KOLOREKTAL cerrahide, ERAS protokolleriyle ameliyat öncesi gereksiz bağırsak temizliği, uzun süre aç kalma ve ağır premedikasyonlar gibi hastayı yıpratan adımları ortadan kaldırdıklarını belirten Prof. Dr. Bülent Cavit Yüksel, bu sayede operasyon öncesinde hastaların konforunun arttığını, stres seviyesinin düştüğünü ve iyileşme sürecinin hızlandığını söyledi. Hastaların artık ameliyat öncesinde çok daha az kaygılı, iyi beslenmiş ve bedenen daha güçlü şekilde operasyona hazırlandıklarını ifade eden Prof. Dr. Yüksel, “Bu yaklaşım, ameliyat sonrası dönemi de belirgin ölçüde kolaylaştırıyor” dedi.
Güven Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Cavit Yüksel, kalın bağırsak, rektum ve makat bölgesinde meydana gelen hastalıkların tedavisinde kullanılan hızlandırılmış iyileşme protokolleri (ERAS-Enhanced Recovery After Surgery) ile ilgili açıklamada bulundu. ERAS sayesinde hastaların ameliyat sonrası dönemde hızlıca normal hayatına dönebildiklerini ifade eden Yüksel, “ERAS protokolleri, kolorektal cerrahi geçiren hastaların iyileşme sürecinde bir devrim niteliği taşıyor. Kolorektal cerrahide uygulanan ERAS protokolleri, modern tıbbın hasta odaklı yaklaşımını temsil ediyor. Hastalar, ERAS protokolleri sayesinde ameliyat sürecinden çok daha konforlu şekilde geçiyor ve hızlı şekilde günlük yaşamlarına dönebiliyor. Bu yenilikçi yaklaşım, cerrahi başarı oranlarını artırırken komplikasyonları da en aza indiriyor. Her hasta için farklı bir iyileşme süreci olabilir. Bu nedenle, multidisipliner bir ekip tarafından oluşturulan kişiselleştirilmiş tedavi planları büyük önem taşır. ERAS protokolü, cerrahlar, hemşireler, anestezistler, diyetisyenler ve fizyoterapistlerin iş birliği içinde çalışmasını gerektirmektedir. ERAS protokolü ile sağlık maliyetleri, hastanede yatış süresi ve komplikasyon oranlarında azalma sağlandığı kanıtlanmıştır” diye konuştu.
‘AMAÇ, HASTA KONFORUNU ARTIRMAK’
Ameliyat öncesi, ameliyat esnasında ve sonrasında uygulanan multidisipliner yaklaşımlarla oluşturulan ERAS protokollerinin, hasta konforunu artırmak için özel olarak tasarlandığını ifade eden Prof. Dr. Yüksel, “Bu protokoller, ameliyat öncesi ve sonrası beslenmeden ağrı yönetimine, erken mobilizasyondan minimal invaziv cerrahi tekniklere kadar pek çok yeniliği kapsar. Ameliyat öncesi gereksiz bağırsak temizliğini, aç kalmaları ve premedikasyonları azaltmakta daha az stres ile hasta ameliyata yollanır. Ayrıca hastada hastalığa bağlı malnütrisyon denilen bir beslenme bozukluğu varsa değerlendiriliyor ve önlem alınıyor. ERAS ameliyat sırasında ameliyat şekline bağlı önlemleri içinde barındırır. Burundan takılan ve nazogastrik tüp denilen dren hastalarda ciddi konforsuzluk ve akciğer enfeksiyonlarına sebebiyet vereceğinden genelde takılmamasını tavsiye eder. Karından dren yerleştirilmesini ve idrar sondası takılmasını en düşük seviyede tutulmasını ister. Ayrıca ameliyatların minimal invaziv yani laparoskopik ve/veya robotik yöntemle yapılmasını teşvik eder. Alınacak bu önlemler ile hastada ameliyata bağlı gelişecek stres en düşük seviyede tutuluyor. Ağrı kesici kullanımı en aza indirilir. Ağrı, stres ve yapılan kesiler daha az olduğu için hasta ameliyat sonrası çok kısa sürede ayağa kalkar. Erken hareketlenme ve az ağrı kesici sayesinde gastrointestinal sistem çabuk çalışır hale gelir. Böylelikle vücudun ihtiyacı olan ve enerji-kalori dengesini sağlayan beslenme kolayca başlayabilir.”
Hızlandırılmış iyileşme protokollerinin diğer önemli avantajlarından birinin komplikasyon oranlarını düşürmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yüksel, “Tüm bu olumlu adımlar sayesinde iyileşme çok daha hızlı, enfeksiyon ve komplikasyon oranları çok daha düşük seyreder. Doğal olarak erken eve dönüş ve rehabilitasyon döneminin çok kısalmasına yol açar. Bu protokoller, enfeksiyon riskini azaltırken bağırsak fonksiyonlarının daha hızlı geri dönmesini sağlar. Aynı zamanda, hastanede kalış süresi kısaldığı için hasta ve yakınlarının yaşam kalitesi de olumlu etkilenir” dedi.