Son aylarda yaşanan en önemli gündem maddelerin den biri şüphesiz, gıda sektöründe ortaya çıkan kriz ler oldu. Savaş, Kuraklık, artan maliyetler ve bazı ülkelerin korumacı politikası, öyle görünüyor ki,bir süre daha gıdaya erişim konusunu gündemi mizde tutmaya devam edecek. Gelişmiş ve geliş mekte olan ülkelerin gıdaya erişimde yaşadığı sorunlara karşın;öyle ki, zaman içinde uzun yıllardır açlık la mücadele eden ülkelerdeki krizi ise gölgelemiş görü nüyor.Bu kapsamda 90 ülkede faaliyetlerini sürdü ren, İngiltere merkezli, uluslararası yardım kurulu şu Oxfam’ın Avrupa Birliği Gıda Uzmanı Hanna Saarinen yaptığı bir kısım medyaya değerlendirme de;“Dünya eşi görül memiş bir açlık krizine doğru ilerliyor ve açlık,siyaset gündemine tekrar geri dön dü.Çözüm, küre sel üretimi artırmakta değil; çiftçi ler tüm dünyayı beslemek için gerekenden fazlasını üretiyor.Eşitsizlik ve yoksulluk,açlığın ana neden leri.”şeklinde açıklamada bulunuyor.
* * *
Dünyadaki açlık boyutunun geldiği noktaya değinir ken;”çok sayıda ülke, hali hazırda iklim değişikliği ve pandeminin yaratmış olduğu ve savaşla birlikte katlanan karmaşayı sonlandırabilecek kaynaklara sahip değil.“Tüm küresel gıda sistemi için artan fiyatlar bir felaket” diyen Saarinen’e göre,”sadece Rusya ve Ukrayna’nın içinde bulunduğu durum bile açlık sorunu ile uzun yıllardır mücadele eden ülkeleri tahmin edilenden daha çok etkiliyor. “Ukray na ve Rusya, küresel gıda pazarında önemli oyuncu lar.Açlık seviyesinin yüksek olduğu bazı ülkeler, buğdayın önemli bir kısmını Ukrayna veya Rusya’ dan ithal ediyordu”şeklindeki değerlendirmesine ek olarak;”Eritre, tüm buğday ihtiyacını yalnızca bu iki ülkeden karşılıyor. Somali buğdayın, yüzde 90’dan fazlasını Rusya ve Ukrayna’dan sağlıyor. Bu bağım lılık son derece tehlikeli. Son yıllarda dünya tahıl üretiminde rekor hasatlar gördük ve 2022’de yakla şık 3 milyar ton tahıl üretileceği tahmin ediliyor.En önemli sorun üretim değil; uygun fiyatlı gıdaya erişim.”Olarak gelinen noktadaki ciddi vehameti de dile getiriyor.
* * *
Bu arada Ülkelerin Rusya-Ukrayna savaşıyla gıda güvenliği konusundaki farkındalıklarının arttığını belirten Oxfam Avrupa Birliği Gıda Uzmanı Saari nen,”farkındalığın değil; eylemlerin önemli olduğu na”da dikkat çekerken;“Mevcut mali taahhütler yeterli değil” diyen Saarinen, “Hükümetlerin yardım bütçelerinin sınırlı olduğunu ve zor seçimler yapma ları gerektiğini anlıyoruz ancak yaratıcı olmamız gerekiyor.Açlık siyasi bir başarısızlık ama açlığı sona erdirmek için araçlarımız var.Yoksul ülkeler deki insanlar, zengin ülkelerdekilere göre gelirleri nin iki katından fazlasını gıdaya harcıyor. Şu an yaşa dıklarımız ve yaşayacaklarımız,başımıza gelebil ecek en kötü senaryonun tam da kendisi;21.Yüz yılda açlık kabul edilemez.Herkes için çalışan bir gıda sistemine ihtiyacımız var”uyarısında da bulunu yor.
* * *
Sonuç olarak,küresel anlamda önemli bir boyut kaza nan, zaman içinde gün geçtikçe artan açlık endişesi karşısında; Oxfam’ın verdiği bilgilere göre, Yemen nüfusunun yarıdan fazlası, yani yaklaşık 17 milyon insan, Yemek için yeterli yiyeceğe sahip değil ve kıtlık benzeri koşullarla yaşıyor. Batı Afrika ise son on yılın en büyük açlık kriziyle karşı karşıya. Bölge de şu anda 27 milyondan fazla insan açlık çekiyor ve hiçbir şey yapılmazsa önümüzdeki üç ay içinde 11 milyon kişi daha aç kalabilir. Bu da yeni bir tarihi zirve görüleceğine işaret ediyor. Kenya’da 3.5 mil yon insan aşırı açlık çekiyor. Somali Etiyopya ve Kenya’da aşırı açlık çeken insan sayısı geçen yıla göre 10 milyondan 23 milyona çıkmış durumda. Neticede açlık krizinin daha da büyüyerek içinden çıkılmaz hale gelmeden çözüm odaklı sonuca ulaş tırmak gerekiyor.Dünya Bankası tahminlerine ve Dünya Bankası ile Küresel Kalkınma Merkezi tara fından gıda fiyatlarındaki ani artışlara ilişkin önceki araştırmalara dayanan yeni Oxfam tahminleri, 2022’ de çeyrek milyardan fazla insanın aşırı yoksulluğa itilebileceğine işaret ediyor.Hal böyle iken temel gir dilerdeki göreceli fiyat artışlarının getirdiği ürün maliyetlerindeki yükselmelerle tetiklenen enflasyon artışının gıda güvenliğini tüm risklere açık duruma getirdiğini de burada belirtmek gerekiyor.Mamafih hele hele Türkiye şartlarında daha çok kâr eksenli çalışan bazı firmaların kârlarını ençoklamada baş vurdukları hiç de etik olmayan yöntemlerine bakılır sa; şu sıralarda en fazla ihtiyaç duyulan doğal gıda ya erişim neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.