Geçtiğimiz Temmuz/2022 Ayına ait Ticaret Bakan lığı verilerine göre temmuz ayında Türkiye’de geçen yılın aynı ayına göre; ihracat yüzde 13,4 oranında artışla 18 milyar 550 milyon dolar, ithalat yüzde 40,8 artışla 29 milyar 132 milyon dolara yükseldi. Dış ticaret açığı yüzde 144,5 oranında artarak 10,6 milyar dolara kadar çıktı.Bu kapsamda değerlendirmede bulunan Ti caret Bakanı Muş’a göre Euro/Dolar paritesindeki hareket temmuz ayında dış ticaret açığını olumsuz etkiledi. gerçek nedeni ise Yeni Ekonomi Modeli’nin TL’ye aşırı değer kaybettiril mesine rağmen hedeflediği oranda cari fazla yarata mayışı ve dolayısıyla çalışmı yor oluşu. fed’in Avru pa merkez bankasından önce ve daha yüksek faiz artı racağı ve dolar endeksinin güçleneceği öngörülme sine rağmen, AKP ekonomi yönetiminin bu gerçekle re uygun ekonomi politikası yaratma kapasitesinin bir türlü oluşturulamaması sıkıntılara yol açıyor.

* * *

Bu anlamdaki Ocak-Temmuz döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre, ihracat yüzde 19,1 oranın da artışla 144 milyar 417 milyon dolar, ithalat yüzde 40,7 oranında artışla 206 milyar 399 milyon dolar ola rak gerçekleşti. Dış ticaret açığı da yüzde 143,0 ora nında artarak 62 milyar dolara kadar çıktı. Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracatın ithalatı karşıla ma oranı 15,4 puan azalarak yüzde 63,7 olarak gerçekleşti. Enerji verileri hariç tutulduğunda, ihraca tın ithalatı karşılama oranı 15,2 puan azalarak yüzde 78,9 kadar düştü. Bu gelişmelerin geldiği noktada si yasi otorite ihracat ve turizm gelirlerindeki artışla döviz arzının bollaşmasını, böylece liranın istikrar kazanarak enflasyonun zaman içinde düşeceğini ön görse de;ihracatta parite etkisi ve yavaşlayan sipa rişler yine de endişe yaratıyor.Bu çerçevede değerlen dirmede bulunan Reuters’e göre de;”bu durumun hükümetin ihracat gelirlerine dayalı ekonomi politika sını işlevsiz kılabileceğine işaret ediyor.

* * *

Son duruma göre gerçekte Reuters’in de vurguladığı gibi Türkiye’nin cari açığının kapanmasında hayati öneme sahip ihracat gelirleri ilk 7 ayda yüzde 19 artış kaydetti.Mamafih küresel pazarlardaki gelişmelerle birlikte ihracatçı sektörlerde aşağı yönlü revize edil meye başlanan yıl sonu beklentilerine bakılırsa; siyasi otoritenin ihracat gelirlerine dayalı ekonomi politika sını işlevsiz kılabileceğini,bunun da küresel anlamda ki tedarik zincirinde ortaya çıkan sıkıntılardan kaynak lanabileceği açıklanıyor.Özellikle Ukrayna savaşının küresel yansımaları, küresel resesyon işaretleri, başta Avrupa olmak üzere artan enflasyonist baskı ve gerile yen alım gücü Türkiye’nin temel ihracat pazarlarında bozulma işaretlerini de beraberinde getirdiği izleni yor.

* * *

Sonuç olarak,buna bağlı Türkiye’nin en büyük ihracat çı sektörlerinde yavaşlayan ya da gerileyen ihracat siparişleri de, yılsonu ihracat hedeflerinde aşağı yönlü revizyonları beraberinde getirmeye başladığı da göz lemleniyor.Bu arada ayrıca euro/dolar paritesindeki gerilemenin olumsuz yansımaları da eklendiğinde, ekonomi politikasını cari açığın kapanması üzerine kuran Türkiye’de enerji fiyatlarındaki sert artışının yarattığı tahribatın ardın dan ihracatta da beklenen performansın yakalanamaması ekonomideki risklerin daha da katlanarak büyümesine kapı aralıyor. Örneğin kırılganlıklara en duyarlı surumdaki oto motiv sektörüne bir göz atıldığında; Türkiye’nin en büyük ihracatçı sektörlerinden otomotivde de ihracat hedeflerini aşağı doğru revize ettikleri görünürken; geçtiğimiz haftalarda Tofaş ve Ford Otosan, ihracat pazarlarında kötüleşen görünümle birlikte yılsonu hedeflerini düşürdüğüne tanık olundu.Kısaca otomo tiv sektörü dışında İSO Sektörel PMI Anketi’ne göre, temmuzda yeni ihracat siparişlerinde aralarında teks til, kimyasal-plastik-kauçuk ürünleri, makine, metal sanayinin de bulunduğu çeşitli sektörlerde de düşüş ler gözlemleniyor. Bu durumun önüne geçilebilmesi için öncelikle ihracata dayalı yüksek katma değerli ile ri teknolojide atılım yapılması büyük önem taşıyor.