ÇİFT RAKAMLI YÜKSEK ENFLASYON VE AKARYAKIT ZAMLARI BİRBİRİYLE YARIŞIYOR

Abone Ol

Bilindiği gibi daha önce Ülkemizde ilk kez ilk kez 2018 yılında uygulandıktan sonra ara verilen ve tekrar 2019 yılında başlayan eşel mobil sistemi uygulaması kapsamın daki akaryakıt fiyatlarındaki artış devletin alacağı ÖTV’den sübvanse edilerek karşılanıyordu. 22 Aralık 2021 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile eşel mobil sisteminin kademeli olarak kaldırılması öngörül dü.Buna göre, ÖTV tutarı 2 Nisan 2020 tarihindeki düze ye gelinceye kadar fiyatlarda yaşanan düşüşler pompa fiyatları yerine ÖTV’ye yansıtılması kararı alındı.Eşel mobil sistemiyle devletin feragat ettiği vergi tutarı 2021 yıl sonu itibarıyla 60 milyar liraya ulaşması üzerinde 1 Mart 2022 tarihinde sonlandırıldı.İşte 1 Mart 2022 tarihin den itibaren sona eren akaryakıt zammının ÖTV den karşılama olayının bitmesi nedeni ile 1 Mart 2022 den itibaren başlayan akaryakıt zamlarının piyasalarda bir anda arka arkaya birbirini izlemesinin sebebi de burada yatıyor.

* * *

Çok tabii olarak Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaş ekonomik olarak hiç kuşkusuz en çok Türkiye’yi etkili yor. Kırılgan TL’nin üzerindeki baskı artarken, petrol fiyatlarındaki yükseliş de akaryakıt fiyatlarını direkt olarak vuruyor.Bu yönden küresel anlamdaki akaryakıt fiyatlarında ortaya çıkan artışlar üzerine Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), acil durum rezervlerinden piyasaya petrol sunulması kararı kapsamında üye ülkeler tarafından taahhüt edilen miktarın 61,7 milyon varile ulaştığını duyururken;yapılan açıklamada geçtiğimiz salı günü gerçekleştirilen toplantıda IEA üyesi ülkelerin, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle petrol piyasalarındaki arz daralmasını hafifletmek amacıyla acil durum rezerv leri kapsamında 60 milyon varil petrolün kullanıma açılması konusunda anlaştığı anımsatıldı. Kararın alındı ğı günden bu yana üye ülkelerin iç koşullarını göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yaptığı kaydedilen açıkla mada, daha önce taahhüt edilen 60 milyon varil miktarı nın aşılarak, büyük bir dayanışma örneği sergilendiği ifade ediliyor.

* * *

Mamafih bu arada Ülkemiz nezdinde çift rakamda artış süreci yaşanan yüksek enflasyonun geldiği noktada en son Türkiye İstatistik Kurumu’nun Şubat/2022 TÜFE verisine göre bir önceki aya göre %4,81, bir önceki yılın Aralık ayına göre %16,45, bir önceki yılın aynı ayına göre %54,44 ve on iki aylık ortalamalara göre %25,98 artış gösterirken; yine Yİ-ÜFE de Şubat ayında bir önceki aya göre %7,22, bir önceki yılın Aralık ayına göre %18,43, bir önceki yılın aynı ayına göre %105,01 ve on iki aylık ortalamalara göre %56,83 artış ortaya çıkması karşısında; temel girdilerdeki ortaya çıkan en yüksek fiyat artışlarının elektrik, gaz üretimi ve dağıtımın da %202,51 oranında iken,ana sanayi gruplarının yıllık deği şimleri; ara malında %115,13, dayanıklı tüketim malında %69,20, dayanıksız tüketim malında %70,00, enerjide %188,47 ve sermaye malında %71,90 artışlar ol masının ana nedenlerinden biri olarak bu zincire dahil olan ve 1 Mart 2022 tarihinden itibaren sürekli hale gelen akaryakıt zamları da eklendiğinde durum daha da vahimleşiyor.

* * *

Sonuç olarak,Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ve profesyonel leri ile yaptığı Mart ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nde yıl sonu TÜFE enflasyon beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 34,06 iken, bu anket döneminde yüzde 40,47’ye çıkarılması hedeflenmiş olsa bile bu tahminin 2022 yıl sonu itibarıyla tutturulması bu şartlarda mümkün olmayacağı gibi tahmin edilen bu hedefin ilk fırsatta revize edilmesi gündeme gelebilir. Çünkü reel anlamdaki gelişmeler bazında Türkiye’nin içinde bulunduğu coğraf yadaki iç ve dış jeopolitik ve jeostratejik belirsizlik durumlarının dikkate alınması yanında Ülkemizin mevcut konu muna göre de CDS Risk Priminin 665,48’e kadar yükselmiş olduğu da eklendiğinde; gündeme gelebi lecek tüm imkan ve fırsatların değerlendirilerek öncelikle finansal kırılganlığın sonlandırılması için gerekli önlemle rin alınması,bilahare de iç ortakla beraber dış mihraklı yabancı yatırımların Ülkemize katma değeri yüksek ileri teknoloji transferine imkan sağlayacak şekilde gelmesine imkan verilmesi için cazibe şartlarının daha da iyileşti rilmesi de büyük önem taşıyor.