Zonguldak

Batı Karadeniz’in korkulu rüyası HIV nedir?

Son günlerde Karabük Üniversitesi ile gündeme gelen ve üniversite öğrencilerinin korkulu rüyası haline gelen HIV/AİDS nedir?

Abone Ol

AIDS, "Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu"nun kısaltmasıdır. Bağışıklık sisteminin HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) adı verilen bir virüs tarafından zayıflatılması sonucunda gelişen bir hastalıktır. AIDS, vücuttaki bağışıklık sistemini zayıflatarak çeşitli enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız hale getirir.

AIDS, HIV virüsü ile enfekte olan kişilerde gelişebilir. HIV, vücuda kan, cinsel sıvılar, anal sıvılar, vajinal sıvılar ve anne sütü gibi vücut sıvıları yoluyla bulaşabilir. HIV'in en yaygın bulaşma yolları arasında korunmasız cinsel ilişki, kontamine iğnelerin paylaşımı, hamilelik ve emzirme dönemi sırasında anneden bebeğe geçiş bulunmaktadır.

Bulaşma yollarını önlemek için, koruyucu önlemler almak oldukça önemlidir. Bu önlemler arasında düzenli olarak test yaptırmak, korunmalı cinsel ilişki, hijyenik iğne ve enjektör kullanımı, gebelik döneminde anneden bebeğe bulaşma riskini azaltmak için tedbirler almak gibi adımlar bulunur.

HIV enfeksiyonu olan kişiler, antiretroviral tedavi ile enfeksiyonun ilerlemesini ve AIDS'in gelişmesini önleyebilirler. Ayrıca, HIV'i kontrol altında tutarak, enfekte kişilerin cinsel partnerlerine bulaştırma riskini de azaltabilirler.

AIDS hakkında toplumda farkındalık yaratmak ve doğru bilgiyi yaymak, hastalığın önlenmesi ve kontrol altına alınması için hayati önem taşımaktadır. Herkesin sağlığı için, HIV ve AIDS konusunda bilinçli olmak ve uygun önlemleri almak büyük önem taşır.

AIDS (HIV) Belirtileri Nelerdir?

HIV virüsü kişinin vücuduna girdikten sonra uzun yıllar boyunca herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Hastalığın ilerleme hızı ve ilk belirtilerin ortaya çıkışı, virüsün vücuda giriş şekline göre değişiklik gösterir.

HIV virüsü vücuda girdikten hemen sonra çoğalmaya başlar ve aylar veya yıllar boyunca farklı hızlarla çoğalmayı sürdürür. Vücuttaki virüs seviyesi belirli bir sınırı geçtikten sonra AIDS hastalığına ait ilk belirtiler gözlenir.

Bunlar kişinin günlük yaşamını etkileyen belirtiler değildir dolayısıyla kolay fark edilmeyebilir. AIDS hastalığının başlangıcı ile birlikte kişide yorgunluk, halsizlik, aralıklı ishal problemi, ağızda beyaz leke görünümünde plak varlığı ve sık sık hasta olma gibi ön belirtiler görülür. Bu belirtilerin akla AIDS hastalığını getirmesi son derece zor olduğundan hastalık ilerlemeye devam edecektir.

Hastalığın ilerlemesi ile birlikte kişide istem dışı hızlı kilo kaybı, uzun süreli ishal, gece terlemesi, sık tekrarlayan ateş, ağız içinde derin beyaz yaralar, vücudun değişik bölgelerinde pembe, kırmızı veya mor lekeler, çeşitli solunum yolu hastalıkları ve unutkanlık gibi şikâyetler meydana gelir.

AIDS (HIV) Nasıl Bulaşır?

AIDS hastalığı HIV virüsü ile enfekte olmuş kişilerin vücut sıvılarının, virüs ile temas etmemiş kişilerin vücuduna girmesi ile yayılım gösterir. Virüsün yayılmasında etkili olan vücut sıvıları kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütü şeklinde sıralanır.

Cinsel ilişki yoluyla bulaşma: HIV virüsü bulaşmalarının %80-85'i korunmasız cinsel ilişki ile gerçekleşir. HIV-pozitif erkeğin sperm hücresinde HIV-pozitif kadının ise vajina salgısında yer alan virüs, cinsel ilişki sırasında bütünlüğü bozulmuş vücut mukozalarından içeri girer. AIDS hastalığında cinsel ilişki ile bulaşma yöntemi korunmasız cinsel ilişkiye giren tüm bireyler arasında (kadından erkeğe, erkekten kadına, kadından kadına ve erkekten erkeğe) meydana gelebilir. HIV-pozitif bir bireyle gerçekleşen tek bir korunmasız ilişki dahi AIDS hastalığının gelişmesine neden olabilir.

Kan yoluyla bulaşma: HIV virüsü, enfekte hastaların kanında bulunur ve sağlıklı bireylerin bu kan ile temas etmesi sonucunda yayılım gösterir. Kan yoluyla bulaşma genellikle hasta bireyin kanıyla temas etmiş aletlerle yaralanma ya da enfekte olmuş kanın deri veya mukoza sıvılarıyla teması sonucunda gerçekleşir. Bu tür bulaşma konusunda en çok risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır denilebilir.

Anneden bebeğe bulaşma: Virüs ile enfekte olmuş bir anne, virüsü bebeğine gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrası emzirme işlemi ile bulaştırabilir.

AIDS (HIV) Tanısı Nasıl Konur?

HIV/AIDS tanısı kanda bulunan antikorları veya virüsün bir parçası olarak sayılabilen antijenleri görüntüleyen HIV testi ile konulur. Bireyin virüs ile temasından yaklaşık 3-8 hafta sonra bağışıklık sistemi ilk tepkiyi verir ve kandaki antikor sayısı hızla artmaya başlar. Bazı durumlarda antikor sayısı 6 ay kadar uzun bir süre boyunca artık göstermez.

Böyle bir durumun meydana gelmesi hastalığın tanılanmasını geciktireceği için genellikle antijen ve antikoru birlikte inceleyen testler tercih edilir. Bu sayede hastanın virüs ile temasından sonraki 3. haftadan itibaren tanı koymak mümkün hale gelir.

Tanı işlemi için yapılacak ilk test ELISA testidir. Bu test ile yapılan inceleme sonucu HIV enfeksiyonun varlığı kanıtlanamazsa sonuç negatif olarak değerlendirilir. ELISA testinin pozitif sonuçlanması durumunda test yinelenir ve sonuç tekrar pozitif çıkarsa Western blot adı verilen doğrulama testi yapılır. Doğrulama testinin de pozitif sonuçlanması halinde kişiye HIV/AIDS tanısı konulur.

AIDS (HIV) Hastalığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

HIV enfeksiyonun tedavisinde temel amaç, virüsün vücuda girişiyle birlikte azalmaya başlayan CD4 adlı bağışıklık sistemi hücresinin azalmasını engellemektir. Bu tedavinin gerçekleştirilebilmesi için en az üç farklı ilaç uygulaması geliştirilmiştir.

Tedavide kullanılacak olan ilaç virüsün ilaca karşı gösterdiği dirence göre belirlenir. Hasta, doktor tarafından kendisi için uygun görülen ilaç rejimini aksatmadan uygular ve tedaviye yeterli düzeyde uyum sağlarsa HIV/AIDS hastalığının büyük ölçüde kontrol altına alınması mümkündür.