendi gözündeki merteği görmez de elin gözündeki çöpü görür” işte bu söz tam da ABD’ye yakışan,bire bir örtüşen bir deyim. Dolayısı ile ABD’nin geçmiş tarihindeki işlediği in sanlık suçlarını bir bir incelendiğimizde;
1-ABD Tam 70 milyon kızılderiliyi katletti;Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalar üzerinde sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD, kendi kanlı tarihini ve soykırımlarını unutmuş gibi görü nüyor.Ama tarih unutmuyor.Bu kanlı tarihin sayfalarını açtığımızda, kar şımıza ilk olarak Kızılderili katliamı çıkıyor. Kristof Kolomb’un 1492 tari hindeki keşfinden hemen sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın tabi tu tulduğu soykı rımın adıdır.O tarihten 1886 yılına kadar süren katliam da, 70 milyon Kızılderili ortadan kaldırılmıştır.
2-Amerikan askerlerinin savaş sırasında gerçekleştirdiği iddia edilen bir başka acımasızlık ise kitlesel tecavüzdü; Tarihçiler savaşları araştı rırken genellikle öldürülen ya da yaralanan insanların sayısına odaklanır; ancak savaşta tek zarar gören bu insanlar değildir. Eldeki verilere göre Amerikan askerleri savaş sırasında Avrupa ve Asya'da on binlerce kadına tecavüz etmiş Tarihçi J. Robert Lilly, Amerikan askerlerinin 1946-1946 yıllarında yalnızca Almanya'da 11,000 kadına tecavüz ettiğini belirtmek tedir.Japonların 1945 Eylül'ünde teslim olmasından sonra bile işgalci Ame rikan güçleri kadınlara tecavüz etmeyi sürdürdü.ABD’nin Japonya’nın Kanagawa prefektörlüğünü işgal etmesini izleyen ilk on günde bile 1,336 tecavüz vakası kaydedilmişdi.
3-İtilaf devletleri, 10 Temmuz 1943'te Sicilya'yı istila etti; Bundan tam dört gün sonra ise, Amerikan askerleri iki farklı olayla büyük bir katliama imza attı. San Pietro'da 71'i İtalyan, 2'si Alman olmak üzere 73 insanı katle den askerler, tarihe Biscari Katliamı olarak geçen katliamı gerçekleştirdiler.
* * *
ABD’nin yaptıkları bu kadarla da kalmamış kronolojik olarak devam et miştir.Bu anlamda;
4-Amerikan askerleri, 13 Şubat 1945'i izleyen üç gün boyunca Alman ya'nın Dresden kentine bomba yağdırdı; Kente toplamda 3,900 ton pat layıcı atan askerler,tahmini olarak 25,000 insanı katletti.Bundan bir ay ka dar sonra ise ABD'nin Tokyo'ya attığı bombalarla 100,000 kişi yaşamını yi tirdi. Sa vaşın sonlarında gerçekleştirilen Hiroşima ve Nagasaki saldırıları ise bilindi ği üzere insanlık tarihinin en büyük utanç kaynaklarından birini oluşturuyor.
5-2015 Yazında Güney Karolina Eyaletindeki katliam;Güney Karolina eyaletinin Charleston şehrindeki Emanuel Afrika Metodist Episkopal Kili se si'ne saldırarak Afrika kökenli 9 Amerikalı'yı öldüren Dylann Roof ile daha sonra El Paso'da bir Walmart mağazasında ateş açarak 22 kişiyi öldür mekle suçlanan Patrick Crusius arasındaki benzerlikler tesadüften çok öte. Ulusun hisleri böylesi katliamlar karşısında kısa süreliğine şoka uğradığın da,hatta bunun öncesinde, imdada genelde akıl sağlığı meselesi yetişiyor ve medya başka bir konuya geçiveriyor. Ancak yapılan çalışma lar,şiddet içerikli olayların sadece küçük bir bölümünde akıl sağlığının etkisi olduğu nu gösteriyor. Aksine bu durum şu çıplak gerçeği rahatlıkla örtüyor: Ame rika Birleşik Devletleri, burada birçok kişinin görmezden gel meye ve ya reddet meye çalıştığı uzun ve utanç verici bir beyaz üstünlükçülük ve ırkçı şiddet tarihine sahip.Nitekim ulusun kökeni,beyaz insanların hükmetmek ve kon trol etmek için var olduğu fikri üzerine bina edil miştir.Mamafih üs tünlük halini savunmak için şiddete ihtiyaç duyuldu ğundaysa,bu ister kö leliği sürdürmek için savaşa girmek olsun, ister yerli halkların etnik temiz liği ya da başarısız "Yeniden Yapılanma" dönemini takip eden yıllarda bin lerce siyahinin linç edilmesi olsun, bu işleri yapma ya can atan çok fazla istekli çıkmıştır.
* * *
Bu kapsamda daha da detaya indiğimizde;Independent yazarı Dylann Buncombe’ye göre;”ABD'de nefret suçlarını izleyen ulusal bir kurum
olan İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (ADL), ülkenin en kötü yerli terör hadisesi olmayı sürdüren, 1995'te genç ve beyaz Timothy McVe igh' in Oklahoma şehri federal binasını havaya uçurması olayından bu yana geçen zaman zarfında 2018'in radikal sağcılar tarafından en çok cinayetin işlendiği yıl olduğunu açıklamıştı. The Atlantic dergisi de son 10 yıl da aşırılıkçılıkla bağlantılı cinayetlerin yaklaşık 4'te üçünün yerli sağ kanat aşırılıkçılar, 4'te birininse İslamcı aşırılıkçılar tarafın dan işlendiğine dikkati çekmişti.Yeni Zelanda'daki camilere mart ayın da düzen lenen ve El Paso saldırısı zanlısının da övdüğü- saldırılarda 50 Müslüman' ın öldürülmesinden sonra ABD Başkanı'nın savunduğu gibi küresel ya da ulusal ölçekte beyaz aşırılıkçılık sorunu olmadığını iddia etmek,tam da FBI Başkanı Christopher Wray’e ve Donald Trump' a göre.gerçekteyse, kendilerinin de size söyleyeceği üzere, Charlottes ville'de ölümcül şiddete neden olan, Daily Stormer gibi web sitelerinin forumlarını işgal eden ya da Washington eyaletinin kuzeydoğusunda "Amerikan Tabyası" adı altında silah depolayan beyaz üstünlükçüler, Trump gibi bir başkana sahip olmaktan cesaret buluyor. Trump’ın göç men "istilası" gibi söylemlerinin çoğu, bu tür grupların dedikleriyle pa ralellik gösteriyor.” Demesi de boş değildir. Öte yandan yeniden günde me gelen ve ABD Temsilciler Meclisince onaylanan “Ermeni Soykırımı iddialarına ilişkin tasarı, 405 "evet" oyuna karşılık 11 "hayır" oyuyla Meclis'ten geçerken; Temsilciler Meclisi, Türkiye'nin Suriye'nin kuzey doğusuna yönelik operasyonuna ilişkin Türkiye'ye bazı yaptırımlar getirilmesini öngören yasa tasarısını 16'ya karşılık 403 evet oyu ile onaylaması da malum lobilerin marifeti olsa gerek.Mamafih ABD’nin her zaman olduğu gibi bu çifte ihanetini de unutmak kesinlikle mümkün değildir.
* * *
Sonuç olarak, gerçekte 2020 ABD başkanlık seçimlerinde Trump'a mey dan okumak isteyen New Jersey'den Afrika kökenli Amerikalı senatör Cory Booker ise nefret, ırkçılık ve şiddet üzerine yaptığı bir konuşmada; ”Amerikan tarihimizde beyaz üstünlük her zaman için bir sorun olmuştur, görünürde olmadığı zamanlardaysa yüzeyin hemen altında gizlenmiştir” derken,”bu adaletsizlikler karşısında sessiz kalmak bir seçimdir. Pasif kalmaksa suça ortak olmaktır. Nefreti görmezden gelmek, onu güçlendir mek demektir. Bu kolaycılık hoşgörüyü sahte bir erdem hali ne getirir.” sözüne ek olarak; Booker, “Beyaz üstünlük, tehlikeli ve ölüm cül terör eylemlerinde kendisini açıkça gösterdiği kadar, toplumdaki varlığını çoğu zaman kasıtlı cehalet ya da tehlikeli hoşgörü sayesinde idame ettiriyor" şeklindeki açıklaması tüm çıplaklığı ile bütün gerçekleri tümüyle ortaya dökmektedir.Öteden beri itidalli olmayı prensip edinen Türkiye açısından herşeyin sınırı olduğu gibi,ABD yaptırımlarının ancak düşmana reva görü len ve bir NATO Ülkesi olan Türkiye’yi de kapsaması;hiçbir zaman Türk halkına boyun eğdirmeyecek,aksine bu yapılanlar ABD tarihi için utançla anılabilecek bir ibret belgeseli olacağı gibi ikide bir tekrarlayan Türk düş manlığı karşısında ABD her defasında neden olduğu “güvenilmez mütte fik”damgasıyla tarihteki hak ettiği yeri de alacaktır.