Son duruma göre bu yıl Türkiye için yüzde 3’lük bü yüme beklentisi açıklayan Dünya Bankası’ndan “Tür kiye ekonomisi ‘borç-yatırım’ paradoksuna girdi” uya rısı geldi. Dünya Bankası Ülke Direktörü Auguste Ta no Kouame, “Son krizle birlikte yatırımlarda bir kü çülme var”değerlendirmesinde bulunurken;Türkiye ekonomisi geçen yılki büyüme performansı ile 2020 için umut verse de uluslararası kuruluşlar ve ekono mistler döviz borçları ve yatırımların yeni bir para doks yarattığına dikkat çektiği görüldü.Bu kapsamda yapılan açıklamanın arkasından da üretkenliğini kaybetmeye başlayan Türk ekonomisinin 2018 döviz krizinin ardından yatırımlarda da büyük düşüş yaşa dığına dikkat çeken Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Tano Kouame, “Son krizle birlikte yatırımlarda da bir küçülme var. Bu endişe verici bir durum ve bu, borcun büyüdüğü bir zamana denk geliyor. Borç artıyor yatırımlar azalıyor.Türkiye artan borç ve azalan yatırım paradoksuna kapılmış durum da” değerlendirmesi gelirken; son etapta Ülkemiz şartlarındaki ay sonu CDS Risk primine bakıldığında 322,65+2,66+0,83% aralığındaki pozisyonunun bu nu açıkça doğruladığı görülüyor.
* * *
Konuyla ilgili Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Der neği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen “2020 Küresel Ekonomik Beklentiler” başlıklı toplantıda bir araya gelen ekonomistler, Türkiye’nin tercih ettiği büyüme modeli ve 2020 beklentilerine dair değerlendirmeler de bulunurken; Türkiye’nin hem jeopolitik hem de ekonomik durumu itibarıyla çeşitli risklerle karşı karşıya olduğunu kaydeden Auguste Tano Kouame, özellikle üretkenliğin kaybolduğuna dikkat çekmesi sanayi kesiminde de işlerin pek iyi gitmediğine işaret ediyor.Bu yönde açıklamasını sür düren Kaume; “Türkiye’de geçmişte üretkenlik çok iyiydi ancak son yıllarda ciddi düşüş yaşandı. Yatırımlar büyüyecekse üretkenliğin düşük olduğu ortamda zorluk teşkil edebilir” diyen Kouame’nin,bu noktada uzun vadeli yatırımları çekecek politikaların teşvik edilerek, şirketlere de uzun vadeli finansman imkanlarının sağlanmasının gerektiğine işaret etmesi de finansal kırılganlığın geldiği noktayı gösteriyor.
* * *
Bu arada yeni açıklanan büyüme verilerini de değerlendirerek, 2019 için açıklanan yüzde 0.9’luk
büyüme oranının beklentilerinin üstüne çıktığını aktaran Kaume;”Dünya Bankası olarak Türkiye ekonomisinin 2020’de yüzde 3, 2021’de ise yüzde 4 büyümesini beklediklerine değinirken “Bir takım riskler de var. Karşı rüzgarlar da var. İdlib’de gerçekleşen olaylar ve bölgelerdeki gerginlikler yatırımcıyı tedirgin edebilir ve yatırımları biraz daha geciktirebilir”açıklamasına bakılırsa;siyasi gelişmeler dahil, jeopolitik değişkenlerle finansal kırıganlığın birleştiği odak noktada bu üç risk unsurunun Türki ye’deki yatırımlar üzerinde ciddi riskler oluşturduğu izleniyor.
* * *
Sonuç olarak, Global Source Partners Türkiye Analisti ve Turkey Data Monitor Ortağı Murat Üçer, “Türkiye’nin yüzde 5’lik büyüme patikasına girmeye çalıştığına” işaret ederek, “Türkiye’de artık krediyi bastığınız zaman bile ne kadar büyüyebileceğimiz bir soru işareti. Türkiye’nin tekrar sermayeyi çekebilmesi gerekiyor. Biz sanki bedava yemek varmış gibi iktisat politikası inşa ediyoruz. Teşhis çok önemli. Benim iktisatçı olarak en büyük sıkıntım teşhiste anlaşama mış olmamız. Türkiye kur üzerinden dönüşüm yapa maz artık. Ben kur değerlensin demiyorum ama Türkiye’nin rekabetçi olması fiyat dışı faktörlerle mümkün.”değerlendirmesinde bulunması,Ülkemiz şartlarında eski fabrika ayarlarına dönülerek özellikle demokratik parlamenter sisteme olabilecek en kısa zamanda dönülmek suretiyle bağımsız yargı reformu başta olmak üzere bir kısım ihtiyaç bulunan diğer reformların da mutlak şekilde gündeme getirilmesi gereğine işaret ediyor.