Ara sıra bazı toplantılarda filan çıkıyor ortaya birileri konuşuyor; “Turizm” diyor, “Zonguldak’ta zayıf” diyor, “Şöyle olmalı, böyle olmalı” diyor…
İyi diyor;
Diyor ama eksik konuşuyor!
Biz farkındayız, bizim memlekette Turizm denince akla deniz, güneş altında yanma, karşı cinse asılmalar, içip içip kasılmalar gelir; arada da ya “Yandım Allah” makamından arabesk, ya da dım tıs dım tıs sallan yuvarlan…
Oysaki olaya bilimsel açıdan yaklaştığınızda turizmin ne kadar çok çeşitliliği var, örneğin;
Kış Turizmi.
Yaz Turizmi.
Kültür Turizmi.
Yayla Turizmi.
İnanç Turizmi.
Kongre ve Fuar Turizmi.
Balon turizmi.
Müze turizmi.
Spor Turizmi.
Sağlık Turizmi.
Rafting, Trekking, Paraşüt…
VS. vs. vs.
Oturduğum yerde benim aklıma gelenler bunlar.
Ama yetkili yetkisiz bireylerin konuştukları iki üç başlık altında bir kısır döngü…
Yani demek istediğim;
“Laf olsun vakit dolsun, benim de sesim çıksın” diye yırtık çoraptan çıkar gibi çıkmaya gerek yok, düzenlerisiniz bir panel, orada konuları görüşürsünüz, sonra da uygulama faslına geçersiniz.
Uygulama faslı olmazsa sizin yaptığınız da bir başka turistik hareket olur:
Artistik patinaj!..