MFA Kocayusuf Maske Fabrikası ortaklarından ve eski Türk Kızılay Zonguldak Şube Başkanı Murat Uzun, Türk Kızılay Zonguldak Şubesi hakkında önemli açıklama yaptı.
Kızılay Genel Merkezi tarafından aranması sonucu Serap Elibol ismini önerdiğini belirten Uzun, “Bunlarla beraber Serap Elibol ismi olgunlaştı. Akabinde Ankara’ya çağrıldı ve yönetimde şekillendi. Bizzat Türk Kızılay Genel Sekreteri Hüseyin Can ile birlikte bu süreç tamamlanıp Zonguldak’ta Serap Elibol başkanlığında atama yönetim ilan edildi. Benim Kızılay ile ilgili sürecim bundan ibaret” dedi.
Türk Kızılay eski Başkanı Aydın Ergenç konusunda ki soruya ise Uzun, “Aydın Ergenç istifa ettiğinde genel merkezi aradım ve bilgi istedim. Dedim ki; “Ben Aydın Beye referans oldum bu süreç nedir?” Aldığım cevap beni rahatlatan bir cevaptı kesinlikle usulsüz bir durum olmadığı aslında istişareyle beraber düzeltilebilecek bir süreç olduğu bilgisini aldım” diye cevap verdi.
MFA Kocayusuf Maske Fabrikası ortaklarından ve eski Türk Kızılay Zonguldak Şube Başkanı Murat Uzun, konuşmasına şöyle devam etti:
SERAP ELİBOL İSMİNİ GENEL MERKEZE İLETTİM
“Kızlay’dan bahsetmek için önce Kızılay’ı iyi anlamak lazım. 2008 yılında atama yönetimle birlikte bir Kızılaycılık geçmişim var. 2019 yılına kadar yönetim kurulu üyeliği, başkan vekilliği ve 2-3 ayda olsa Kızılay Zonguldak Şube Başkanlığı görevlerinde bulundum. Dolayısıyla güçlü bir Kızılaycı kimliğim var ve bunun getirdiği bazı zorluklarla karşı karşıyayım. Türk Kızılay Zonguldak Şube Başkanlığı konusunda başlayan polemiklerin özü şudur; ilk Doktor Fatih Akça beyin ismi gündeme geldi daha Kadir Habipoğlu ismi ön planda oldu ancak bu iki arkadaşımızda genel merkezden olmadığını basın vasıtasıyla öğrendim. İş çıkmaza girdiğinden ve görev yapmak isteyen kişilerin sayısının artmasıyla bu iş kangren haline geldi. O esnada Kızılay Genel Merkezi benimle temasa geçti ve isim istiyoruz dediler. Bende takip edebileceğim çok destek verebileceğim bir durum olmadığını söyledim ama ısrar ettiler. Akabinde kimliğini çok değerli gördüğüm Serap Elibol Hanfendinin ismini genel merkeze ilettim. Benimle birlikte Kızılay’la bağlantısı olan Selim Beyle de temaslar vardı, eski Kızılaycılarla da görüşüldü. Onlarında önerdiği isimler var. Bunlarla beraber Serap Elibol ismi olgunlaştı. Akabinde Ankara’ya çağrıldı ve yönetimde şekillendi. Bizzat Türk Kızılay Genel Sekreteri Hüseyin Can ile birlikte bu süreç tamamlanıp Zonguldak’ta Serap Elibol başkanlığında atama yönetim ilan edildi. Benim Kızılay ile ilgili sürecim bundan ibaret.
ASIL SUÇLU KIZILAY GENEL MERKEZİDİR
Sorun şurada başlıyor; Atanan bir yönetim var, şehirde genel olarak atanan yönetime pozitif bir yaklaşım var. Ancak problem şurada çıktı; Ben Zonguldak’ın bu anlamda hakkını korumak zorundayım. Adeta bütün ayrışmaların, kutuplaşmaların, çatışmaların sona erip kavuşmaların, kucaklaşmaların, buluşmaların olması gereken bir kurum üzerinden neredeyse Zonguldak bir birine kırdırılır vaziyete geldi. Ama esas husus Sayın Hüseyin Can’ın her şey bittikten sonra kendi atadığı yönetimin Zonguldak'ta kabul görmesine rağmen Serap Hanıma yönetimiyle ilgili bazı müdahaleleri oldu. Kongre süreci başladıktan sonrada üye ve delege yapısına bakıp seçim kulisi yapmaya başladı hararet daha fazla arttı. Bunlarla beraber büyük polemiklere neden olan süreci birlikte yaşıyoruz. Bu şekliyle de kongreye gidildi. Kongrede çoğunluk sağlanamadı. Çoğunluğun sağlanamamasının nedeninin sadece hava şartlarının olduğunu düşünmüyorum. İnsanları çok çabuk etiketliyoruz, insanları iki dakikada FETÖ’cü yapıyoruz, arsız yapıyoruz, namussuz yapıyoruz. En ufak bir menfaat çatışmamız olduğunda, farklı düşündüğümüzde bunları maalesef çok kolay yapıyoruz ve şehir olarak kaybediyoruz. Kızılay’ı da hep beraber bu boyuta taşımayı başardık! Hepimiz suçluyuz. Ama asıl suçlu kriz yönetimini sağlıklı yapamadığını düşündüğüm Kızılay Genel Merkezidir. Serap Hanım kongre sürecinde net bir duruş sergileyerek yönetimine sahip çıktı bana göre de doğru yaptı. Herkes herkesi sevmek zorunda değil.
POLEMİĞİN İÇERİSİNDE OLACAK BİR İNSAN DEĞİLİM
Kendi adıma üzüntüm şu; “Murat Uzun Kızılay’ı dizayn ediyor, Murat Uzun Selim Akan’a gol attı, Murat Uzun Ak Partiye gol attı, Murat Uzun Milletvekillerine gol attı” sanki Avrupa’nın yetiştirdiği en yetenekli santraforu benmişim haberim yok. Yakından uzaktan bu polemiğin içerisinde olacak bir insan değilim, olmuş biriside değilim. Ben sadece herkesten istendiği gibi benden istenen bir ismi verdim. Referansı Murat Uzun olunca bu şekilde yansıtıldı, farklı polemiklerin önünü açtı. Gönlüm Cumartesi tek liste ile şölen havasında bir kongre gerçekleştirilmesi yönündedir. Bunun dışında yazılanlar işi magazinleştiren yazılardır.
AYDIN ERGENÇ’İN BİR SUİSTİMALİ OLACAĞINA İNANMIYORUM
Sayın Aydın Ergenç adına konuşma yapmam mümkün değil. Elimde onunla ilgili bilgi, belge söz konusu değil. Sadece şunu samimiyetle söylüyorum Aydın Ergenç istifa ettiğinde genel merkezi aradım ve bilgi istedim. Dedim ki; “Ben Aydın Beye referans oldum bu süreç nedir? Dedim. Aldığım cevap beni rahatlatan bir cevaptı kesinlikle usulsüz bir durum olmadığı aslında istişareyle beraber düzeltilebilecek bir süreç olduğu bilgisini aldım. Aydın Ergenç’in başkanlık dönemine çalışma olarak bakarsak ben Türk Kızılay Zonguldak Şubesini her yerde gördüm. Ama ben onların müfettişi değilim. Neyi eksik neyi fazla yaptılar onu ben bilemem. Ama tanıdığım kadarıyla be Aydın Ergenç’in bir suiistimali olacağına inanmıyorum. Süreç sonunda kendisi de mutlaka açıklama yapacaktır.
ÖMER SELİM ALAN’IN HER YAPTIĞINI ONAYLAMIYORUM
Süreç içerisinde Selim Başkanla konuştum. Hep aynı düşüneceğiz diye bir şey yok. Ben farklı düşündüğümde Sayın Başkana bunu söyleyebilecek güç ve kudretteyim. Ben demokrasiye inanan bir insanım. Olaylara farklı düşünüp farklı bakabiliriz. Ama Ömer Selim Alan Kan Merkezinin Müdürü değil. Benim o zaman tanıdığım arkadaşım değil. O dönemde “Abi ben aday adayı olacağım Allah nasip ederde seçilirsem benim yanımda olur musun, senden destek istiyorum” dediğinde ona söz verdiğim Selim Alan değil. Aday adayı veya aday değil. Ömer Selim Alan bugün Zonguldak’ın belediye başkanı. Ben Ömer Selim Alan’a ya da partimizden veya bürokraside herhangi bir isme kavga çıkaracak yaklaşımlar gösterirsem bu benim için çok büyük eksiklik. Farklı düşünsem bile ben düşüncemi onlara ifade ederim, istifade ederlerse ederler etmezlerse o da onların bileceği bir iş! Çok tıkandığım yerde çizgimi çekerim yine yük olmam çünkü kaybeden Zonguldak olur. Murat Uzun ile Ömer Selim Alan’ın kavgası sıradan bir kavga olmaz! Hepimize zarar verir. Dolayısıyla ben Ömer Selim Alan’ın her yaptığını onaylamıyorum ve görüşlerimi kendisine rahatlıkla ifade edebiliyorum. Bunda zorlanan bir insan değilim. Kendisinin kabul ettiği var kabul etmediği var. Biz Ömer Selim Alan’la aynı beyni yaşarsak, bir birimiz gibi düşünürsek bu zaten olmaz.” Haber: Seçkin KIRARSLAN