Adı halk içinde Arnavut İzzet olarak bilinirdi. Tüm Zonguldaklılar tarafından sevilen sayılan birisiydi. Spor hayatından çekildikten sonra arkadaşlarıyla kentin çeşitli birahanelerinde ayaküstü ve hayli eğlenceli sohbetler yapardı.
Ancak bu nedenle evi ile arası açıktı, eşi ile de sık sık tartışırdı. Bazen de evinde olay çıkarır, vurur kırar döker ve polis kayıtlarına geçerdi.
O dönemler vilayetten basına gazetecilerin adına “polis bülteni” dedikleri asayiş olayları bülteni günlük olarak dağıtılır, gazetecilerde bundan haberler yapardı.
Bende yapardım ve haftada bir ya da 15 günde bir bültende adı geçen İzzet Edebali’nin Kapuz’da bulunan evini dağıtma haberlerini de yapardım.
Ama İzzet Edebali’nin Arnavut İzzet olduğunu bilmeden… Bilseydim yapmazdım çünkü benim de kendisine herkes gibi saygım sonsuzdu. Bir gün Ertan’ın birahanesinde takılırken karşımda oturan Arnavut İzzet “kardeşim gazetelere konu olmuşuz, boyuna beni yazıyorlar, yok evi dağıtmışmış, yok kırıp dökmüşmüş, kimin yazdığını bir bilsem vallahi anasından emdiği sütü burnundan getireceğim” şeklinde konuşunca ben “abi ben bir İzzet yazıyorum ama o İzzet Edebali, her halde sen değilsindir” dedim ve anında kedimi karşısında suçlu olarak buldum.
Allahtan beni severdi, fazla kızmadı, ama ben de bir daha İzzet Edebali haberi yapmadım.
Sadece son haberini yaptım; Site semtindeki evine bir gece giderken merdivenlerde düşüp kaldığını ve oracıkta öldüğünü…
Bir zamanlar Zonguldak Bölge Müdürlüğü yapmış Kemal Köksal’ın da kayın biraderiydi.
Zonguldak Nostalji sayfasında da hakkında şöyle yazıyor:
“15-18 Eylül 1966 tarihinde Yugoslavya’nın Sarajevo şehrinde düzenlenen 25. Balkan oyunlarında Zonguldaklı milli atlet İzzet Edebali (Ciritci-Arnavut İzzet) 60.98.m yaptığı derece ile Ülkemizi temsil etmiştir...” (Haber: Sermet Aksu)