Zonguldak

Cinayet mi intihar mı? “Vücudunda tırnak izleri var!”

Zonguldak'ta 28 yaşındaki Ayşe Özgecan Usta'nın 3 yıl önce 8. kattaki dairenin terasından düşerek hayatını kaybettiği olayda aile bilirkişi raporuna itiraz etti. Mahkeme ise yeni bilirkişi raporu alınmasını reddederken Cumhuriyet Savcısı'nın mütalaa hazırlaması için duruşmayı ileri tarihe erteledi.

Abone Ol

Zonguldak’ta 3 yıl önce İncivez Mahallesi'nde Ayşe Özgecan Usta (28) 8. kattaki binanın teras katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından erkek arkadaşı Bartu C.A. ‘taksirle ölüme neden olma ve kişiyi hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarından yargılanmaya başladı. Tutuksuz yargılanan Bartu C.A., 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya katılmadı. Özgecan Usta'nın babası Kenan Usta ile taraf avukatlarının katıldığı duruşmada, Usta ailesi bilirkişi raporuna itiraz etti.

Duruşmada, tutuksuz yargılanan Bartu C.A.'nın haftada bir imza şeklindeki adli kontrol tedbirinin celse arasında kaldırıldığı görüldü.

Bilirkişi raporuna itiraz, "İntihar edecek kişi yüzünü balkona değil, boşluğa bakardı"

Baba Kenan Usta'nın avukatı, bilirkişi raporunda yapılan tespiti kabul etmediklerini belirterek, “Yaptığımız keşifte de görüldüğü üzere, Özgecan'ın korkuluktan 5 santimetre aşağıdaki mermer dışında tutunacak bir yer yok. Salonda kavga edip balkona çıkıyorlar. Ağlama seslerini komşular uzunca süre duyduğunu söylüyor. Özgecan'ın başka bir arbedeye maruz kaldığı tırnak içindeki deri örneklerinden de anlaşılıyor. Sanığın da vücudunda tırnak izleri var. Görgü tanıkları da Özgecan'ın yüzünün balkona baktığını söylüyor. İntihar edecek kişi yüzünü balkona değil, boşluğa bakardı. Önemli olan tutup tutamayacağı değil, o noktaya nasıl geldiğidir” dedi.

"Kaç bayram ben kızımın yanına gidiyorum"

Kızının her bayram elini öpmeye gittiğini ancak hayatını kaybetmesinden sonra kendisinin kızının mezarına gittiğini anlatan baba Kenan Usta, "Bu bayram değil kaç bayram ben kızımın elini öpmeye gidiyorum. Polislerden de davacı olacağım. Telefonu nasıl bulamazlar. Kızım telefonunu kırmaz. Telefonunu kırıp poşetin içine koyup yatağın içine sıkıştırmaz. Kızımın telefonunu kırdığına kimse inandıramaz bana çünkü bu tür şeylere çok önem verirdi. İlk gün bulunamadı, ikinci gün niye bulundu? Bu işler olaya vakıf kişiler tarafından yapılmamıştır. (Sanık) Kızımı neden eve kilitledi? Amacı neydi? Bir arbede kavga var. Bilirkişi raporuna da itirazım var. Fizik profesörü, korkuluk borusunun kalınlığını, tutup tutamayacağını hesaplamamış. Bende olay yerinde boruyu tuttum ama kavrayamadım. Hiç kimse kendini atmak için borulardan tutup atmıyor" şeklinde konuştu.

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Avukatı, "Bilirkişi raporunu kabul etmiyoruz"

Duruşmada hazır bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü avukatı ise söz konusu bilirkişi raporunun fiziksel değerlendirmeden ibaret olduğunu; olay anı ve psikolojisine yer verilmediğini belirterek şu ifadelere yer verdi:

"Bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz. Söz konusu bilirkişi raporu fiziksel değerlendirmeden ibaret olup, olay anı ve psikolojisine yer vermemiştir. Sanığın bir süre sonra çıkıp da sarkan birini kurtarma çabasına girdiğine inanmıyoruz. Şikayetçiyiz, cezalandırılmasını talep ediyoruz. Uzun süre ilaç kullanan ve olay anında alkollü birinin sözlerine itibar etmeyerek, daha sonra kurtarma çabasına girmesini kabul etmiyoruz."

Sanık avukatları, "Müvekkilimizin beraatını talep ederiz"

Sanık avukatları ise bilirkişi raporunda Bartu C.A.'nın olayla ilgili sorumluluğunun olmadığına yönelik duruma dikkat çekerek, "Müvekkilimizin olayla ilgili sorumluluğu olmadığı raporda yer alıyor. Katılan taraf her ne kadar evin kapısının kilitlendiğini, evden çıkmasına izin verilmediğini iddia etse de dosya içerisinde böyle bir beyan yok. Müvekkilin üstüne atılı her iki suç yönünden suç vasıfları oluşmamıştır, beraatını talep ederiz” şeklinde konuştular.

Duruşma 5 Eylül'e ertelendi

Mahkeme, bilirkişi raporunun içeriği ve önceki raporları bir arada değerlendirerek, yan delillerle desteklenmesi gereken adli tahkikata dayalı hususlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti ve yeniden rapor alınması talebini reddetti. İddia makamına mütalaa için süre verilmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 5 Eylül saat 10.00’a erteledi.