Hadi “eskiden beri” demeyelim de, şimdi bile “belediyelerin görevleri nelerdir?” diye sorsanız alacağınız yanıt “yol, su, kanalizasyon” biçiminde olacaktır. İnanmayan gider sorar!
Zonguldak’ta bu böyleydi, ama fazla yol yapacak gücü, parası ve elemanı olmayan Zonguldak belediyesi mahalle sayısını sabit tutarak tam 50-60 senedir yol yapmayı es geçti, olan mahallelere imar verip inşaat sahiplerine kat çıkabilmeyi garanti etti.
Canım Sendika Mahallesi, Bahçelievler, Gürcü Tepesi vs. yeşillik alanlar nasıl bu hale geldi sanıyorsunuz? Stat üstü 168 evlere ne oldu? Tepebaşına giden yollar nasıl böyle doldu? Daha neler neler… Eğer “tasman” denen çökme olayı olmasaydı siz On Temmuz mahallesini de böyle mi kalacaktı sanıyordunuz?
Yarın bir gün Fener mahallesi de bu haliyle mli kalacak?
“Yola boş ver, 10 kata ruhsat ver” felsefesi bu kentin büyümesinin de önünü tıkadı, Zonguldak gelişip genişleyemedi…
Bu günlere geldik;
Ülkenin tüm ilçe ve beldeleri gelişip büyüdü, iller büyükşehir oldu, Zonguldak bildiğiniz gibi güdük kaldı. Samsun’dan sonra Karadeniz’in ikinci büyük şehri olan Zonguldak şimdi kendi ilçesi Ereğli’den bile küçük… Karadeniz’de bulunan ilçe ve beldeler arasında esamisi dahi okunmuyor.
Gülmeyin, gerçekten böyle…
Yakında il merkezi yaparlarsa Ereğli’yi ya da İl yaparlarsa da hiç şaşmayın!
Çünkü bizden vekil çıkmadı hiç, inşaatçı filan çıktı, tüccar çıktı, hala da böyle! Fikir adamı üretemedik.
İktidarlar geçmişte Zonguldak’a haritada bir il merkezi olarak gördüler, ülkenin sanayi sektöründe önde geleni olmayı buraya layık görmedikleri için başka başka yatırımları da Zonguldak’a yönlendirmediler. Olanı da destekleyip kollayamadılar. Ben mi düşürdüm madenci sayısını 45 binlerden 7 binlere? Şimdi de özelleşecek bu kömür işleri, sonra ne olacak? “Liman filan satılmadan şurayı marina yapalım da insanlar yeni iş sahalarında ekmek yesin” düşüncesine bile bir tuhaf baktılar…
Neden biliyor musunuz?
Eşek semeriyle gidermiş…
TTK da limanıyla!
Her neyse; nereden nerelere geldik… “Belediyeler işlev değiştiriyor” dedik ya, işte ortaya çıkan yoksulluğun giderilmesinde ve aç midelere bir lokma bir şey girmesinde artık insanlar belediyeleri birer kurtuluş odağı olarak algılıyor.
Belediye kent lokantası açsın,
Belediye ekmek üretsin…
Yarın bir gün başka sosyal hizmetleri de belediyelere yükleyecekler; örneğin okul servisini pahalı bulan baba “belediye servis koysun” diyecek, pazaryerindeki insanları insafsızca kazıklayan esnafa köylüye kızan vatandaş da belediyeden “tanzim satış” isteyecek…
“Cenazem var, gel evden al, yıka, duasını ettir, göm” diyecek,
30 liraya çay, 80 liraya kahve parasından canı yananlar da“kafe” isteyecek. Öyle eski binanın ikinci katında kapalı alanda değil, denize nazır, yumuşak koltuklu rahat mekanlarda…
Daracık sokakların iki tarafına on kat, on iki kat imar izni vermiş olup yeni yerleşim bölgeleri açmamış belediyelere de, 20-25 bin lira kira veremeyen vatandaş “sosyal konut yap, bize ucuza ver” diyecek, “yoksa seçimde alırsın babaları” şeklinde de gönderme yapacak…
Evet;
Bütün bunlar olacak,
Belediyeler işlev değiştirecek…
Mecburlar!