NATO Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün uygulama konusu olan ilk maddesi;”Bu Antlaşma'nınTarafları,Birleşmiş Milletler Yasası'nın amaçlan ve ilkelerine olan inançlarını ve bütün halklar ve bütün hükümetlerle barış içinde bir arada yaşama arzularını teyidederler.”ifadesi ile vücut bulurken,ete kemiğe bürünmesini sağlayan Mad de.1;Taraflar, BM Yasası'nda ortaya konduğu üzere, karışmış olabilecekleri herhangi bir uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış ve güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözmeyi ve uluslararası ilişkilerinde BM'in amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınmayı taahhüt etmektedirler”Bunu izleyen 2.Mad ise.Taraflar, özgür kurumlarını güçlendirerek, bu kurumların üzerine kurulu olduğu ilkelerin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak ve istikrar ile refah koşullarını geliştirerek barışçıl ve dostça uluslararası ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkıyapacaklardır.Uluslararası ekonomi politikalarında çatışmayı ortadan kaldırmaya yönelecekler ve taraflardan herhangi biri ya da hepsi ile ekonomik işbirliğini teşvik edeceklerdir.”hükmünü taşımaktadır.
* * *
Ancak Amerika Birleşik Devletlerinin dış politika sındaki çarpık ve istikrarsızlığın kol gezdiği uygula malarabaktığımızda;ABD’nin de içinde olduğu 15 Temmuz 2016 tarihindegerçekleşen hain FETÖ kalkışmasıbaşta olmak üzere şeytan detaylarda gizli olup halen yansımaları devam etmektedir. Buna ek olarak BOP kapsamında deyim yerinde ise adeta NATO ittifakı içinde yer alan ittifak üyelerini resmen birbirleriyle yumurta tokuşturur gibi çifte standart uygulayarak gerginliği birtaraftan körüklerken,öte yandan alenen aralarında sıcak savaşı tetikleyerek; emperyalist,ırkçı,lümpen bir anlayış izlediği görülmekte; örneğin Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Hint-Pasifik te masları çerçevesinde Tayvan'ı da ziyareti bölgede ki gerilimi arttırırken; aynı şeyi Ermenistan ziyare tinde Azerbaycan ve Türkiye aleyhindeki provokasyonlarıile aynı şekilde yarattığı gerginlik politika sı ile sıkıntıya neden olabilecek yaklaşımlar sergile mesi; ABD’nin Türkiye üzerindeki niyetinin hiç de iyi olmadığını açıkça göstermektedir.
* * *
ABD diğer yandan da uyguladığı planın 1.perdesin de NATO İttifakı içinde önemli bir yere sahip olan ve ABD’den sonra ikinci büyük silahlı kuvvetlere sahip bulunan Türkiye için 1,4 milyar dolarlık para sı ödenen beşinci nesil F35 Savaş uçaklarını verme diği gibi Ülkemizi F35 Savaş Uçağı Üretim Proje sinden hukuksuzca çıkarmayı tercih etmiştir.ABD bu arada da Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya daki mevcut durumu aleyhine çevirme amaçlı ola rak Lozan ve Paris Antlaşmalarına tamamen aykırı oarakEGE’deki 12 ada üzerinde silahlandırmaya gittiği,bunun dışında statüsü belli olmayan ada veya adacıkları istila ettiği aşikar olduğu halde,bu anlaşmaları tamamen yok sayarak bozuk durumda ki ekonomisine rağmen hızlı bir şekilde tehdit ve risk oluşturma yolunu da seçerken; ABD’den yüklü sayılabilecek şekilde F35 savaş uçağı dahil silah ve askeri yardım desteği aldığı izlenmektedir.Bu durumda Ülkemizin ihtiyacı olan ABD’ninF16 savaş uçağı verme yönündeki ertelemesine bakılmaksızın derhal F35 savaş uçakları taktik ve manevra kabiliyeti niteliğinin çok üstünde olan yeterli düzeydeki 5.nesilsavaş uçağı satınalınarak Hava Kuvvetlerimiz güçlendirilmelidir.
* * *
Sonuç olarak,bu defa son etapta ise oyunun 2.perdesikısmında:Türkiye’nin talep ettiği F16 Savaş Uçağı ile 80 Adet gelişmiş F16 Savaş Uçağı kitleri nin verilmesi istendiği halde ABD şu veya bu şekilde bu talebi yerine getirmekte erteleme ya da geciktirme yoluna başvururken; diğer yönden de da ha da ileri giderek eğer Türkiye’nin savaş uçakla rının Rusya’ dan satın alınması durumunda bu kere CAATSA (düşman devlet)yaptırımları ile adeta teh dit diplomasisi uygulayarak Ülkemiz üzerindeki ve sayet kurma alışkanlığını ısrarla sürdürdüğüne tanıkolunmaktadır.Son gelinen noktada ise Türki ye’ye karşı sahnelediği oyunun 3.perdesinde ABD ve Avrupa Birliği’nin,”Türk bankacılık sektörü nün, Rusya’nın Batı yaptırımlardan kaçması için kullanılabileceği”endişesiyle Türkiye’nin üzerinde ki baskıyı artırma hazırlığında olduğu şeklinde ha berler alınmaktadır.FT’ye konuşan Batılı bir kay nağa göre, ”Biraz daha finansal sektörde yapılan yaptırım delmelerine odaklanacağız.Mesela üçüncü parti ülkelerden finansal kurumların Mir sistemine bağlanmaması gerektiğine dair açık bir mesaj göndereceğiz. Çünkü bu yaptırımların etrafından dolaşma imkanı sağlayabilir” şeklindeki teyit çok dikkat çekicidir.