Çürük

Abone Ol

Shakespeare’nin unutulmayan oyunu Hamlet’teki ünlü replik “çürümüş bir şeyler var Danimarka Krallığında…” dünyanın hafızasına yaklaşık 400 küsur yıl önce işlendi ve bir türlü silinmedi.

Danimarka sarayındaki tuhaf ilişkilere dikkat çekmek istemiş ünlü yazar… Göz ardı edilemeyecek ilişkiler ve bozukluklar bunlar. Kimse reset yapamıyor böyle durumlarda.

Çünkü gerçekler her zaman gerçek…

Gerzekler de her zaman gerzek!

Bir ülkede çürümüş bir şeyler varsa bunun nedeni ülkenin gerzekleri yüzündendir;

Hurafeler, teolojik baskı, bilinçaltına yerleşik psikolojik sapmalar, vs. nedenlerden dolayı komplekslerle yüklü beyinler o ülkenin insanlarına da cehennem azabı çektirir. Cehennemi bu dünyada yaşarsınız yani, öbür tarafa gitmeden!

Cehennem azabı çekmek de kendi halinde yaşam sürmek isteyen insanlar için “insanca yaşayamamak” demektir.

Asgari ücret alan bir kişi nasıl tutsun da 10 bin lira kira versin, kilosu 400 liraya nasıl et alsın, nasıl?

Bunlar gibi yüksek fiyatlı zaruri ihtiyaç maddelerini alamayan insanların yaşadığı ülkede çürümüş bir şeyler var demektir. “Baaak pazarda soğan 10 liraya düştü…” diye ekonominin iyiye gittiğini kendi inanmasa bile savunan salaklar satın alınan o soğanın dörtte üçünün çürük çıktığı için çöpe atıldığını bilmezler.

Onların amacı “yalakalık olsun da nasıl olursa olsun” dangalaklığıdır…

Böyle giderse, bu gidişat değişmezse ev kirasının 40 binlere çıkacağından, ay çiçek yağının kilosunu 500 liraya alacaklarından, etin kilosunun üç bin lirayı geçeceğinden haberleri yoktur, olmaması da doğaldır…

Ekonomi bir bilim dalıdır, ritüellerle ilgili varsayımlar dizesi değildir… Eğer ekonomiyi softa kıvraklığı ile yörüngesinden çıkarmaya çalışırsanız, ülkeyi şirazesinden çıkarmış olursunuz, oldu da!..

Her neyse;

İşini bilen usta ekonomistler günümüz Türkiye’sinin içine düşürülmüş olduğu hataların acımasız gerçeklerini yakında haykıracaklar, tarihçiler de bunu elbette yazacaklar, yazmaya başlamışlardır bile belki…

“Çürümüş bir şeyler vardı Danimarka Krallığında” diyerek Shakespeare’den yapacakları bu alıntıyla ülkemizi kastedecekler ama “serçenin bile ölmesinde bir bildiği vardı kaderin…” şeklinde bir başka Shakespeare alıntısını da kendi ipini çekmiş bir iktidar için örnek gösterip yazacaklar…

Hamlet’in eserdeki ibret verici cümleleri şöyle:

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin.

Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz.

Bütün mesele hazır olmakta.

Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış,

Erken bırakmış ne çıkar, ne olacaksa olsun!

Eveeeet;

Shakespeare Hamlet’i böyle konuşturmuş yüzyıllar önce, eğer bu eseri günümüzde yaşayıp yazsaydı bu dizelerin sonuna mutlaka şunu da eklerdi ünlü düşünür-yazar:

Geliyor gelmekte olan!

 

 

MUHALEFETE MUHALİF MAARREM

Seçimler yaklaştı, önümüzdeki Pazar anneler gününde seçim var. “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır” özdeyişine paralel olarak vatandaş da “tebdil-i iktidarda keramet vardır”  şeklinde bir düşüncenin içinde… Ve de kararlı! İktidardan başlayarak birilerini silip süpürmeye hazırlanıyor.

İktidar mensubu olmayanları da…

Örneğin Maarrem’i…

“Ben muhalefetin muhalefetiyim” diyen Maarrem’i…

Kendini kendi kendine cumhurbaşkanı ilan eden Maarrem büyük tepki alıyor. Böylece yine kendi kendini iptal ettirip tedavülden kaldırıyor. Aynı değeri kalmamış bozuk para gibi… Bu konuda sosyal medyada da çeşitli görüşler yer alıyor.

Alın size Erdal Atabek’ten bir yazı:

Muharrem İnce eski bir Cumhuriyet Halk Partili. Başkanlık yarışına girmiş, kaybetmiş. Cumhurbaşkanı adayı olmuş kaybetmiş.

Şimdi bu kayıplardan sorumlu tuttuğu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan intikam almaya çalışıyor. Kurduğu Memleket Partisi’ni de kendi cumhurbaşkanı adaylığı için sahneye sürüyor. Kazanma şansı var mı? Yok. Olmadığını biliyor.

Amacı ne?

Amacı Kemal Kılıçdaroğlu’na kaybettirmek.

O zaman mevcut sistem yeniden kazanacak mı? Muharrem İnce bunu hatırlatan kişiye “Benim meselem değil” diyor.

Bu tutum, bu davranış size nasıl bir karakter düşündürüyor? Bağırıp çağıran, kural tanımayan, kendi egosundan başka bir şeyi görmeyen, tehdit edici, enerjisini öfkesinden alan bir karakter.

Böyle bir karakterin sizi yönetmesini ister misiniz? Böyle bir karakterin bütün güçleri kendisinde toplayarak size hükmetmesini ister misiniz?

Bu seçimde karar vereceğiniz şey de budur.

İşte böyle bir paylaşım; vatandaş da haklı başında böyle bir yapıda insan istemiyor, Maarrem bu nedenle itici bulunuyor…

Bu nedenle tedavülden kalkmış oluyor…