Muharrem Orucu’nun ilk gününde, Ankara’da başka Alevi kurumlarına da saldırı gerçekleşti. Tuzluçayır Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Ana Fatma Cemevi, Gökçebel Köy Derneği, Türkmen Alevi Bektaşi Derneği, Batıkent Serçeşme Cemevi de saldırıya uğradı.
Konuyla ilgili olarak Alevi-Bektaşi Kurumları Avrupa’da ve Türkiye’de eş zamanlı ortak bildiri yayınladı.
Türkiye’de de yapılan ortak açıklama, Alevi Kültür Dernekleri Zonguldak Şube Başkanı Mehmet Kaplan’da ortak açıklamayı yayınladı.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi.;
“Öncelikle şunu belirtelim ki; Canlarımıza, Cemevlerimize, ve kurumlarımıza saldıranlar, bu saldırıları planlayıp yönetenler bilsinler ki; bizi demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesinden koparamayacaksınız. Çünkü biz, baskıya zorbalığa ve her türlü şiddet politikalarına boğun eğmeyiz.
Savaş çığırtkanlığına ve her türlü çatışma diline karşı barışın ve kardeşliğin saflarında yer alırız.
Biz Aleviler, tarih boyunca her türlü provokatör tertibinin karşısında ve bize yönelik her saldırıya rağmen 72 millete bir nazarla bakmaya devam ettik.
Bu saldırıların asıl amacının ülkede kaos ve çatışma ortamı yaratmak olduğunun bilincindeyiz.
2023 Genel seçimleri öncesi kaostan ve çatışmadan beslenmek isteyen karanlık güçlerin harekete geçmesine zemin hazırlayan Devletin ve AKP hükümetinin şiddet dilinin de farkındayız. Bu saldırıların daha büyük ve acı bir sonuca varmaması için başta demokrasi güçleri olmak üzere herkese görev düşmektedir. Halkımızı kurumlarına ve Cemevlerine sahip çıkmaya ve provokasyona karşı uyanık olmaya çağırıyoruz! Bu vesileyle hükümeti açıktan uyarıyor ve göreve çağırıyoruz. Bu saldırıların arka planını örgütleyicisini ve azmettiricisini derhal açığa çıkarın! aksi taktirde zan altında kalmaktan kurtulamazsınız. Kınama ve geçmiş olsun ile geçiştirilecek bir durum değildir.
bakanlığı daha birkaç gün önce yayınladığı genelgede Cemevlerine yakın olacaklarını boş bırakmayacaklarını ilan etmişken daha Muharrem’in birinci gününden bu olayların olması bizim açımızdan düşündürücüdür. Biz Aleviler dili, dini, inancı, ırkı, mezhebi ve cinsiyeti ne olursa olsun herkesin eşit ve özgür bireyler olarak yaşayabildiği kimsenin kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği, katledilmediği, demokratik bir cumhuriyette bir arada kardeşçe yaşamı savunuyoruz.
Cemevleri milyonlarca Alevinin ibadethanesidir. Orada hiç kimseye makamı, dili, dini, rengi sorulmaz. Cemevlerine saldırmak aslında Anadolu halklarının hoşgörüsüne ve bin yıllık komşuluğa saldırmaktır.
Biz zalimlerin, zorbaların, ırkçıların dışında kimsenin karşısında olmadık. Aleviler tarihi boyunca hiçbir halkın onurunu incitecek kalkışmada bulunmadı. Bundan sonra da böyle olacaktır.
Dün bu ülkenin başkentinde 4 ayrı yerde, Alevilerin ibadethanelerine ve mekanlarına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu saldırının tüm yönleriyle açığa çıkarılması için kararlılıkla mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz; Cemevlerini tanımayan ve Anayasal statüye kavuşturmayan, Alevileri her türlü insanlık dışı asimilasyon politikasına tabi tutan, hakir gören, aşağılayan yaklaşımlarınız bu saldırılara zemin hazırlamaktadır. Taleplerimizi kabul edin ve ibadethanelerimizi yasal statüye kavuşturun” (Haber Merkezi)