Mevcut duruma göre son etapta oluşan gelişmelere baktığımızda geçtiğimiz hafta sonu Yemen'de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona karşı savaşan Şii Husiler 10 insansız hava aracıyla (İHA) cumartesi günü Saudi Aramco'ya ait iki fabrikaya düzenlenen saldırı neticesinde düşen üretim sonrası ham petrolün fiyatı da yüzde 20 artarak 72 dolar seviyesine yükseldi.Yapılan açıklamada saldırı son rası dünyanın en büyük petrol ihracatçısı konumunda olan Suudi Arabistan'da petrol üretiminin yüzde 5 oranında düştüğü, fiyatların da Körfez Savaşı döneminden bu yana ilk kez gün içerisinde bu kadar arttığı kaydediliyor.EuroNews’in haberine göre;”Yetkililer Abkayk ve Khurais’teki petrol tesislerine düzenlenen saldırı son rasında Batı Teksas ham petrol varil fiyatının da yüzde 15,5 oranın da artarak 63,34 dolara yükseldiğini duyururken. Bu ay başı itiba riyle Suudi Arabistan'da ham petrol varil fiyatı 66.20 dolar seviye sindeydi.Aramco saldırısı sonrası küresel piyasalarda petrol fiyatları 1990 yılındaki Kuveyt işgalinden sonraki en hızlı yükselişini yaşadı. Uzmanlara göre Arabistan’daki saldırının olası küresel yansımaları Türkiye’yi de etkileyecek, doğalgaz fiyatlarında dahi artış gündem de. Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbar oğlu, krizin etkisi sadece akaryakıtta değil, petrol endeksli fiyat formülü üze rinden alınan doğal gaz fiyatlarında da dalgalanmaya sebep olacağı uyarısında bulunuyor. Petrol fiyatlarını yükseltmek için OPEC+ ülke lerinin yaptığı üretim kısıntısı günlük 1.2 milyon varil olduğunu hatır latan Kumbaroğlu, “Suudi Arabistan’da saldırı nede niyle üretimi duran miktar günlük 5.7 milyon varil.” Değerlen dirmesi de kayda geçti.
* * *
Bu kapsamda Fiyatların varil başına 55-65 dolar bandında seyreder ken ilk etapta 65-75 bandına yerleştiğine dikkati çeken Kumbaroğ lu, “Fiyatların bundan sonraki seyri Suudi Arabistan’ın saldırı öncesi üretim seviyesine ne kadar hızlı dönebileceğine ve Ortadoğu’da tan siyonun nasıl seyredeceğine bağlı. Güvenli kabul edilen bir tesise ya pılan bu terör saldırısı bölgesel güvenlik endişelerini arttırdı, piyasa larda jeopolitik risk primini yükseltti. Bu nedenle yeni bir gerginlik olmasa bile fiyatların yeni bandında yüksek seyretmeye devam et mesi beklenmekte.”şeklinde açıklamada bulunurken;” Petrolde yük sek fiyatların Türkiye’de ilk etkisini akaryakıt fiyatlarında göreceğiz. Bu şartlar altında benzin ve dizel yakıt pompa fiyatlarında sert artış lar kaçınılmaz.Ancak Türkiye özelinde bir diğer olumsuz etki doğal gaz fiyatlarında görülecek. Rusya’dan aldığımız doğalgaz petrol en deksli fiyat formülüne dayandığından bir sonraki dönem doğalgaz fiyatlarımız saldırı nedeniyle artacak.Yakıt olarak doğalgaz kullanan elektrik santrallerinin artan doğalgaz ve mevcut elektrik fiyatları altında sürdürülebilirliği kalmıyor, elektrik fiyatları artmazsa alım garantisi olmayan doğalgaz santrallerinin artan maliyetler altında iflas etmesi kaçınılmaz. Bu saldırı ile Türkiye’de enerji sektörü top yekün tehdit altına girmiştir.” Yorumu geldi.Çok tabii olarak gelişen son olayların geldiği noktada Türkiye ekonomisinde enflasyonist bir etki yaratması kaçınılmaz bir durum.
* * *
Çünkü akaryakıt en temel girdilerden sadece biri durumunda; akarya kıta yapılan her zaman A’dan Z’ye tüm tüketim maddelerini de etki lediğinden arkasında süreğen zam sağanağının gelerek herşeyin zam lanmasına yol açması da beklenen bir gelişme şeklinde karşımıza çı kıyor.İŞ sadece bu kadarla da kalmıyor; son yükselen akaryakıt fiyat ları ardından Uluslararası bankacılık ve finansal hizmetler şirketi Goldman Sachs'tan, Suudi Arabistan'a yönelik saldırının ardından petrol fiyatlarının yükselebileceği uyarısında bulunulurken; Petrol arz kesintisinin 6 haftadan uzun sürmesi halinde, dünya genelinde en yaygın kullanılan Brent türü ham petrolün varil fiyatının çok hızlı şekilde 75 doların üzerine çıkmasının beklendiği”belirtiliyor. Gold man Sachs tarafından hazırlanan raporda, Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'nun tesislerine cumartesi günü yapılan saldırıların ham petrol fiyatları üzerindeki etkisi de değerlendirili yor.Bu arada saldırıların Suudi Arabistan'ın kritik öneme sahip petrol altyapısını olumsuz etkilediği kaydedilen raporda, küresel petrol arzına yönelik tehditlerin arttığı ve gelecekte başka saldırıların da meydana gelme riskinin devam ettiği açıklanırken; ayrıca raporda, Suudi Arabistan'da petrol arz kesintisinin 6 haftadan uzun sürmesi halinde, dünya genelinde en yaygın kullanılan Brent türü ham petro lün varil fiyatının çok hızlı şekilde 75 doların üzerine çıkmasının beklendiği de vurgulanıyor.
* * *
Sonuç olarak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun "2019 Haziran Ayı Petrol Piyasası Sektör Raporu"na göre, Türkiye'nin toplam petrol ithalatı içinde en büyük kalemi oluşturan ham petrol alımı yüzde 15,5 artışla 2 milyon 116 bin 479 tona yükseldi. Söz konusu ayda en fazla ham petrol ithalatı 898 bin 915 tonla Irak'tan yapılırken, bu ülkeyi 754 bin 480 bin tonla Rusya,145 bin 255 tonla Kazakistan izledi.Motorin ithalatı ise haziranda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 39,7 azalışla 751 bin 48 tona düştü. İthalatın geriye kalan bölümünü havacılık ve denizcilik yakıtları, fuel-oil türleri ve diğer ürünler oluşturdu.Böylece, Türkiye'nin toplam petrol ithalatı haziranda geçen yılın aynı ayına gö re yüzde 7 azalarak 3 milyon 151 bin 387 tona düştü.Ancak Türkiye’ nin yıllık enerji ithalatı faturasının ortalama 45 milyar dolar olduğu dü şünülürse; gerek akarayakıt üzerinde yapılan zamlar,gerekse doğal gaz nezdindeki fiyat artışlarının tüm girdi maliyetlerindeki yaptığı artış ları da dikkate alındığında; sebep-sonuç ilişkisi içinde TCMB’nın Eylül 2019 Ayı Anket Dönemindeki 12 Ay Sonrası enflasyon beklen tilerinin incelenmesi halinde; 2019 yılı Eylül ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendiril diğinde, TÜFE'nin ortalama olarak yüzde 21,3 olasılıkla yüzde 11,00 - 11,99 aralığında, yüzde 24,7 olasılıkla yüzde 12,00 - 12,99 aralığında, yüzde 15,4 ola sılıkla ise yüzde 13,00 - 13,99 aralığında artış göstere ceği öngörül mekte iken, aynı anket döneminde nokta tahminlere(2) göre ise, katı lımcıların yüzde 20,0'sinin beklentilerinin yüzde 11,00 -11,99 aralı ğında, yüzde 32,7'sinin beklentilerinin yüzde 12,00 -12,99 aralığında, yüzde 14,6'sının beklentilerinin ise yüzde 13,00 -13,99 aralığında olduğu gözlenmekte oluşu esas alınırsa;yıl sonuna doğru gerek jeopolitik gelişmeler gerekse içsel ve dışsal değişimlerle kon jonktürel dalgalanmaların belirsizliği de olaya dahil edildiğinde,enflas yon oranlarının daha yüksek pozisyonda tekraren revize edilmesi kaçınılmaz olabilir.