Çanakkale’de 17. Alay Komutanı Yarbay Hasan Bey, askerleriyle birlikte ilerliyordu. Ve bu vaziyette Kilitbahir köyünün ortasındaki meydan çeşmesine kadar geldiler... Çeşmenin önündeki Hasan Beyin dikkatini bir şey çekmişti… Üzeri yara bere içerisinde ve tüyleri dökülmüş bir köpek su içmek için çeşmeye yanaşmaya çalışıyor, onun bu perişan halini görenler taş atarak köpeği çeşmeden kovuyorlardı...

Festivallere tasarruf darbesi! Festivallere tasarruf darbesi!

Hasan Bey bu duruma çok üzüldü, atından indi köpeğin üzerindeki yaralara aldırmadan onu kucağına aldı ve çeşmenin yanına götürdü... Hayvana su içirdi, yaralarını temizledi. Ardından karnını doyurdu ve köpeği alarak yoluna devam etti. O günden sonra köpeği yanından ayırmadı Hasan Bey! Adını da "Canberk" koymuştu.  Canberk kısa zamanda tüm Mehmetçiklerin dostu olmuştu. Türk askerleriyle siperden sipere atlıyor!... Tüyleri yeniden çıkmış, yaraları ise tamamen iyileşmişti. Askerler soruyorlardı Hasan Bey’e; “Komutanım, bu köpeğe neden bu kadar alaka gösteriyorsunuz?”

Yanıt olarak “Yüce Allah’ın Kıyamette bu köpeğe neden merhamet etmedin, demesinden korkuyorum!” dedi.

İşte Hasan Bey böylesi biriydi.

Bölgedeki savaş olanca şiddetiyle sürüyordu. Yine siper savaşlarının birinde tarih 11 Temmuz’u gösteriyordu ve bizim Mehmetler, Fransızları püskürtmüşlerdi!  Savaş alanı Fransız askerlerinin cesetleriyle doluydu... Ama biz de zayiat vermiştik...

Mehmetçiklerimiz bir yandan ölen arkadaşlarının defin işleriyle uğraşıyor, diğer yandan ise yaralılara yardım ediyorlardı. Hasan Yarbay’da olayın tam ortasında askerlerine direktifler veriyordu. O sırada bir Fransız askerinin yerde kıpırdadığını gördü! Askerin yaralı olduğunu düşündü. Yardım etmek için Fransız askerin üzerine eğildi ki, ölü taklidi yapan asker, sakladığı hançeri Hasan Bey’in göğsüne sapladı. Hasan Bey bir anda sarsıldı ve yere yığıldı. Yarasından oluk gibi kan akıyordu. Her şey aniden olup bitmişti. Yanına koşup gelen askerlerine fısıltı halinde şu sözleri söyledi;  “Allah şahidimdir ki, bu Fransız’a iyilik etmek için yaklaştım!”

O an uzaklardan acı bir havlama sesi duyuldu. Canberk olanca hızıyla koşup koşup geldi ve velinimetinin yanına çöktü. Sahibinin ellerini yalıyor, adeta kalkması için yalvarıyordu...

Yarbay Hasan Bey’in gözleri buğulanmış, çehresi solmaya başlamıştı... Birden, silkinir gibi oldu ve yanındakilere; “Beni ayağa kaldırınız” dedi. Askerleri onu yavaşça ayağa kaldırdılar. Üstü başı kan içinde olan ve son anlarını yaşayan Yarbay Hasan Bey'in yüzünde derin bir tebessüm oluşmuştu...

Ve ardından olduğu yere yığılarak ruhunu teslim etmiştir.

Bunun gören Mehmetçıkler yarbayın üstüne Türk bayrağını örterler. Köpeği Canberk de bayrağın altına yarbay Hasan’nın ayak ucuna yatar ve bir süre sonra askerler Yarbay Hasan’ı defnetmek için gelirler bayrağı kaldırdıklarında kopeği Canberk’i kaldırmak isterler ama bir türlü bunu başaramazlar. Aradan biraz zaman geçtıkten sonra Canberk de ölecektir.

Yarbay Hasan'ı defin ettikten sonra köpeği Canberk’i de ayak ucuna defnederler...

Kaynak: Haber Merkezi