Bu kapsamda alınan son bilgilere göre Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, göçmenlerin maskeli güvenlik güçlerince şiddet kullanılarak, yasa dışı olarak zorla geri gönderilmesi iddialarıile ilgili olarak Yunanistan ve Hırvatistan'a soruşturma çağrısı yaptı.Mamafih ulusal medyada zaman zaman yer alan haberlerden de anlaşıldığı gibi en son etapta LighthouseReports tarafından yayımlanan haberde, maskeli güvenlik güçlerinin mültecilere şiddet uyguladığı görülüyor.Bu yöndeki Hırvat ve Yunan bakanlarla görüşme kararı alan AB Komisyonu üyesi YlvaJohansson, göçmenlerinzorla geri gönderilmesine ilişkin uygulamaları,"şok edici ve kabul edilemez"olarak değerlendirirken;Görüntüler, aralarında Hollanda, Fransa, Almanya ve Hırvatistan'dan gazetecilerin bulunduğu uluslararası araştırmacı gazetecilik kolektifi tarafından elde edildiği de alınan bilgiler arasında yer alıyor.HollandaTelevizyonu'nda (NOS) yayınlanan görüntülere göre,Hırvat polisi olduğu belirtilen maskeli kişiler, minibüslere doldurduğu göçmenlere şiddet uygulayarak, onlarıBosna - Hersek'e de geri gönderdiği bildiriliyor.
*   *   *
Öyle ki özellikle aralarında çocukların da bulunduğu göçmenler, kıyafet, para ve cep telefonları alındıktan sonra, köpeklerle Bosna - Hersek sınırına bırakılıyor.Hırvatistan'daki yardım kuruluşları tarafından da bir süreden beri gündeme getirilen bu iddialar, eski bir Hırvat polisi tarafından da doğrulanıyor.Araştırmacı gazetecilik kolektifi, Yunanistan Sahil Güvenlik personelinin Ege Denizi'ndeki zorla geri çevirme görüntülerini de elde etmiş durumda.Görüntülerde, göçmenleri Türkiye tarafına geri dönmeye zorlayan maskeli kişilerin, Yunanistan Sahil Güvenliği'ne bağlı özel timler olduğu da belirtiliyor.AB Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi YlvaJohansson, bu görüntüleri "şok edici ve kabul edilemez" diye değerlendirirken;Johansson, ilk aşamada üye ülkelerin derhal harekete geçerek bu iddiaları araştırmasını istedi. Johansson, konuyla ilgili olarak Yunanistan ve Hırvatistan içişleri bakanları ile de ayrıca görüşecek.Bu arada da Hırvatistan İçişleri Bakanı DavorBoznoviç, görüntülerle ilgili bir soruşturma başlatıldığını açıklamasını yaparken, Hırvatistan makamları, daha önce benzer soruşturmalarda polisin görevini kötüye kullandığına dair bir kanıt bulunma
dığınıda açıklamıştı.Ancakbu konuyla ilgili elde edilen son veriler ise durumu açıkça yalanlıyor.Hal böyle iken,Yunanistan Göç Bakanı NotisMitarachi de, zorla geri gönderme iddialarını yalanlayarak, "Yunanistan sınırları AB'nin sınırlarıdır ve sınırları korumak için Avrupa yasaları çerçevesinde hareket ediyoruz"şeklinde bu olayı gölgelemeye çabalarken; resmen perdeleme yaptığı da izleniyor.
*   *   *
Sonuç olarak,Sığınma hakkı, hem AB hem Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmelerinde, temel hak olarak görülüyorsa da; gerçekte Yunanistan ve Hırvatistan’la ilgili göçmenlere ait elde edilen görüntüler aksini ispatlıyor. Bu nedenle de, bir mültecinin korumaya ihtiyaç olup olmadığına dair önceden bir değerlendirme yapılmadan sınırın ötesine geri itilmesinin hem AB hem de BM temel şartlarına aykırı olduğu belirtiliyor.Göçmenlere yönelik şiddet ve kötü muamelenin de, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ne göre suç olduğu vurgulanıyor.Konuyla ilgili değerlendirmede bulunanYlvaJohansson,“Haberlerin şoke edici olduğunu söylemeliyim. Bunlarla ilgili aşırı endişeliyim”sözleri yanı sıra Bu haberler AB olarak itibarımıza gerçekten zarar verdi” görüşünü paylaşan Johansson, “(AB’nin dış sınırlarında insanların şiddet kurbanı olmasına dair haberler) Eğer doğruysa tamamen kabul edilemez ve araştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum”demesine rağmen; Johansson, sınırlardaki ihlalleri araştırmak ya da engellemek için araçların yeterli olup olmadığı sorusuna ise “Yeterli olmadığını söylemeliyim. Bu yüzden yeni göç paketinde üye ülkelerin bu tür raporları araştırmasının zorunlu olmasını teklif ettim, çünkü Komisyonun her üye ülkede neler olduğunu araştırma için aracı yok. Ayrıca üye ülkelerin bağımsız gözlem mekanizması kurmasının da zorunlu hale getirilmesini teklif ettim”şeklinde vurgulama yapsa bile bunun icraata geçirilmesi konusunda şimdiye kadar neler yapıldı? Sorusu na ise halen yanıt alınmış değil.Kısaca Yunanistan AB’nin şımarık çocuğu olma işlevini sürdürmekte ısrarlı davranırken; Fransa ile birlikte  hareket eden Yunanistan’ınayrıca Türkiye’nin de içinde olduğu coğrafyadaki bölge barışını da ciddi tarzda tehdit ettiği görülüyor.