İçinde bulunduğumuz son dönemde Dünya nüfusunun demog rafik olarak artması yanında iklimsel koşulların değişime uğra ması ve betonlaşmanın artması sebebiyle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun‘Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu en son açıklanan 2019 Raporu’na göre dün yadaki her dokuz kişiden biri aç. Yetersiz beslenen ve açlık ya şayan insan sayısı 2018’de 811 milyonun üzerine çıktığı belir tiliyor.Söz konusu raporda aynı zaman da dünya nüfusunun yüzde 17.2’sine denk gelen 1.3 milyar insanın orta düzeyde bes leyici ve yeterli gıdaya düzenli erişemediği kaydedildi.Özyeğin Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğr.Üy. Faik Gür, “Önümüzde büyük bir sorun var. Bu sorunun temelle ri bütün ülkeleri ilgilendiren temel sorunlar” şeklindeki açıklamasının kayde geçtiği görüldü. Her yıl FAO’nun kuru luşu olan 16 Ekim ‘Dünya Gıda Günü’ olarak kutlanıyor. Bu kapsamda gıda üre timine, gıda güvencesine dikkat çekilerek, açlıkla mücadele konusun da duyarlılığı artırmaya yönelik ça lışmalar ve etkinlikler yapılıyor.Ancak mamafih gerek ekime elverişli arazilerin betonlaşma yoluyla azalması,gerekse tarım ve hayvancılık girdilerindeki maliyet artışlarına ek olarak za man içinde küresel anlamdaki değişkenler ile yerel deki olum suzluklar nedeniyle sağlıklı gıdaya erişim her geçen gün zorla şıyor.
* * *
Bu kapsamda 16 Ekim’de Özyeğin Üniversitesi’nde Türkiye’ de Ta rım, Gıda ve Değişen/Değişmeyen Pratikler konferan sında konuşan Gür;“Dünyada gıda ile ilgili sorunumuz var. Neredeyse her 10 kişiden biri ya aç ya da yetersiz besleni yor. Dolayısıyla önümüz de büyük bir sorun var. Bu soru nun temelleri bütün ülkeleri ilgilendiren temel sorunlar. Biz özellikle Türkiye’de bu sorunu anlamamızı sağlayacak olan genel tarımsal yapıları ilgilendiren araştırmaları suna cağız. İstanbul’un genelinden gelen tarımla ilgili konuları araştırmış olan arkadaşlarımız sunum yapacak. Özyeğin Üniversitesi olarak bu sorunun akademik bilgi alanın daki eksiklikliklerini tamamlamaya yönelik bir çaba içine gir dik.” Değerlendirmesi ise Ülkemiz şartları bakımından büyük önem taşıyor.Çünkü yerel ve ulusal medyada bu yönde çıkan haberlere göre neredeyse doğal gıda tüketebilmek imkansız gi bi bir şey.Gerçekte asıl çarpıcı durum ise; Kısa adı TÜDEF olan Tüketici Dernekleri Federasyonu Dünya Gıda Günü nede niyle yaptığı açıklamada,"Ülkemizde nüfusun yüzde 20'den fazlası açlık sınırının altında yaşarken, yüzde 60'ı da yoksul luk sınırında yaşıyor. Başta enerji olmak üzere, gıda maddele rine gelen zamlar nedeniyle Türkiye'de açlık ve yoksulluk artı yor. Ülkemizde gıdalarda hile yapan firmaların 19 ay sonra ka muoyuna açıklanmasından sonra gıda güvenliğinin kalmadığı nı da söylemek mümkün. Tüketicinin can güvenliğini tehlike ye sokan firmalar birkaç bin lira para cezasını ödeyerek hile yapmaya devam ediyorlar" şeklindeki açıklamasına bakıldı ğında;gerek ilgili merciler nezdinde özel ve kamu hastaneleri dahil birçok yerde gerçekleştirilen denetlemelerin bir çoğunun haberli yapılması sebebiyle asıl amacına ulaşamaması,gerekse yeterli denetim elemanının olmaması yanında verilen cezala rın caydırıcılıktan oldukça çok uzak bulunması işi daha da zor laştırıyor.
* * *
Diğer taraftan da Greenpeace Akdeniz, "Ekolojik Tarım Rapo ru"nu yayımladı. Rapora göre dünya 'bozuk bir gıda sistemiy le'
yaşıyor. Yaklaşık bir milyar insanın gece yatağa aç girdiği belir tilen raporda gıdaların üçte birinin de israf edildiği öne çıkarılır
ken, Ekolojik Tarım Raporu'na göre bozulan gıda sisteminin çö zümünde ekolojik tarım yapmak yatıyor. Raporda tanımlandığı şekliyle ekolojik tarım, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için güvenli ve sağlıklı gıdanın yetiştirildiği;tarım ve gıda üze rindeki kontrolün uluslar ötesi işletmelerin değil yerel topluluk ların elinde olduğu bir sistem. Bu sistemin merkezinde de insan lar ve çiftçiler yer alıyor. Raporda öne çıkan başlıklar ise;
* Yaklaşık bir milyar insan her gece yatağa aç giriyor.Öte yan dan bir milyar insan ise aşırı kilolu ya da obez.
* Dünyadaki gıdaların yüzde 30’u israf ediliyor.
* Tarım, tatlı su kaynaklarının yüzde 70’ini kullanarak su kıtlığı nın ve su kirliliğinin önemli kaynaklarından biri haline geldi.
* 'Tarım zehiri' olarak bilinen pestisitler bitkilere uygulandığın da sadece küçük bir yüzdesi hedeflenen haşerelere ulaşıyor. Ge ri kalan kısmı ise çevreye yani toprağa, suya ve havaya karışı yor.
* Dünyadaki akarsuların yüzde 43’ünün pestisite maruz kaldığı tahmin ediliyor.
* Ekolojik tarım konvansiyonel tarımdan hektar başına yüzde 30 daha fazla gıda üretebilir.
* * *
Sonuç olarak, Greenpeace Akdeniz, Türkiye’de her geçen gün güç kaybeden tarımın yeniden güçlenmesi için “Çiftçiyi Koru Tarımı Kurtar” projesi başlattı. Hedef, belediyelerin ürünün tar ladan sofraya uzanan yolculuğunda aracıları ortadan kaldıracak üretici pazarları kurmasını sağlamak.Bu sayede hem üretici eme ğinin karşılığını alacak hem de tüketici daha sağlıklı gıdaya ula şacak.Aynı zamanda ekolojik tarım uygulamaları iklim değişikli ğiyle mücadeleye katkı sunacak. Greenpeace Akdeniz Gıda ve Tarım Proje Sorumlusu Berkan Özyer, projeye ilişkin olarak “Bugün artık çıkmaza girmiş tarımdaki sorunlardan en çok etki lenenler kuşkusuz çiftçiler. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçi sayısı son 15 yılda, 600 bin azaldı. Üreticileri müreffeh halde tarlada tutmak, Türkiye’nin gıda ve tarım sorunlarına çözüm için olmazsa olmaz bir adım. Bunun yolu da üreticilerin aracısız şekilde doğrudan tüketicilerle buluştuğu üretici pazarlarından ge çiyor. Belediyeleri üretici pazarları kurmaya, mevcutların sayısı nı artırmaya ve her türlü denetimi yaparak bu pazarları sürdürü lebilir kılmaya çağırıyoruz. Böylece hem üretici kazanacak, hem de tüketici daha sağlıklı gıdaya ulaşacak.”değerlendirmesi yapıyorsa da; uygulamanın mutlak şekilde her açıdan Kamu ke simce geniş anlamda desteklenmesi gerekiyor.