TRT Sanat Ödülleri Yarışması’nda, 1970 yılında “Başarı ödülü” almayı başaran ve “Yanartaş” adlı romanı ile ünlenen Ahmet Seyda’nın Zonguldak Hikayeleri isimli kitabında yer alan kent adına utanç verici “Emin Korkmazgil” hikayesinde 12-13 yaşında küçük bir kız çocuğunun başına gelen olay rahat bir dille anlatılıyor.
Daha önce, Mehmet Seyda’nın, iddiaya göre gerçek olaylardan oluşturduğu “Zonguldak Hikayeleri” isimli kitapta anlatılan konuları, “15 işçi mühendisin eşine tecavüz etmiş!” ve “Çapkın asker Çaycuma’da bodosladı!” adlı haberlerle okuyucularıma ulaştırdık. Aynı kitapta okuyucuya sunulan “Emin Korkmazgil” öyküsü ise utanç verici olarak karşılandı. Hikayede, Emin Korkmazgil isimli bir şahsın kızına arkadaşının talip olması, bu duruma göz yumulması ve olağan bir durum olarak ifade edildi.
HİKAYENİN ÖZETİ
Hikaye’nin özeti şu şekilde:
25 Aralık 1942 Beycuma ve 2 Eylül 1943 Çaycuma’da kaleme alınan bu hikâye, emekli jandarma başçavuşu ve emekli köy öğretmeni olan Emin Korkmazgil adlı içki müptelası talihsiz bir adamın öyküsünü anlatmaktadır.
Emin Korkmazgil, eşi ve üç kızıyla eski ve tek odalı küçük bir evde yaşamaktadır. Küçük ücretler, bir sepet yumurta, bir bakraç yoğurt veyahut bir şişe 130’luk karşılığında dilekçeler yazarak, insanlara resmî işlerde yol yordam göstererek geçimini sürdürmektedir.
Emin Bey bir gün eve iki konuk getirir. Konuklardan biri Karabük fabrikalarında yazıcılık yapan ve aynı zamanda Devrek mal müdürünün de akrabası olan nüfuzlu biridir. Adı Nihat olan bu genç adam, Emin Bey’e Karabük’te kapıcılık, bekçilik gibi daimi bir iş bulacağını vaat edince o da adamı arkadaşıyla birlikte evde ağırlamak istemiştir. Emin Bey konuklarına sınırlı imkânlarına rağmen güzel bir içki sofrası kurmuş, sofraya Emin Bey’in karısı Naciye Hanım’ın da katılmasıyla muhabbet iyice ilerlemiştir. İlerleyen saatlere doğru herkes iyice kafayı bulmuştur. İçkinin tesiriyle ilkin Naciye Hanım, sonra da Emin Bey sızmış kalmışlardır. Konuklardan yazıcının aynı zamanda hemşerisi de olan arkadaşı, kendilerine hizmet eden 12-13 yaşlarındaki evin en büyük kızı Nuriye’yi gözüne kestirmiş, ayakyolu numarasıyla ona sarkıntılık etmiştir. Esasen bu durumu, iyice sarhoş olmadan fark eden Naciye Hanım, ‘adam belki kızına talip olur’, düşüncesiyle sesini çıkarmamış göz yummuştur. Ertesi sabah, Emin Bey ve Naciye Hanım, büyük kızları Nuriye’nin evde olmadığını, geceyi dışarda geçirdiğini anlayınca yaygarayı basarlar. Kocasını suçlayan Naciye Hanım, etrafı ayağa kaldırır, jandarmaya haber verir. Etraftaki kazalar dâhil, günlerce aranan Nuriye hakkında öldüğüne ve geneleve düştüğüne dair türlü söylentiler çıkar fakat Nuriye bir türlü bulunamaz. Bu durumdan ötürü iyice suçluluk duygusuna kapılan Emin Bey, iyice kendini bırakır, büsbütün alkol müptelası olur ve nihayet ölüp gider. Haber: Fadime YILMAZ ELMA
