Son dönemdeki gelişmeler ışığında Rusya-Ukrayna savaşı ile Türkiye'nin başta enerji ve emtia fiyatları nedeniyle önemli risklerle karşı karşıya kaldığını söyle yen Dünya Bankası Türkiye Programı Baş ekonomisti Hans Anand Beck, enerji fiyatlarının Türk lirasındaki belirsizlikle daha ağır hissedildiğini belirte rek, 2022 yılı için ülkenin önündeki en büyük zorluk enflasyon. Tüketici ve üretici tarafında sorunlar var. Türkiye'de enflasyon çıpasız kaldı" diyen. Beck, mali enstrümanlarla enflasyonu kontrol etmeye çalışmanın maliyeti olduğunu da vurguladığı izleniyor.Bu arada Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonrasında gündeme gelen risklere dikkat çeken Beck, hem küresel hem de yerel riskler olduğuna vurgu yaparak, küresel anlamda enerji ve emtia ticaretinin zarar gördüğünü, fiyatların arttığını ve finansal akışların da bu durumdan etkilendiğine de değinen Beck;” Türkiye'nin hem enerji ithal eden hem de doğalgazın büyük bölümünü Rusya'dan alan bir ülke olarak risklerle karşı karşıya olduğunu söyleyen Beck, buğday ve ayçiçeği konusunda da sorun olduğuna dikkat çekiyor.

* * *

Bu kapsamda enerji fiyatlarında yaşanan artışın Türkiye' yi daha fazla etkilediğini dile getiren Beck, "Enerji fiyatı Türk lirasının değer kaybıyla daha fazla artıyor. Türkiye enerji ithalatı yapıyor. Şu an petrol fiyatları daha fazla hissediliyor. Paranın değerlenmesi bu durumun düzelme sine yardımcı olacaktır"sözleri yanısıra bu yılın en büyük zorluklarından birinin enflasyon olduğunu söyleyen Beck, "2022 için sıkı ve iyi bir iletişim gerektiren para politikası gerekiyor. Mali pozisyonlar geleneksel olarak güçlü. Ancak hâlâ zorluklar var. Mali enstrümanlarla enflasyonu kontrol etmeye çalışmanın bir maliyeti var. Enflasyon çıpasının kaybedildiğini görüyoruz. Tüketici ve üretici tarafında önemli artışlar var. Üreticiler belirsiz liklerle mücadele etmeye çalışıyor"şeklindeki sözleri de ğerlendirildiğinde; gerçek durumda çift rakamda yükseli şini sürdüren enflasyonun sadece mali enstrümanlarla ön lenmek istenmesiyle istenen sonuç alınamadığı gibi hama si söylemlerle toplumsal ikna yollu algı yönetimi ile de yüksek enflasyonun önlenemediğini mevcut şartlar içinde açıkça ortaya çıkıyor. Bunu da yıl başından bu yana artışı nı sürdüren yüksek enflasyonun Yİ-ÜFE de Şubat ayı ve risi olarak 2022 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %7,22, bir önceki yılın Aralık ayına göre %18,43, bir önceki yılın aynı ayına göre %105,01 ve on iki aylık ortalamalara göre %56,83 artış göstermesinden anlıyo ruz.

* * *

Özellikle Türkiye dışında kalan ve halen artışını sürdüren enflasyon ile mücadele etmek zorunda kalan diğer ülkeler de eldeki seçenek durumunda olan çıpa pozisyonundaki faiz artırımı kullanılırken; Türkiye dahilinde faiz enstrü manının neden kullanılmadığı sorusuna verilebilecek yanıt için halen çekinceler mevcut durumda.Dolayısı ile bu yündeki tereddütlü havanın devam etmesi nedeniyle de makro ekonomik anlamdaki çözüm alternatiflerinin her geçen kaybedilen zaman süreciyle beraber aynı para lelde gittikçe azaldığını izliyoruz. Çünkü bu çerçevede g örüşünü açıklayan Dünya Bankası Başekonomisti Hans Anad Beckİn de açıkladığı gibi;”sadece mali enstrüman larla enflasyonu kontrol etmeye çalışmanın maliyeti de ge çen zamanla birlikte gittikçe artmaya başlarken; yüksek enflasyonun adeta bir döngüye evrildiğini görüyoruz.

* * *

Sonuç olarak,hızla üçlü rakama doğru giden yüksek enflasyon oranının döviz kurundaki şoklarla beraber yarat tığı ithal enflasyona ek olarak bir de Ülke içindeki süre ğenleşme pozisyonun kazanan maliyet enflasyonu ile güçlenmesi fiyat istikrarını büsbütün bozmaktadır.Bu ara da küresel anlamda artma temayülüne giren gıda fiyatları yanında ithal ara mallarının fiyat artış göstermesiyle ger çekleşen olumsuz yansımaları da unutmamak gerekiyor. Bu açıdan Ülke içinde süregelen yüksek enflasyonu önleyebilmek adına talep esnekliği yüksek olan ürün grup larının öncelikle belirlenerek maliyetini şişiren unsur lardan arındırılması esas alınırken; gerekirse fayda-maliyet analizi anlayışı ile özellikle tarım ve hayvancılık sektörlerindeki gelişmeyi önleyen engellerin tümüyle ortadan kaldırılarak; geniş yelpazedeki teşvik önlemleri nin ihtiyaca göre denetimli tarzda yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Çok tabii olarak belirtildiği gibi yüksek talep esnekliği gösteren ürün gruplarındaki ar tışın daha fazla sağlanabilmesi için de ödül-teşvik sistemi nin sürece dahil edilmesi durumunda da iyi sonuçlar alına bileceği de hatırdan çıkarılmamalıdır.