Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Kabine toplantısı sona erdi. Kritik toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "En düşük tarifede günlük 5 kilovat olarak hesaplanan elektrik tüketim tutarını 7 kilovata dolayısıyla aylık tüketimi 150 kilovattan 210 kilovata çıkarıyoruz. Şubat ayında sarf edilecek elektriğin faturası, vatandaşlarımız lehine yapılacak yeni düzenlemeye uygun şekilde gelecektir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine toplantısı, saat 15.30'da başlamıştı. Kritik toplantı 2 saat 20 dakika sürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının ardından elektrik faturalarındaki düzenlemeyi ve yeni destek paketlerini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Erdoğan, kabineye yeniden katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a "hoş geldiniz" dedi.
KABİNE'DEKİ DEĞİŞİKLİK
Türkiye'ye ve siyasete yaptığı nice hizmetlerin yanında 15 Temmuz gecesi TBMM'ye bombalar yağarken darbecilere yiğitçe meydan okuyuşuyla hatırlanan Bozdağ'a Adalet Bakanlığı görevinde başarılar dileyen Erdoğan, bakanlık vazifesinden affını isteyen Abdulhamit Gül'e bugüne kadar hakkı ve hakkaniyeti gözeterek gösterdiği samimi gayretler, sükunetle yürüttüğü hizmetler için teşekkür etti.
Gül ile farklı platformlarda, farklı vesilelerle çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Kabine üyeleri, diğer üst düzey yönetici kadrolar gibi doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre kabinede revizyona gitmemiz gayet tabiidir. Aksi yönde bir tutum, hayatın olağan akışına aykırı olur. Her görev gibi kabinedeki değişimler de bir bayrak yarışıdır. Bayrağı teslim alan arkadaşımız yeni bir enerjiyle heyecanla vizyonla hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdürmektedir. Bu çerçevede yeni yönetim sisteminin ilk kabinesini kurduğumuz 2018 Temmuz ayından bugüne kadar 6 bakanımız değişti. Bir bakanlığımızın ikiye ayrılması sebebiyle 7 arkadaşımız da kabineye girdi. Bundan sonra da elbette gerektiğinde yeni değişiklikler yapabiliriz. Bizim için asıl olan ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmak, gençlerimize 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye'yi emanet etmektir. Milletimizin bize ülkeyi yönetme sorumluluğu verdiği 2002 Kasım'ından bugüne kadar beraber çalıştığımız, hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlere katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum."
KARLA MÜCADELE
"Hepimiz faniyiz, insanlar gelir geçer, önemli olan şu gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Hangi görevde, hangi unvanda, hangi sorumluluk mevkiinde bulunursak bulunalım, bunu başarabilirsek ne mutlu bize." diyen Erdoğan, Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için tuğla üstüne tuğla koymadıkları halde, ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri, havasını soludukları vatanlarına layık olamayanların da bulunduğuna dikkati çekti.
Ziya Paşa'nın "Bulundum ben dahi Darü'ş-şifa-yı Bab-ı Ali'de / Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm" sözünü hatırlatan Erdoğan, bunları da milletin o engin ferasetine havale ettiklerini söyledi.
Ekonomiyi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokarak, yeşil kalkınma devrimini gerçekleştirerek, Türkiye'yi bölgesinin ve dünyanın lider devleti yaparak bu kutlu mücadeleyi hedefine ulaştıracaklarını vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizin iki asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesinin son 20 yılında bize bu imkanı veren, bu zaferleri yaşatan, insanımızın başının dik durmasını sağlayan Rabbime binlerce hamdolsun." dedi.
Türkiye'nin son yılların en bereketli ve zahmetli kışını geçirdiğine dikkati çeken Erdoğan, kuraklık tehdidi altında geçen birkaç yılın ardından son haftalarda yağan karla bu yıl için rahat bir nefes alındığını kaydetti.
Kar yağışının bastırdığı iklimlerde, şehirlerarası yollarda ve şehir içlerinde ulaşımda çeşitli sıkıntılar yaşandığını anımsatan Erdoğan, Karayolları ekiplerinin şehirler arası yolları, belediyelerin, kendi sorumluluk alanındaki yolları açık tutmak için harekete geçtiğini ifade etti.
Bu mücadelenin yeteri kadar etkin yürütülemediği yerlerde vatandaşlardan mağduriyet yaşayanların olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her şeye rağmen genel olarak verimli bir kış mevsimi geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Kar yağışıyla birlikte toprağın doymasını, barajların dolmasını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. İnşallah ülkemiz şubat, mart, nisan aylarında yeteri kadar yağış alır ve bereketli bir yılı hep birlikte yaşarız. Bu vesileyle 2022 yılında 25,8 milyar lira olarak planladığımız Tarımsal Destekleme Bütçesini, 3,2 milyar liralık ilaveyle 29 milyar liraya çıkardığımızın müjdesini de çiftçilerimizle paylaşmak istiyorum. Özellikle hububat üreticilerimizin girdi desteklerini geçen yıla oranla yüzde 127 oranında artırdık."
ELEKTRİK FATURALARINA YENİ DÜZENLEME
Kış döneminde öne çıkan hususlardan birinin de elektrik ve doğal gaz konuları olduğunu aktaran Erdoğan, İran ile Türkiye arasındaki hatta yaşanan bir arıza sebebiyle doğal gaz arzında azalma yaşandığını hatırlattı.
Bunun üzerine her seviyede girişimde bulunarak arızanın giderilmesi çalışmalarının havaların ısındığı gelecek aylara bırakılması konusunda İran ile mutabık kaldıklarını dile getiren Erdoğan, böylece İran hattından doğal gaz akışını yeniden başlattıklarını anımsattı.
Ayrıca Azerbaycan hattından aldıkları doğal gaz miktarını da artırdıklarını ifade eden Erdoğan, "İlaveten çeşitli kaynaklardan temin ettiğimiz LNG alımlarını hızlandırdık. Tuz Gölü ve Silivri'deki yer altı doğal gaz depolama tesislerini de devreye soktuk. Sanayi kuruluşlarına uygulanan kısmi enerji kesintisini önemli ölçüde azalttık, yakında tümüyle kaldırıyoruz." dedi.
Bir başka önemli konunun da elektrik faturalarında yaşanan artışlar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Salgın döneminde dünyada kömür fiyatları 5 kat, doğal gaz fiyatları 10 kat artarken, biz ülkemizde bunu vatandaşlarımıza yansıtmamak için yoğun gayret gösterdik. Uzunca bir süre doğal gazda yüzde 75, elektrik faturalarında yüzde 50 sübvansiyon uyguladık. Yılbaşı itibarıyla enerji piyasalarında sürdürülebilirliği sağlamak için tarifelerde zorunlu düzenlemeye gitmek durumunda kaldık. Vatandaşlarımızın elektrik faturalarının 2 kat, hatta 3 kat arttığı yönündeki şikayetleri üzerine ilgili kurumlarımıza elektrik tarifelerinin yeniden düzenlenmesi talimatını verdim. Bu çerçevede en düşük tarifede günlük 5 kilovat olarak hesaplanan tüketim tutarını 7 kilovata, dolayısıyla aylık tüketimi de 150 kilovattan 210 kilovata çıkartıyoruz. Şubat ayında sarf edilecek elektriğin faturası, vatandaşlarımızın lehine yapılacak bu yeni düzenlemeye uygun şekilde gelecektir."
KORONAVİRÜSLE MÜCADELE
Bu dönemde dikkatle takip ettikleri hususlardan birinin de Kovid-19 salgınındaki gelişmeler olduğunu dile getiren Erdoğan, "Omicron varyantıyla birlikte artık gücü azalan salgını, inşallah yakında gündemimizden tamamen çıkarmayı ümit ediyoruz." dedi.
Türkiye'nin, salgının ilk günlerinde tedbirleri en önce alan ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Erdoğan, şimdi de kısıtlamaları ilk kaldıran ülkeler arasında bulunduğunu söyledi.
Avrupa ülkelerinin bu aşamaya yeni geçtiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu konuda en önemli gücümüzden biri, aşılama çalışmalarındaki başarımızdır. Buradan bilhassa 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza, kendi aşımız ve kendi gücümüz olan TURKOVAC başta olmak üzere, aşılarını yaptırmaları veya tamamlamaları hususunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Halihazırda istatistiki olarak vaka sayısında önemli artış olmasına rağmen hastanelerimizde ve yoğun bakımlarda alarm seviyesine geçmemizi gerektiren bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Türkiye, salgın dönemini sağlık hizmetlerinin aksaksız olarak yürütülmesi, günlük hayatın ve ekonominin işleyişinin en az kesintiyle sürdürülmesi, istihdamın korunarak hatta artırılarak sosyal kırılmaya meydan verilmemesi, büyümenin sürdürülerek telafisi zor kayıpların önlenmesi, ülke genelinde huzurun ve güvenliğin eksiksiz sağlanması ve tüm diğer bakımlardan en başarılı şekilde yönetmiş ülkelerin başında geliyor."
"SALGININ DA ÜSTESİNDEN GELDİK"
Erdoğan, "gelişmiş" diye tabir edilen ülkelerin çoğunun zorlu salgın sürecinde sınıfta kaldığını dile getirerek, "Biz, güçlü altyapımız ve vaktinde aldığımız tedbirler sayesinde bu duruma düşmedik. Herkesin içine kapandığı, şalter indirdiği, günü kurtarma derdine düştüğü bir dönemde biz tarihimizin en büyük üretim ve ihracat atağını gerçekleştirdik. Son 10 yıldır pek çok yerde başarı ile uygulanan sosyal kaos, siyasi istikrarsızlık, ekonomik çöküntü, toplumun bölünmesi, ülkenin parçalanması, senaryolarını yırtıp attığımız gibi salgının da üstesinden geldik." ifadelerini kullandı.
Milli birlik ve beraberliği korumada, terörle mücadelede, sınırlara yönelik tehditleri bertaraf etmede, bölgesel ve küresel meselelerde ön alıcı olmada gösterdikleri başarıyı salgın sürecinde bir üst aşamaya çıkardıklarını anlatan Erdoğan, "Değişen küresel yönetim ve ekonomi sisteminde Türkiye artık etkilenen, takip eden, dahil edilen değil, belirleyici ülkeler arasına girmiştir. İki asırlık, demokrasi ve kalkınma mücadelemizde en üst lige çıkabilecek konuma geldiğimizi dost-düşman herkese gösterdik. Artık geleceğe daha bir güvenle, daha bir umutla, daha bir azimle daha bir kararlılıkla bakıyoruz." diye konuştu.
DESTEK PAKETLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün müjdesini verecekleri bir başka konunun da Kredi Garanti Fonu kefaleti ile kullandırılacak 3 yeni destek paketi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bunlardan ilki olan İşletme Harcamalarında Kartlı Ödeme Desteği'ni, KOBİ ve KOBİ dışı tüm firmaların, finansmana erişimini sağlamak için hazırladık. Yatırım Destek Paketi, kalkınma planındaki öncelikli sektörlerden başlayarak katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yönelik çalışan firmalarımızı kapsamaktadır. İhracat Destek Paketi ise döviz kazandırıcı faaliyet yürüten ve ihracat potansiyeli taşıyan KOBİ'lerimize hitap etmektedir. Bu 3 paketle firmalarımıza 60 milyar liralık bir kefalet limiti açıyoruz. Amacımız, tedarik zincirinde sürekliliği sağlayacak yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayı destekleyecek bir ekonomik destek iklimi oluşturmaktır."
Erdoğan, bu kapsamda alınacak kredilerin amacına uygun kullanılmasını temin etmek için banka ve firmaların gereken hassasiyeti göstereceklerine inandıklarını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığının, fatura ve sözleşme belgelerinin takibi başta olmak üzere, bu amacı sağlamaya yönelik gereken tedbirleri alacağını aktaran Erdoğan, "Yeni kredi paketimizin ülkemize, sektörlerimize, firmalarımıza hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
"2 BİN 927 ENGELLİ VATANDAŞIMIZIN KAMUYA YERLEŞİMİNİ SAĞLAYACAĞIZ"
Engellilere yönelik memur atamalarına ilişkin de açıklamada bulunan Erdoğan, "Engellilerimize yönelik bu yılın ilk memur yerleştirme atamasını da 8 Şubat'ta yapacağız. Bu atamayla her eğitim kademesinden toplamda 2 bin 927 engelli vatandaşımızın kamuya yerleşimini sağlayacağız. Ayrıca dezavantajlı ailelerin anaokuluna ve ana sınıfına devam eden çocuklarına yönelik yıllık 500 milyon liralık yeni bir destek paketini de hayata geçiriyoruz. Bu destek paketinin, dezavantajlı ailelerimizin sayıları 1 milyonu bulan çocuklarına hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin sadece salgınla değil, deprem, sel, yangın gibi tabii afetlerle mücadelede de dünyada örnek bir ülke olduğuna işaret ederek son dönemde Elazığ ve Malatya ile İzmir depremlerinde, Karadeniz Bölgesi'ndeki sel felaketlerinde, Akdeniz ve Ege'deki yangınlarda bunun tekrar tekrar ispatlandığını vurguladı.
Tüm bu felaketlerde hem arama kurtarma hem yeniden inşa faaliyetlerindeki hızlı, kuşatıcı, sonuç alıcı, pratik afet yönetimleriyle insanların mağduriyetlerini kısa sürede giderdiklerini dile getiren Erdoğan, "Avrupa'daki bazı şehirlerde yaşanan sel felaketlerinde ortaya çıkan altyapı ve üstyapı kayıpları yıllardır hala telafi edilememişken biz, birkaç haftada arama kurtarma, birkaç ayda yıkıntıların kaldırılması, bir yılda da yeni konut ve iş yerlerinin inşası çalışmalarını tamamlayabilen bir yönetim sergiliyoruz." ifadelerini kullandı.
GİRESUN'DAKİ AÇILIŞ
Erdoğan, cumartesi günü Giresun'un Dereli ilçesine yaptıkları ziyarette Ağustos 2020'de yaşanan sel felaketinin ardından inşasına başladıkları konut ve iş yerlerinin resmi açılış törenine katıldığını anımsatarak, hayatını kaybeden 15 vatandaşı bir kez daha andıkları bu törende Dereli'deki 213 konut ve 82 iş yeriyle Doğankent'te 156 konut ve 70 iş yerinin resmi açılış ve teslimini gerçekleştirdiklerini anlattı.
Bunun yanında felaketin yaşandığı ilçelerde yollardan altyapıya, çevre düzenlemesinden kamu binalarına kadar pek çok yatırımı da hayata geçirdiklerini aktaran Erdoğan, köylerdeki ahırlı evler başta olmak üzere halen inşası süren yatırımları da yakında tamamlayacakları bilgisini verdi.
Giresun ve Trabzon'da katıldıkları toplu açılış törenleriyle her iki şehre kazandırdıkları pek çok eser ve hizmetin sevincini vatandaşlarla yaşadıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Eser ve hizmet siyasetimizin meyvelerini toplamak olarak kabul ettiğimiz bu açılış törenleri, aynı zamanda şehirlerimizin nereden nereye geldiğini görebilmemize de vesile oluyor. Her başlıkta bizden önceki dönemlerde yapılanların 5 katı, 10 katı eseri milletimizin hizmetine verdiğimizi müşahede etmekten gurur duyuyoruz. Hava şartlarının ve programımızın elverdiği ölçüde hafta sonlarını şehirlerimizde vatandaşlarımızla kucaklaşarak, hasret gidererek geçirme kararındayız. Böylece hem milletimizin muhabbetini ve coşkusunu bizzat yaşıyor hem de dertlerini ve taleplerini yerinde tespit edebiliyoruz. Biz asla ülkesinden bihaber, milletinden kopuk salon siyasetçilerinden olmadık, olmayacağız."
Erdoğan, bu hafta sonu, cumartesi günü de Zonguldak'ta olacaklarını bildirerek, Zonguldak'taki tüm tünellerinin, kavşak düzenlemelerinin açılışlarını yapacaklarını ve Zonguldaklı vatandaşlarla bir arada olacaklarını dile getirdi. Erdoğan, "Kadınıyla ve erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, her kesimden insanımızla aramıza kimseyi sokmadık, sokmayacağız." dedi.
ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece milletin ne istediğine ne beklediğine ve ne talep ettiğine bakarak yönlerini belirleyeceklerini, bundan sonra da aynı şekilde istikamet tayin edip yola devam edeceklerini ifade etti.
Havaların ısınmasını beklemeden orman yangınlarıyla mücadeledeki altyapıyı güçlendirecek adımları attıklarını belirten Erdoğan, "Bu çerçevede yerli ve milli insansız hava aracı sayımızı 8'e, yangın söndürme uçaklarımızın sayısını 20'ye, helikopter sayımızı 55'e çıkartıyoruz." dedi.
Hava araçlarının her seferdeki su atma kapasitesini geçen yıl 85 tondan 184 tona çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, filoya eklenecek yeni hava araçlarıyla bu kapasiteyi 278 tona yükselteceklerini bildirdi.
Yapay zeka uygulamalarını daha etkin şekilde kullanarak yangın riski ve seyrini yakından takip edecek bir sistemi de kurduklarını vurgulayan Erdoğan, "Eğitim verdiğimiz 100 bin vatandaşımızla orman yangınlarına müdahalede önemli bir gönüllü gücü oluşturuyoruz. Filomuza katılan yeni araçların ve uygulamaların ülkemize hayırlı olmasını diliyorum." şeklinde konuştu.
"Bize düşen hedeflerimize doğru yürümeye devam etmek"
Türkiye'nin girdiği kalkınma ve büyüme sürecinde sıkıntılarla da karşılaşıldığını dile getiren Erdoğan, yaşanan sancıların bir kısmının yaşanan büyük dönüşümün, değişimin, hedef büyütme, seviye yükseltme iradesinin neticeleri olduğunu kaydetti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin önüne kurulan tuzakları aşarken, ayağımıza takılan çelmelerin üzerinden atlarken, maruz kaldığımız saldırıları savuştururken yaşadığımız sıkıntılar da var. Türkiye hem tarihi hem coğrafi, böyle bir süreci asla rahat bırakılmayacak, kendi haline terk edilmeyecek hele hele kimi toplumlar gibi desteklenmeyecek iddiaya, vizyona, müktesebata sahip bir ülkedir. Bize düşen buna rağmen hedeflerimize doğru yürümeye devam etmek, mücadeleyi sürdürmek, başarmaktır.
Şayet biz geçmişte nicelerinin yaptığı gibi ülkemizin ayağına takılan prangalara, sırtına yüklenen kamburlara, başına sarılan dertlere rıza gösterip sadece günü kurtarma peşinde koşsaydık belki bu kadar hücuma maruz kalmazdık. Ama bu durumda da milletimizin karşısına alnı ak, başı dik, kalbi mutmain şekilde çıkarak 2023 hedeflerimizden, 2053 vizyonumuzdan söz edemezdik. Türkiye bugün eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe her alanda dünya ile yarışacak altyapıya sahipse bunu dayatmalara, boyun eğmeye değil, ısrarla kendi yolumuzda yürümeye borçluyuz. Türkiye bugün 81 vilayeti ve 84 milyon vatandaşıyla sanayiden savunmaya, istihdamdan sosyal güvenlik ve desteklere kadar her alanda kendine güveniyorsa bunu birilerinin ihsanına değil, kendi emeğimize ve gayretimizle borçluyuz. Türkiye bugün bölgesinde ve dünyada yaşanan her krizde, her gelişmede siyasi, diplomatik, askeri, istihbari olarak gözlerin döndüğü, tavrının beklendiği bir ülkeyse bunu sırtını sözde müttefik, fiiliyatta köstek güçlere yaslanmaya değil, kendi imkanlarına, kendi yüreğine, kendi bileğine borçludur."
"Bugüne gelirken nelerle karşılaşmadık? Neler yaşamadık? Milletimizi siyasi ve sosyal kaos çıkarma denemeleri ile birbirine düşürmek istediler." ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye'nin diplomatik hançerler ve nice gizli açık oyunlarla tökezletilmeye çalışıldığını kaydetti.
Erdoğan, "Devletimize PKK'dan FETÖ ve DEAŞ'a kadar ne kadar terör örgütü varsa hepsini de üzerimize salarak diz çöktürmeye kalktılar. Ekonomimizi kur, faiz, enflasyon şer üçgenine hapsederek bizi aşımızla, işimizle, evlatlarımızın geleceğiyle tehdit ettiler. Bu oyunların hepsini de bozduk." diye konuştu.
Son 3 yıldır ekonomide yaşanan dalgalanmalarla Türkiye gemisinin belki biraz sarsıldığını ama asıl amaca ulaşılamadığını belirten Erdoğan, serbest piyasa kurallarıyla, küresel ekonomi düzenlemeleriyle, ahlakla, vicdanla ilgisi olmayan her saldırının gereken tedbirler alınarak, savunma mekanizmaları kurularak, sızıntılar engellenerek bertaraf edildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yılın son aylarında yaşanan kur dalgalanmasının önüne de bu şekilde geçtiklerini vurguladı.
EKONOMİK GELİŞMELER
Ortaya çıkan yüksek enflasyondan ve hayat pahalılığından milleti koruyacak adımları da birer birer attıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar, çalışanların gelirlerinde yaptığımız artışlar bu adımlardan biridir. Enflasyondaki belli bir döneme mahsus arızi yükselişin kamburunu maalesef bir müddet sırtımızda taşımak mecburiyetinde kalacağız. İnşallah her yeni ayın bir öncekinden daha iyi olduğunu göreceğimiz bir döneme girdik. Tabii bu süreçte vatandaşlarımızın dile getireceği her şikayete, her derde, her talebe kulağımız da gönlümüz de sonuna kadar açık olacak.
Devletimizin tüm imkanlarını insanlarımızın emrine verdik, vermeyi sürdüreceğiz. Hep söylediğimiz gibi 20 yıldır bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek, bugünkü sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz."
Erdoğan, Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek vatandaşların müreffeh, ülkeyi mamur ve devleti güçlü hale getirme sözlerini tutmanın boyunlarının borcu olduğunu söyledi.
"HER ŞEYİN ANAHTARI İŞTE BU AHİTTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimize verdiğimiz her sözü tuttuğumuz gibi büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ederek diğer hedeflerimizle birlikte enflasyonu indirme, hayat pahalılığını yenme vaadimizi de yerine getireceğiz. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Her şeyin anahtarı işte bu ahittir." diye konuştu.
Bunun, diğer her türlü ayrımın, her türlü rekabetin, her türlü önceliğin üzerinde bir mesele olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için bu hususa diğer her şeyden fazla hassasiyet göstermemiz, sahip çıkmamız şarttır. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi sıkı tuttuğumuzda Allah'ın izniyle ne terör örgütleri ne ekonomik tetikçiler ne siyasi muhterisler bu ülkeye de bu millete de zarar veremez.
Bölünürsek, birbirimize düşersek istiklalimizin ve istikbalimizin sembollerine canımız pahasına sahip çıkmazsak, o zaman halimiz haraptır. Son dönemde kimileri siyasi ve sosyal hassasiyetleri kaşıyarak, kimileri ekonomik sıkıntıların sebeplerini ve sonuçlarını çarpıtarak, kimileri milli ve manevi değerlerimize saldırarak Türkiye'nin bu büyük gücüne saldırıyor. Bugüne kadar başaramadılar, inşallah bundan sonra da başaramayacaklar."