Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, uzun süreli nikotin kullanımında beyindeki öğrenme belleğinin bozulduğunu kaydederek, “Nikotizm zararsız bir şey değil. Nikotizmi ani kestiğin zaman şiddetli baş ağrısı, huzursuzluk, sinir olur. Sersemleşirler ve dikkat dağınıkları yaşarlar.” diye konuştu.
Türkiye’de sigara içme oranının yüzde 30’ları geçtiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Türkiye’de bu oran erkeklerde yüzde 39, kadınlarda yüzde 12, çok yüksek. Dünyada sigara içme oranı en yüksek ülkeler arasındayız. Politik kararlılık oldu, STK’lar, medya destekledi biraz düştü. Ama tekrar eski hale geldik.” dedi. Tarhan, beyindeki fren mekanizmasına ve kritik 14 güne dikkat çekiyor.
“Beyindeki davranışsal ödül sistemini harekete geçiriyorlar...”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağımlılığın kişinin beynindeki ödül sisteminin bozulmasıyla ilgili olduğunu hatta bağımlılığa ‘Ödül yetmezliği sendromu’ da denildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Kişinin beyni ödüle doymuyor. Beyindeki ödül merkezini en çok çalıştıran dopamin maddesi. Dopamin maddesinin iki tane önemli özelliği var; biri dikkati artırır, bir konuya odaklanmayı sağlar, ‘aşk konumu’ da denir. Beyin sadece bir konuyu düşünür hale geldiği zaman, aşırı dopamin salgılıyordur. İkinci özelliği ise sarhoşluk hissi verir. Beyindeki ödül sistemi aşırı çalıştığı zaman kişide uçma duygusu uyandırır. Bu merkez çok uyarıldığı zaman beyin ödülü daha çok istiyor. Hatta bağımlılık yapan değil beklenmeyen ödüller istiyor. Sürprizler, beyindeki normal alışılmış ödül sistemini daha fazla tetikleyerek beyinde haz uyandırıyor.
Hazzın yüceltildiği bir çağda yaşıyoruz. O nedenle yaşam amacı olarak haz ve konforu ön planda tutan bir yaşam felsefesi oluştu dünyada. Modernizmin getirdiği bir felsefe oldu. Fazla dünyacı, keyifçi, hazcı, konformist olduk. Bu nedenle bu da dopamini beyinde daha çok arttırıyor. Öyle bir şey ki dopamini tetikleyen maddeler, davranışsal bağımlılıklar var. Sosyal medyadan kumara kadar hepsi beyinde davranışsal ödül sistemini harekete geçiriyor.”
“Bağımlılığa yatkınlıkla ilgili genetik bilgiler var”
Bağımlılığa yatkınlıkla ilgili genetik bilgilerin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “İki türlü genetik mekanizma var. Biri kozatif gen. Mesela bir kimsede akciğer kanseri olacağı genlerinde yazılıysa bu kişi o yaşa geldiği zaman oradaki DNA’da bozulma başlıyor. Kanseri hemen tetiklemeye başlıyor. Alzheimer için de geçerli bu. Alzheimer geni ApoE4 diye bir gen. Çok nadir bulunuyor. Bu gen varsa kişi daha çok hastalığa yakalanıyor. Bağımlılıkta da öyle, yatkınlığı varsa, şartları hazır olduğu zaman kişide hemen o gen başlıyor. Aktif hale geçirilme durumu ortaya çıkıyor.”
“Nikotizmi ani kesildiğinde şiddetli baş ağrısı, huzursuzluk, sinir olur”
Nikotin bağımlılığının nikotizm olarak tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Nikotizm, beyindeki asetilkolin maddesiyle ilgili. Asetilkolin maddesi hafızayla ve dikkat etmeyle ilgili bir madde. Sigara içenler, dikkatli olma ve odaklanmak istedikleri konuda içerler. Beyindeki konsantrasyonu, dikkati artıyor. Kişi o konuya daha fazla odaklanıyor. Aynı zamanda nikotin ikincil bir haz verici etkisidir. Canlandırıcı ve enerji verici etkisi de var nikotinin. Nikotinin etkisi dopaminde de var. O etki nedeniyle kişinin hoşuna gidiyor nikotin alması. Elektronik sigaralarda sadece nikotin oluyor, diğer maddeler olmuyor ama nikotizmi yine yapıyor. Nikotizm yaptığı için de gittikçe dozu arttırıyorlar. Uzun süreli kullanımda beyindeki öğrenme belleği bozuluyor. Nikotizm zararsız bir şey değil. Nikotizmi ani kestiğin zaman şiddetli baş ağrısı, huzursuzluk, sinir olur. Sersemleşirler ve dikkat dağınıkları yaşarlar.” diye anlattı.
“Çay, kahveyle içilen sigara gibi ritüeller sigara içmeyi tetikliyor”
Nikotinin bağımlılık oluşturmasının diğer maddelere göre çabuk olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarhan, sigarada fizyolojik ve psikolojik bağımlılık var olduğunu söyledi.
Sigarayı çıkarma, yakma, özentilik, yemekten sonra çay, kahveyle içilen sigara gibi ritüellerin psikolojik bir bütünlük oluşturduğunu ve sigara içmeyi tetiklediğini ve hatırlattığını anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Bunlar daha çok davranışsal bağımlılık boyutunu oluşturuyor. Fizyolojik bağımlılıkla ikisi birleşiyor.” dedi. (Haber merkezi)