Ayasofya’nın neredeyse 1500 yıllık öyküsünden yola çıkarak…
1500 yıldır ayakta duran görkemli yapı Ayasofya…
Latin istilasından Depremlere…
Yangınlara…
Savaşlara…
Sayısız imparator, padişah ve siyasetçi gömdü.
Ayasofya, dünyanın en eski katedrali…
Dünyanın en hızlı inşa edilmiş -5 yılda- katedraliydi.
Dünyanın en uzun süre ibadet yeri olmuş yapılarından biriydi.
Ayasofya milattan sonra 537 yılında Yeni Roma’da katedral olarak inşa edildi.
916 yıl boyunca Hıristiyan Doğu Roma İmparatorluğu için son derece politik bir değer taşıdı.
1453 yılında Konstantinopolis düşüp Osmanlı’nın eline geçince, camiye çevrildi.
482 yıl boyunca da Müslüman Osmanlı İmparatorluğu için son derece politik bir değer taşıdı.
Cumhuriyetin ilanından sonra, 1935 yılında müze olmasına karar verildi.
85 yıldır müze…
Şimdi ise Ayasofya, Danıştay kararı ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzaladığı kararla Diyanet’e devredildi ve cami oldu…
Ayasofya’da ilk namaz 24 Temmuz Cuma günü kılınacak.
Ayasofya’ya namaza gidenler Türkiye için bol bol dua etsinler.
Sosyal mesafe ve maske!
Maalesef günümüz yaşam şartlarında dikkat etmiyoruz.
Sosyal mesafe kurallarına…
Maske takmıyorum…
Oysaki daha vaka sayısı (o) görmedi.
Halen daha vaka sayısı olduğu için biz normalleşemeyiz…
Çevremizdeki insanları ve sevdiklerimizi düşünmeliyiz.
Maalesef ki kurallara uymuyoruz.
Geçen gün başımdan geçen bir olayı kısaca size anlatmak istiyorum.
İlk koronavirüs vakası yaşanan bankadayım. Sıramın gelmesini bekliyorum.
Dikkatimi çeken birçok kişinin maskeyi çenesine indirmesiydi.
Bankanın Güvenlik görevlisi olan kişinin yanına yaklaşıp şikayetimi dile getirdim.
O kişilere uyarıda bulunmasını rica ettim.
Ama ben görevlinin verdiği cevap karşısında şok oldum.
“… Biz kimseyi içeride zorla tutmuyoruz. Rahatsız oluyorsanız dışarıda beklersiniz.”
Kurala uyan ben maskeli…
Uymayan kişi ise içerde maskesiz öyle mi?
Çok işimiz var daha çok….
Sevgiyle kalın!