Bartın Haber – Amasra Grizu Faciası Davasında Müşteki Avukatlar “Üretim Baskısı ve Mobbing” İddiasında Bulundular
Amasra Grizu faciası mahkemesi görüldü ve bir sonraki mahkemenin 13 Şubat 2024’de görülmesine karar verildi. Bartın Halk gazetesinde yer alan habere göre müşteki avukatlarından Melike Polat, tanık beyanlarına karşı beyanında üretim baskısı iddialarında bulundu. Avukat Melike Polat beyanında :"Burada üretim baskısından bahsetmek istiyoruz. Bu aynı zamanda davanın politik yanıdır.
Üretim baskısı yalnız kömür hedefi ve çalışma saati değildir. Üretim baskısı sistemin üretim odaklı olması, iş güvenliğinin üretim nedeniyle geri plana atılmasıdır.
Burada üretim odaklı bir kontrol süreci izlendiğini, üretimi durduranların cezalandırıldığını gördük. Bu üretim baskısıdır.
Siyasal hedefler ve kariyer uğruna..
7.5 saatten az çalışılmış, nasıl üretim baskısı var deniyor. Bu lamba kayıtları yalnız S.E'de var. Dosyada olmayan kayıtlarla kişisel verileri tanıkların gözler önüne serildi. Bu aynı zamanda bir tutukluluk sebebi olarak da konuşulacak.
Burası bir devlet ocağı. 7.5 saat mesai, ne yaparsa yap diyemezsiniz. Siz bir bağ ilerlemeyi zorunlu tutarak, eksik personelle aynı ilerlemeyi isteyerek üretim baskısını tam olarak uygulamış oluyorsunuz.
Bu baskı sebebiniz siyasal hedefleriniz mi, kariyer hedefiniz mi bilmiyoruz. Ama önemli olan eksik personel, eksik malzemeyle üretim dayatan sistemi hepiniz ortak olarak kurmuşsunuz. Biz TTK'ya bildirdik diyerek bu işten kurtulamazsınız.
Teşkilat yönergesine bakarak bugün işçi, usta ve nezaretçiye işi durdurabilirdiniz demeye başladınız. TTK görevlilerinin olası kast ile sanık olacak durumları zaten söz konusudur. Bunlar hakkındaki soruşturma izni sürecini takip ediyoruz.
S.E. yer üstü büro çalışanlarına 'disiplinli olup olmadığını' ayrı ayrı sordu. Verilen cevaplar 'kontrolcü', 'aşırı iş takibi yapan' gibi cevaplardı. Bu mobbingdi ve disiplinin değil tam da üretim baskısının deliliydi.
R.O. dosyaya WhatsApp kayıtları sundu. Üretim baskısı diye daha fazla kömür mü diyorsunuz? O da var, Orhan'a '1. Kartiyeden 150 tondan aşağı kömür çıkmasın' yazmış Selçuk Ekmekçi. Üretim baskısı budur diyorsanız, işte bu da var.
Acil durum eylem planını gösterdik, burada kimse gören olmadı. Siz iş güvenliğini bir kenara bırakarak, bir beton barajı dahi yapmaktan imtina ederek üretime odaklı bir sistem kurdunuz. Hepiniz, ortak kasıtla bu süreci yürüttünüz.
İş güvenliği önlemlerini yok sayan, üretim odaklı sistemin bir parçası olan, acil durum eylem planı dahi uygulamayan H.G ve F.K'nin tutuklanmasını talep ediyoruz." ifadelerine yer verdi.
Başka bir müşteki avukatı Evren İşler ise beyanında :” Bu salonda yalan söyleme hakkına sahip bir grup insan var, sanıklar, en doğal haklarıdır ama şunu anlayamıyorum; sanık kendisini kurtarmak için yalan söyler, neden kendisini yakmak için yalan söylüyorlar hakikaten anlamıyorum.
Üretim baskısı yalnız işçiye değil, madene fiziken de uygulanıyor. İşte bu şekilde yapılınca sonu katliam oluyor.” ifadelerinde bulundu.
17 Kasım 2023'te tamamlanan duruşmada tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 13 Şubat 2024 tarihine bırakılırken Mahkeme, keşif için 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmasına hükmetti. (Haber merkezi)