Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2023 yılına dair yeni bir tüberküloz raporu yayımladı. Rapora göre, geçen yıl dünya genelinde yaklaşık 8,2 milyon kişiye tüberküloz teşhisi kondu. Bu rakam, WHO’nun 1995’te küresel tüberküloz izleme çalışmalarına başlamasından bu yana kaydedilen en yüksek sayı olup, 2022’de bildirilen 7,5 milyon vakaya kıyasla önemli bir artışı gösteriyor. Böylece tüberküloz, 2023’te COVID-19’u geride bırakarak en çok ölümle sonuçlanan bulaşıcı hastalık konumuna geri dönmüş oldu.

Maden işçileri özelleştirmeye karşı eylem yaptı Maden işçileri özelleştirmeye karşı eylem yaptı

Tüberküloz kaynaklı ölümler 2022’de 1,32 milyondan 2023’te 1,25 milyona gerilerken, hastalığa yakalanan toplam insan sayısının ise tahmini olarak 10,8 milyona yükseldiği bildirildi. Raporda, tüberküloza yakalananların %55’inin erkek, %33’ünün kadın, %12’sinin ise çocuk ve gençlerden oluştuğu belirtiliyor.

WHO Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Tüberkülozun hâlâ bu kadar çok insanı hasta edip öldürmesi, bu hastalığı önleme, tespit ve tedavi araçlarına sahip olmamıza rağmen utanç verici bir durum," ifadelerini kullandı. Örgüt, tüberkülozun küresel hastalık yükünü azaltma hedeflerinin rayından çıktığını ve 2027'de belirlenen diğer hedeflere ulaşmak için kayda değer ilerleme gerektiğini vurguladı.

Düşük ve orta gelirli ülkeler hastalık yükünün %98’ini taşırken, bu ülkeler finansal destek konusunda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. 2023 yılında yeni tüberküloz vakası sayısı ile bildirilen vaka sayısı arasındaki fark, COVID-19 pandemisi sırasında 2020 ve 2021 yıllarında 4 milyon civarındayken, bu sayı 2023’te 2,7 milyona düştü.

WHO, tüberkülozun çok ilaca dirençli türünün halk sağlığı açısından krizi sürdürdüğünü belirtti. Hava yoluyla öksürük, hapşırık veya tükürükle bulaşan tüberkülozun ilk belirtileri soğuk algınlığı ile karıştırılabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, tüberküloza yakalananlarda öksürük, göğüs ağrısı, yorgunluk, kilo kaybı, halsizlik, ateş ve gece terlemeleri gibi semptomlar görülüyor. Ayrıca hastalık, akciğerlerin yanı sıra böbrekler, omurga, cilt ve beyin gibi farklı organları da etkileyebiliyor.

Kaynak: Mynet