Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan son açıklamaya göre 2021 yılı Aralık ayında FHGE,bir önceki aya göre 2,5 puan düşüş kaydederek 171,9 seviyesinde gerçekleşti.Bu kapsamda endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki hizmetlere olan talebin FHGE’yi artış yönünde etkilediği, son üç aydaki iş durumu ile gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisinin ise FHGE’yi azalış yönünde etkilediği belirtilerek iş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre,”son üç ayda iş durumunda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç ayda hizmetlere olan talepte artış olacağı yönündeki beklentilerin bir önceki aya kıyasla zayıfladığı görülmektedir. Son üç ayda hizmetlere olan talepte artış olduğu yönündeki değerlendirmelerin ise güçlendiği gözlenmekte olduğuna” değinildiği izlendi.
* * *
Bu anlamda istihdama ilişkin değerlendirmelere göre, son üç aydaki istihdamda artış bildirenler ile gelecek üç aydaki istihdamda artış olacağını bekleyenler lehine olan seyrin zayıfladığına işaret edilirken;2021 yılı Aralık ayında, NACERev.2 sektör sınıflamasına göre “Finans ve Sigorta Faaliyetleri” sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, “66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler” sektöründe bir önceki aya göre 26,1 puanlık artış olduğu görülürken, “65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)” ve “64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)” sektörlerinde sırasıyla 20,2 ve 2,0 puanlık azalış olduğugözlenmektedir.”açıklamasına yer veriliyor.
* * *
Gerçekte Hükümetin önce döviz kurunu yükseltmek, sonra da düşürmek için attığı adımlara bakılırsa;ekonomi aktörlerinin döviz kuru veya faizden ziyade, oynaklık ve belirsizlikten dolayı fiyatlama ve maliyet analizi konusundaki zorlukların halen devam ettiği,Çünküdolar/TL kuru TCMB’nin arka kapıdan FX satışları ile 10.90 düzeyine gerilerken, yeni plan mevduat ve kredi faizlerinde geri tepme yaparken,bir taraftan da devlet tahvili getirileri de düşmüyor.Aksine, %23’ün de üstüne çıkan 10 yıl vadeli DİBS’in yıllık bileşik getirisinin belli kesimlere rantiye olarak yansıdığını gösteriyor.Yapılan bu son değişiklikle Reuters haber ajansına konuşan kaynaklara göre Türk bankaları, yeni sistemin duyurulmasından sonra, lira mevduatlarını korumak için kredi faiz oranlarını yüzde 20’nin üzerine çıkarmaları yanında bir hafta önce yüzde 17-18 civarında olan mevduat faizlerinin yüzde 20’nin üzerine çıkarken, artan fonlama maliyetlerinin de KOBİ kredi oranlarını da %30’un üzerine çıkardığı izleniyor.
* * *
Sonuç olarak,TCMB’nin politika faizini son üç ayda toplamda 500 baz puan düşürerek yüzde 14’e çekmesine rağmen, kısa vadeli ticari kredi faizleri dışında diğer kredi türlerinde faiz düşüşü olmadı.Bu arada Ticari kredi ve ihtiyaç kredisinde faizler yüzde 30’lara kadar yükseldi. Bazı bankalarda bu oranlar yüzde 40’lı seviyelerine ulaştı.Bankacılık kaynakları bu durumun, düşük politika faizi ortamında oluşan yüksek dolarizasyon ve TL likidite sıkışıklığı sürecinde, yılsonu yaklaşırken bankaların bilançolarını korumak için TL’ye daha yüksek faiz vermesi yarışı ve bunun sonucu artan fonlama maliyetlerinin kredi faizlerine yansımasından kaynaklandığını ifade ediyor.Hal böyle iken,Önümüzdeki yılın Ocak ve şubat aylarında resmi tüketici enflasyonun yüzde 30’lara yaklaşacağı beklentisi ve sermaye yeterlilik oranlarındaki bozulmaya karşı alınan önlemler de bankaları kredi faizlerini yükseltmeye iterken;kredi faizlerindeki ve mevduat faizlerindeki sert artış, TL’nin değer kazancında etkili olan bir diğer faktör olarak özellikle kayda geçti.