Pandemi sonrası baş gösteren sorunlardan birisi de enerji krizi. Taşı toprağı kömür olan Zonguldak ise, bu sektördeki haklı yerini alma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Öyle ki bu emekçi şehrinde çıkarılan taşkömürünü diğer kömürlerden ayıran en önemli özelliği koklaşabilir olması. Yani ağır sanayide, otomotiv, beyaz eşya ve aklınıza gelebilecek hayatın her alanında kullanılan ürünlerin üretilebilmesi için öncelikle taşkömürüne ihtiyaç var.
Şafak Gazetesi ekibi olarak taşkömürünün nasıl çıkarılıp işlendiğini yerinde görmek; dünü, bugünü ve yarını ile ilgili bilgi almak için sektörün öncü firmalarından birisi olan Akkurt Madenciliği ziyaret ettik. 1971 yılında TTK’nın üretimden vazgeçtiği ve 33 yıl boyunca hiç üretim yapılmayan sahayı alarak, zor şartlarda ekonomiye tekrar ve yenilenmiş olarak kazandırmayı başaran Akkurt Madencilik firmasında sevindirici bir olay daha bugüne kadar hiç ölümlü kaza olmaması. Ayrıca üretimde kullandıkları teknoloji ile maden ocağı tahkimatlarında hiç ağaç maden direği kullanılmamakta. Bununla birlikte kardeş firmaları KARBOMET ile de milyon dolarları bulan AR-GE yatırımı sonucunda kömür yıkama tesisi (lauvar) üzerine uzmanlaşmışlar, ürettikleri son teknoloji sistem ile Türkiye’de tek yerli ve milli üç ürünlü lauvar tesisi patenti almışlar.
İşinin uzmanı olan Akkurt Madenciliğin sahibi Alaattin Kurnaz, bizlere kapılarını açarak tecrübelerini ve gelecekteki yeni hedeflerini paylaştılar. Kömür üretiminde ve işlenmesinde yenilikçi fikirleri yerinde bulup incelediklerini belirten Alaattin Kurnaz, AR-GE çalışmalarına büyük yatırım yaptıklarını ifade ederken şöyle devam etti: “Madenciliğe 2000 yıllarında başladım. 2004’te sahalar ihaleye çıktı. Rödovans ile ihaleyi aldık. İşe 30 kişiyle başladık. Soma kazasına kadar bünyemizde 600 - 650 kişi ile hizmet verdik. Erdemir, Kardemir, ÇATES firmalarına yüklü tonajlarda kömürler verdik. Soma kazasından sonra gelinen nokta, madencilik sektörüne devrim niteliğinde çok değişik kanunlar geldi. Tabi bizi fazlasıyla zor durumda bıraktı. 600 – 650 kişilerden bir anda 100 kişilere düştük. Sonrasında kanunlardaki iyileştirmelerle, bir asgari ücreti devletin karşılayacağı yönündeki yasa ile birlikte yeniden bir çıkışta bulunduk. Şuan bünyemde 210 kişi çalışıyor. Bugün Akkurt Madencilik tarafından termik santrale verdiğimiz kömür 85 bin tonu buldu. Hedefimiz yılsonuna kadar 95-100 bin tona ulaşmak. Verdiğimiz işlenmiş, satılabilir bir kömür. Firmamız ise TTK müessesesi kadar kömür üreten bir firma haline gelmiş bulunmakta.”
SEKTÖRDE YENİLİKÇİ UYGULAMALAR
Akkurt Madencilik alanında öncü olduğunu uygulamaya koyduğu yenilikçi fikirlerle de ortaya koyuyor. Devreye aldığı esnek yarı mekanize sistem sonrasında ağaç direk kullanmayarak önemli bir ölçüde hem yeşili koruma yolunda adımlar atılmış, hem de üretimin fazlasıyla artırıldığını söyleyen Alaattin Kurnaz; “Soma kazasından sonra yasalar bizi çok fazlasıyla yordu. Firma olarak ayakta kalmak için direndik. “Acaba çalıştıralım mı? Çalıştırmayalım mı?” diye hep günü kurtarmanın peşinde olduk. Ama biz bu arada da “Gelen maliyetleri nasıl karşılarız?” diye kafa yorarak boş durmadık. Çünkü buradaki rödovanslı sahalarda TTK daha önceden 4-5 metrelik damarlardaki iyi kömürleri almış, bizim çalıştığımız damarlar 60 santim, 80 santim en fazla 1 veya 1.5 metre civarında. Biz bu damarlarda az kişiyle üretimi fazla yaparak, iş güvenliğini nasıl sağlarız? diye bir çabanın içerisine girdik. 2016 yılında işletme müdürümü Çin’e gönderdim. Çin’de esnek yarı mekanize sistemle maden üretimi 1965-1970’li yıllardan beri yapılıyor.
Bunu kurarsak ancak bu istihdamı ve üretimi artırırız diye bir düşüncemiz oldu. Sayın TTK Genel Müdürümüz Kazım Bey, Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne bu sistemi kurduktan sonra ben de 2020 yılında hemen esnek mekanizeyi kurarak, işletmemizi ancak yürütmeyi başardık. Aksi taktirde eski klasik haliyle, bu işletmenin yürütülmeyeceğini anladık ve hemen siparişimizi verdik. Geldiğimiz noktada bizi sevindiren: Eski klasik ağaç direkle çalıştığımızda kişi başı kömür üretimi 1,5 tonken, Esnek yarı mekanize sistemle 10 tona çıkarılmıştır. Artı olarak üç vardiya üretim yapıyoruz bir tane ağaç kullanmıyoruz. Ağaç maden direklerinin maliyeti geçen yıl 500 lira iken bugün 1,5 bin ila 2 bin lira arasında değişmektedir. İyi ki diyorum, bu esnek mekanize sistemi kurmuşuz, keşke bir pano daha yapabilsem. Kurduğumuz 80 metreye ilave olarak 20 metre daha ilave tahkimat sistemi yaptırdım. Bu şekilde sürekli AR-GE çalışmaları yaparak, “madenciliği nasıl daha ileriye taşırız?”ın arayışı içerisindeyiz.”
TAŞKÖMÜRÜNÜNE ÖZEL KANUN ÇIKARILMALI
Soma maden faciası sonrasında çıkarılan yasalarla taşkömürünün diğer kömürlerle aynı kefeye konulmasının yanlış olduğunu savunan Alaattin Kurnaz, onların üretim şartları ile kendi şartlarının çok farklı olduğunu söyledi. Zonguldak’ta derin madencilik yapıldığını ifade eden Kurnaz taşkömürü için özel kanun çıkarılması ve devletin sektöre teşvik ve destek vermesi gerekliliğini ifade ederek şöyle konuştu; “Rabbim bir daha öyle bir kaza göstermesin, 2014’te yaşanan büyük kaza sonrasında çıkarılan bu kanun hepsini bağlıyor. Linyit ile taşkömürünü aynı kefeye koyuyor. Bizim şartlarımız ile Soma’nın şartları aynı değil. Onlar 20 metrelik damarlarda tam mekanize sistemle çalışıyor. Ben ortalamada bir metrede çalışıyorum. TTK’da aynı şartlarda. İnsan gücü ile çalışıyor. Son 5-6 yıldır yarı mekanize, esnek mekanize kurulmaya başladı. Bir de çok değerli taşkömürünü çıkarıyoruz. Bugün ülkenin, Erdemir ile Kardemir’in 7-7,5 milyon ton civarında, İs Demir ile birlikte 10 milyon ton koklaşabilir taşkömürüne ihtiyacı var. Bizim yapabildiğimiz herkesi toplasan 250 bin ton yok. Çoğunluğunu da TTK vermekte. Devlet bize biraz daha destek verirse, biz bunu çıkarırız. Bunu 2011 yılında grup olarak başardık. Erdemir’le sözleşmemiz 250 bin tondu. Biz 270 bin ton kömür verdik.
Taşkömürü çok önemli bir maden.
Demir – çelik sektörünün ham maddesi.
Yüksek oranda karbon sağlayan bir maden.
Linyit kömüründe öyle bir durum söz konusu değil. Ama maalesef bunun değeri bilinmiyor.
TAŞKÖMÜRÜNÜN SOBALARDA KULLANILMASI CİNAYETTİR.
Yıllarca bu kömür, sobaydı, kaloriferdi, termik santrallere satıldı.
Ben bunu bakana da söyledim, bakan yardımcısına, genel müdüre de, müsteşara da aynısını söyledim. Mutlaka Zonguldak, linyitlerden ayrılıp, taşkömürüne özel bir kanun yapılması lazım.
Çünkü yarın dışarıdaki bir krizde, senin gemilerini göndermez, navlun yaptırmaz, dışarıdan kömür gelmez ise ne yapacağız?
Yerli ve milli uçağımızı, arabamızı yapacağız diyoruz. Ama demir olmadan olmaz bu işler. Bu nedenle taşkömürü için bir kanun getirmeleri lazım. Bu kömürün yıkandıktan sonra doğrudan demir – çelik fabrikalarına verilmesi lazım.”
Altın değerinde kömür çıkarıyoruz. Şuanda belki biz bunu anlamıyoruz ama ileriki yıllarda 10 yıl 20 yıl sonra bu kömürün değeri anlaşılacak. Çünkü dışarıdan bize kömür gelmeyecek.
Pandemi sonrası çoğu ülke biliyorsunuz 3-5 aydan beri enerji krizi yaşamakta. Bu da yüzde 200’lere varan artışa neden oldu. Bu yüzden Avrupa’daki çoğu ülke, başta Almanya olmak üzere koklaşabilir taşkömürü ocaklarını tekrar açmaya başladılar. Bir doğalgaz kesiminde, bir kömür gelmediği zaman oradaki sanayinin ve kışın ortasında insanların durumunu düşünün.
Burada MTA sondajlarına göre 1,5 milyar ton rezerv görünüyor. Bu az değil.
Bakıyoruz TTK her geçen gün kan kaybediyor. Şuan çalışan sayısı 7 binlere düştü. Niye? Gerçekten derin madencilik yapıyor. Tam mekanizeyi kuramıyor. Baktığınızda 20 kilometre uzunluğu bulan ocaklar var.
Hem taşkömürü üretiminin desteklenmesi, hem de istihdamın norm kadro denilen sayıya ulaştırılması lazım. TTK’nın da mutlaka özel sektör zihniyeti ile çalışması lazım. Bize de, KDV, SSK, üretim ve istihdam alanlarında mutlaka teşvik verilmesi lazım.”
2022 KARA KARA DÜŞÜNDÜRÜYOR!
Sektörü bekleyen mali sorunlarla ilgili sorumuzu içtenlikle yanıtlayan Alaattin Kurnaz, işçi çıkarmak yerine istihdamı artırmayı amaçladıklarını ama artan maliyetlerin kendilerini kara kara düşündürdüğünü söyledi.
Bu duruma çözüm arayışı içinde olduklarını belirten Kurnaz şöyle devam etti;
“Bizim maliyetlerimiz yüksek. Şuanda bir işçinin bana maliyeti 12 bin ila 12,500 lira arasında. 2022 yılında nasıl olacak? Asgari ücretin artışının yanı sıra, bize ayrıca yüzde 25-30 civarında gelecek maliyet artışlarını nasıl karşılarız diye kara kara düşünüyoruz. Bir işçinin, emekçinin bize en az 17,500 bin lira civarında maliyeti olacak.
Tamam son zamanlarda kömür fiyatları yükseldi. Bizler işletmelerimizi çevirmeye başladık ama yılbaşından sonra yine sıkıntılar baş gösterecek, bunları aşmak için ne yapabiliriz derdindeyiz. Burada emekçinin aldığı parada hiç gözümüz yok. Benim emekçim 20 bin lira almayı da hak ediyor. Çünkü çalışma şartlarımız ağır.
Bakın bünyemizde 7 tane mühendis çalışır. Her vardiyamızda mühendislerimiz vardır. İşçimle gider, işçimle gelir. İşletme çalışma sistemini, iş güvenliğimizi hep bu işleri takip ederek Akkurt Madencilik, bugün 200 işçi ile bir TTK’nın müessesesi kadar kömür çıkarıyorsa o disipline sahibiz.
Burası benim değil, işçimin, emekçimindir. Ben ancak kontrolünü sağlarım, emekçimi nasıl mağdur etmem diye işletme sorunları ile uğraşırım. Biz burada aile gibi çalışırız.
Soma kazasından sonra bir asgari ücreti biz veriyoruz, diğer ücreti devlet veriyor. Sonrasında farklı farklı yönlere teşviklerimizi verdiler. Daha önce TTK’daydı. TTK bize bir asgari ücreti net veriyordu. Maden işleri Daire Başkanlığı’na geçtikten sonra bizim teşviklerimiz Türkiye Taşkömürü Kurumu ortalama kömür fiyatı üzerinden verdikleri için yüzde 35, yüzde 40 zararımız oldu.
Bu konuyu hem müsteşarımızla, hem genel müdürümüz Kazım Beyle, Amasra’da yapılan TTK Yönetim Kurulu Toplantısında dile getirdik. Kendilerinin ifadesi ile “Biz mutlaka bu işi çözeceğiz. Sizler bunu hak ediyorsunuz” dedi. Bir asgari ücret bize net verilirse biz ancak bu işletmeleri yürütebiliriz. Benim bünyemde şuanda 210 kişi çalışıyor. Ben istemem ki yılbaşından sonra bir tane işçimin çıkışını vereyim. Aksine çok daha fazla kişi bizimle çalışsın isterim. Burada devletimiz bize yapması gereken teşvikleri mutlaka artırması lazım.
Bir de başımızda “rödovans” diye Fransızlardan kalma bir kelime var. Tam karşılığının ne olduğunu da bilmiyorum. Siz kendiniz de gördünüz TTK önceden iyi damarları almış. Bizim firmamız rödovans parası olarak şuanda 68 lira veriyor. Yılbaşından sonra bu devlet hakkı ile beraber 95 lira civarında olacak. Bunu kömür çıkarsanız da çıkarmasanız da veriyorsunuz.
Bahsettiğim toplantıda Müsteşarımız Zafer Benli ve Genel Müdürümüz Kazım Bey’i samimi gördüm. Bu samimi yaklaşımları bizi sevindirdi. Biz de şimdi kendilerine bir taslak hazırlayarak enerji bakanlığına sunacağız. Bu torba yasaya konulduğu takdirde, hem bizlerin mağduriyeti giderilmiş olacak, hem de istihdama katkı sağlayacağız. Şuan özel sektörde çalışan 2500 kişi varsa, bunu 5000 kişi nasıl yaparız onun hesabını yapıyoruz.
Biz hiçbir zaman “gelen maliyetler yüzünden işçi çıkaralım. Madencimizi, emekçimizi mağdur edelim” demedik. Ben şahsım olarak bu zamana kadar kimseyi mağdur etmedim. 17 yılda yaklaşık 2 binin üzerinde işçi çalıştırdım. Yüzlerce insanı buradan emekli ettim. Hiçbir arkadaşımı mağdur etmedim. Hepsi kayıtlarda vardır.
Burada 30 yıllık rödovans kültürü var. Bunu hemen bugün kapatalım ile olmuyor.
Kömür olmuş altın. Zonguldak’ımızda 150 yıllık daha kömür var. rödovansçılarımızda bile atıl yerlerde yaklaşık şuan 20 yıllık kömür var. Bu kadar tecrübe, bu kadar istihdam yapıyoruz, devletin mutlaka bizlere yardımcı olması lazım.