Orada, 1956 yılından beri sapasağlam duran Fevkani Köprü kime battıysa hakkında yıkım kararı alındı ve yıkımına da başlandı.
Aaaaa, o da ne?
“Çürük” denilen köprünün sökülmeye başlanılan betonunun altından pırıl pırıl demirler, çelik malzemeler, sapasağlam ve ışıl ışıl bir şekilde çıktıııı…
Şimdi n’olcak?
Bir ev fiyatına gitmişti o yıkım işi, walla o hurda denilen aksam adama han da, aldırır apartman da… Bunda bir iş var, bu iş araştırılmalı. Yıkım firması kim veya kimler, Zonguldak’ta bağlantıları var mı, böyle zahmetli bir işe neden girmişler, ihale davet usulü mü, ihale dosyası nasıl hazırlandı, çıkan kamyon kamyon malzeme kayda geçiriliyor mu, öyle ya bu işin vergisi de verilmeli, kimse para kazanmayacağı işe porsuk gibi dalmaz, vs. vs. vs. Sorulacak çok sorular var, aklımıza gelir, gelmeyenleri de vatandaş bize bildirir.
Bazı STK’lar, Zonguldaklı Platformlar, Odalar, Cemiyetler, Dernekler şimdiden başladılar “bilgi ve belgeleri dosyalayın, kayda geçirin, çekimlerini yapın, saklayın, yarın bir gün lazım olacak” demeye…
Neye lazım olacak peki, turşusunu kurmaya mı? Tabii ki hayır; sapasağlam köprünün idam fermanını verenlerin kamu malına zarar verdikleri öne sürülüyor, bu da suç teşkil ediyor. Köprünün sağlam olduğun fark edip yıkımı durdurmamak da herhalde suçtur…
Her suç da gün gelir soruşturulur!..
İşte o “yarın bir gün lazım olacak” diyerek yıkım bilgilerinin saklanmasını isteyenler var ya, bunun için istiyorlar.
Bir de “bu köprü götürür” diyorlar, neyi kimi götürecekse…
Getir-götür hikayesi gibi, di mi?
Mürur-u zamanı 30 senelik bir hikaye gibi…
FİLİSTİN’İN KADERİ
Bütün dünya Ukrayna-Rusya savaşını boş verdi, İsrail-Filistin savaşına kitlendi… Kıçlarına rahat batan Filistinlilerin terör örgütü Hamas, tuttu Yahudilerin kutsal gününde bir araya gelip dans eden gençlerin eğlencesini basın 260 genci öldürüp bir o kadarını da kaçırınca dananın kuyruğu koptu.
Kitapları gereği “dişe diş, kana kan” prensibine inanan İsrailliler de verdiler bombayı Gazze üstüne, koskoca şehri tarla gibi sürmeye başladılar.
Son olarak bir de hastane bombaladılar biliyorsunuz.
İsraillilerin bu yaptığı p.ştluk! O. Çocukluğu… Resmen böyle…
Tamam da Hamas’ın yaptığı apartman çocukluğu mu? Anladık terör örgütüsün, mayanda var ama karşında da terörist bir ülke var, o ülkenin de arkasında neredeyse dünyadaki tüm kapitalist sistem var…
Senin neyin var? Kıçında don bile yok!.. Etrafında güveneceğin arap ırkdaşların da yok, önce onlar satıyor seni. Al sana Mısır, al sana Ürdün… Kapılarını kapattılar, bir tek Filistinli istemiyorlar. Başlarına bir zamanlar Lübnan’ın başına gelenin aynısının geleceğini biliyorlar.
Filistin’in kaderi bu, 120-130 yıl önce çizilmiş… Kendilerini koruyup kollayan, eşit davranan, adil düzen kuran Osmanlıyı İngilizlerle Fransızlarla anlaşıp arkadan hançerlemeye başlayınca, gün yüzü görmemeye de başlamışlar. Esir aldıkları Osmanlı askerlerinin gözlerini oymaya kadar işi vardırdıklarında da büyük bir “ah” almışlar.
“Ama mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” diyorlar ya, boşuna demiyorlar…
Torunlarından, torunlarının torunlarından çıkıyor işte…
Hala, daha yakın geçmişe kadar, Türkleri sevmeyen, Türklerden nefret eden, Türklere “onlar mevali Müslüman” diyerek İslam’dan saymayan, daha Kıbrıs Türklerini bile tanımamakta direnip Kıbrıs Rumlarını her platformda destekleyen bu araplara bizler, büyük bir millet olmamızın bize sağladığı onur kapsamında acıyoruz, ediyoruz ama şunu da biliyoruz ki huylu huyundan vazgeçmez.
Kendi insanına rahatı çok gören bir terörist örgüt de dışlanmadıkça Gazze’deki bu insanlık dramı bitmez…
Evet;
Tekrar söylüyoruz;
İsrail kadın ve çocukları katleden, masum insanların canını alan bir terör devleti; o. çocuğu…
Ama Hamas da apartman çocuğu değil!