BU GİDİŞLE ENFLASYONU ÖNLEMEK HAYAL

Abone Ol

Geçen yıl mart ayında gündeme düşen Covid-19 pandemi      sinin değişime uğradığı evrelerde çeşitli varyantlarla daha salgın hale gelerek yayılımının hız kazandığı günümüzde öyle görünüyor ki, toplumsal sağlığın korunması için ade ta elzem olma özelliğini koruyan gıda maddelerinin gerektiği gibi temini de gittikçe büyük önem kazanıyor. Bu kapsamda Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkan Hüseyin Demirtaş, gelecek dönemde gıda ve tarım ürünlerinde zam beklentisini dile getirirken;genelolarak enflasyonun itici gücünün gıda enflasyonu olduğunu, enflasyonun geleceğini tahmin etmek için de Üretici Fiyatları Endeksi’ne (ÜFE) bakmak gerektiğini vurgular ken,ekim ayında TÜİK’in açıklamasına göre ekim ayında ÜFE’nin Aralık 2020’ye göre yüzde 37,34, geçen yılın ekim ayına kıyasla yüzde 46,31arttığını anımsatması,önümüzdeki gelecek dönemlerde bir türlü önü alınamayan fiyat artışlarının giderek devam edeceğine işaret ediyor.Öyleki,Demirtaş’a göre son 12 aylık artışın da yüzde 36,2 olduğunu belirterek aynı dönemde tavuk etinin yüzde 64, dana etinin yüzde 23, ayçiçeği yağının yüzde 60,8, margarinin yüzde 53,8, yumurtanın yüzde 49,3,mercimeğin yüzde 41,8, zeytinyağının yüzde 39,4, süt ve yoğurdun yüzde 35, nohutun yüzde 34,4, ekmeğin de yüzde 26,4 arttığını” ifade etmesi tabloyu açıkça gözler önüne seriyor.

        *       *        *

Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Demirtaş;”“Bu tablo, önümüzdeki dönemde de gıda ve tarım ürünlerinin aşağı yukarı bu oranda bir artış olacağını göstermekte. Bu yıl özellikle hububat, bakliyat ve yağlık bitkiler alanında kuraklığa bağlı rekolte düşüşlerinin yanı sıra hayvancılık ve süt üretiminde yaşanan sorunlar göz önüne alındığında et, süt, ekmek, makarna, bitkisel yağ gibi temel gıda maddelerinin zam dalgasında başı çekeceklerini söyleyebiliriz.” açıklamasına bakılırsa;özellikle tarım ve hayvan cılık sektörlerinde girdi maliyetlerinde döviz kuru dalgalanmalarından kaynaklı artışlar arasında yer alan gübre fiyatlarındaki son bir yıllık artış, 2020 Ağustos- 2021Ağustos döneminde yaklaşık olarak yüzde 142 ile yüzde 91 arasında.Çiftçinin kullandığı tohumlukların fiyatları 2020 Ağustos- 2021 Ağustos döneminde ortalama yüzde 20-25 oranında arttı. Buğday tohumunun fiyatı yüzde 24,29 oranında artarken mısır tohumunun fiyatı yüzde 22,03 arttı. Pamuk tohumundaki artış yüzde 20,58 olurken yem bitkisi sorgumun tohumluk fiyatı yüzde 152,92 artış gösterdi. Patates tohumluğunun fiyatı yüzde 28,54 oranında düşerken, mercimek ve kuru fasulye tohumluğunun fiyatı yaklaşık yüzde 23 arttı.

       *       *        *

Sonuç olarak,Tarım Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında ortalama litre fiyatı 6 lira 43 kuruş olan mazotun litresi 2021 Ağustos ayında 7 lira 37 kuruş oldu. Son bir yıllık artış oranı yüzde 19,64oranında.Hayvancılık yapan çiftçiler için yemin üretim içindeki payı yüzde 65 seviyelerinde. Yem hammaddelerinin yüzde 50’den fazlası ithalatla karşılanıyor. Bakanlığın verilerine göre son 1 yıllık dönemde karma yem fiyatlarındaki artış etlik piliç yeminde yüzde 61,80 olurken, yumurta eminde yüzde 45,62 oldu. Süt yeminde yüzde 54,78 ve besi yeminde de yüzde 52,62 oranında artış yaşandı. Çiftçi 1 litre sütle 1.3 kilo yem alması gerekirken 1 litre sütle 1 kilo yem alamıyor. yeme para yetmiyor.Bakanlığın verileri arasında olmamakla birlikte,çiftçilerin beyanına göre üretim için kiralanan tarlalardaki kira artışı ortalama yüzde 60-70 civarında. İzmir Karaburun’dan bağcılık yapan Mesut Karaoğlan 2017’de Milli Emlak’ tan dönümünü 400 liraya kiraladıkları arazinin bu yıl 850 liraya çıkarıldığını bildirdi. Zeytin, fıstık çamı, badem, ceviz, tıbbi aromatik bitkiler ve bağ alanları için farklı kiralar uygulanıyor. Bu kiralarla para kazanmak mümkün olmuyor.Sulama amaçlı kullanılan elektrik fiyatı en çok artan ve çiftçiyi en çok zorlayan girdilerden. Birçok çiftçi elektrik faturasının her ay zamlı gelmesinden şikayetçi. Bölgelere göre değişmekle birlikte elektrik faturaları da son 1 yılda yaklaşık yüzde 80-90 oranında zamlandı. Dış ticaret politikası da gıda fiyatlarının artışında önemli bir etken. İthalata dayalı tarım politikası nedeniyle fiyat artışı gerekçe gösterilerek hemen hemen birçok ürün ithal ediliyor.Çok sıklıkla gümrük vergileri sıfırlanıyor.Toprak Mahsulleri Ofisi artık “ithalat ofisi” gibi çalıştırılıyor. Hububat, bakliyat başta olmak üzere birçok üründe yılın 12 ayı sıfır gümrükle ithalat yapabiliyor. Bu da yetmiyor, özel sektöre de sıfır gümrükle ithalat yaptırılıyor. Daha yakın zaman da buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, tritikale, mercimek, nohut ithalatında gümrük vergileri sıfırlandı. Ayçiçeğinde zaten vergi sıfır. Üreticiyi ithalatla terbiye etme politikası çiftçiyi üretimden uzaklaştırıyor,üretim azalınca arz-talep denge si büsbü tün arz aleyhine talep lehine bozulunca da tüm fiyatlar yükselmeye başlıyor.İşte gıda maddeleri fiyatlarındaki artışın perde arkası gerçek tablosu da bu şekilde.