Belediye İş Sendikası Başkanlar Kurulu toplantısı 19 Mart tarihinde Ankara’da yapıldı.
Başkanlar Kurulu toplantısına Zonguldak Belediye İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Osman Karataş da katıldı.
Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul yaptığı açıklamada, “Yaşanılanlar millet iradesine darbedir. Darbelerin faturasını hep emekçi halk öder. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize armağan ve emanet ettiği laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin anahtarı işçi sınıfının, emekçilerin elindedir” dedi.
Belediye İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul başkanlığındaki Sendika Başkanlar Kurulu Toplantısı, Ankara’da Başkanlar Kurulu Toplantı Salonunda, Sendika Genel Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu üyeleri, Türkiye’nin her bölgesini ve ilini temsil eden şube başkanları ve Genel Merkez personelinin katılımıyla yapıldı.
Toplantıda konuşan Genel Başkan, iktidarın demokratik zeminde yarışmayı göze alamadığı, halk oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanını ve Cumhurbaşkanı adayını hukuku yok sayarak engellemeye çalıştığını belirterek, “Yaşanılanlar millet iradesine darbedir. Ülkenin doğusu batısı kuzeyi güneyi fark etmez. Darbelerin faturasını hep emekçi halk öder. Darbelerde ezilen hep emekçi halk olur. Demokrasi ve hukuka başta işçi sınıfı olmak üzere herkes sahip çıkmalıdır” dedi.
Bugün ülkemizde millet iradesinin yok sayıldığını ifade eden Genel Başkan Yurdakul, “Seçilen belediye başkanları, aydınlar, gazeteciler akıl almaz suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. İktidar, muhalif gördüğü herkesi suçlu ilan ediyor. Bugün kimse için hukuk güvenliği kalmamıştır” diye konuştu.
Bugün ülkenin içinde bulunduğu durumda emekçi halkın belinin her gün biraz daha büküldüğünü, ülkenin karanlık bir tablonun içine itildiğini dile getiren Genel Başkan, şunları söyledi:
“Her gün haksızlıklar ve adaletsizler çevremizi sarıyor. Asgari ücret, vergi adaletsizlikleri, kıdem tazminatının eritilerek adeta yok edilmesi, açlığa mahkum edilen emekliler gibi ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşuyoruz. Hukukun, adaletin, demokrasinin yok edildiği bir ülkede emekten emekçinin haklarından bahsedilemez. Bu karanlık tablodan çıkışın yolu yine işçi sınıfındadır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bize armağan ve emanet ettiği laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin anahtarı işçi sınıfının, emekçilerin elindedir. Ülkemizin içinden geçtiği bu sancılı süreçte, başta Türk-İş yönetimi olmak üzere tüm konfederasyonların, sivil toplum örgütlerinin ses yükseltmesi gerekir.”
