Ekonomik güven endeksi Temmuz ayında 80,7 iken, Ağustos ayında %7,9 oranında artarak 87,1 oldu. Ekonomik güven endeksindeki artış, tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Ağustos ayında tüketici güven endeksi 58,3 değerine, reel kesim güven endeksi 102,1 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 89,1 değerine, perakende ticaret sektörü güven endeksi 95 değerine ve inşaat sektörü güven endeksi 55,5 değerine yükseldi.

Ekonomik güven endeksi, Ağustos 2019

   *       *        *

Bu kapsamda okuyucularımız için hatırlatma yapmak gerekirse; Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir. Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlık landırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır. Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır. Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin 100'den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100'den küçük olması ise genel ekonomik duru ma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Ekonomik güven endeksi, sektörel endeksler ve değişim oranları,

Ağustos 2019
 

TÜİK tarafından yayımlanan Ağustos/2019 Ayı ekonomik güven endeksindeki küçük de olsa pozitif bir düzelme oldu ise de; bu iyi    leşme eski parlak dönemlerle kıyaslandığında henüz yeterli seviye  ye gelebilmesi için orta ve uzun vadeye ihtiyaç bulunuyor.

                                       *       *        *

Sonuç olarak,mevcut sektörler arasında kırılganlığa en duyarlı sek tör durumundaki otomotiv sektörüne bakıldığında; 30 Haziran’da ÖTV teşviğinin sona ermesi, otomobil fiyatlarının da %11 ile %23 civarında artmasına neden oldu. ÖTV teşviğine rağmen yılın ilk yarısında satış rakamları 200 bine bile ulaşamadı. Teşvik sona erdi ve sıfır otomobil fiyatları yükseldi. Yılın ikinci yarısından sonra da satışların düşeceği kesin. Eğer yeni bir düzenleme yapılmazsa ve otomobil kredilerindeki banka faiz oranları geçen yıllardaki gibi düşük olma  ması halinde ;ilk 6 ayda 195 bin satış yapan pazar, ikinci 6 ayda 100 bin rakamını bile bulmasının mümkün olamaya cağı belirtiliyor.Diğer sektörlerde ise henüz istenen düzeyde tam bir toparlan ma görünmüyor.Esas olarak %5in altında gelişen negatif bir büyü me de iktisadi kırılganlık emaresi olarak düşünül düğünde; ancak ve ancak gelişen çeyrek büyüme oranlarının arka arkaya yüksek çıkması durumunda büyüme varlığından bahsetmek mümkün ola caktır. Ayrıca  Türkiye özelinde enflasyonun halen istenilen sevi yeden daha yukarıda olması ve toplumsal açıdan oldukça kötü bir imajı yansıtması tüketici güveni açısından bunun etkisinin çıplak gözle bile görülmesini sağlamaktadır. Bunun dışında TÜFE'den (enflasyon) TGE'ye yönelik kısa dönemli bir nedenselliğin ortaya çıkması mal ve hizmetlerin fiyatlarının ve bunların nihai tüketiciye yansımasının, tüketici aktörlerin ekono minin geleceğine yönelik düşüncelerini etkileyen en önemli fak törlerden biri olduğunu gös termiştir.Buradan hareketle enflas yonun tüketici güvenini olum  suz yönde etkileyerek ekonomik büyüme üzerinde de olumsuz etki yaratabileceği öngörülebilir ki, bu tespit de sağlıklı bir eko nomik büyüme için fiyat istikrarının sağlanmasının gerekliliğine  işaret etmektedir.