Gelinen son noktada Türkiye’deki çift rakamlı yüksek enflasyonun birinci derecedeki baş suçlusu ortaya çıktı. Buna göre Rekabet Kurumu, fahiş fiyat soruşturmasında 5 zincir market ve bir tedarikçiye toplamda yaklaşık 2.7 milyar TL para cezası verdi.Kurumca, BİM'e 958,1 milyon TL, CarrefourSA'ya 142,5 milyon TL, Migros'a 517,7 milyon TL, Şok Marketler'e 384,4 milyon TL, Yeni Mağazacılık'a (A101) 646,6 milyon TL ceza verildi. Tedarikçi firma Savola Gıda'ya da (Yudum) da 22,2 mil yon TL lik para cezası verilmesi kararlaştırıldı.Bu arada Rekabet Kurumu, soruşturma kapsamında savunmasını aldığı 22 market ve tedarikçilere ise ceza vermedi. Daha önce bu kapsamda Rekabet Kurulu'nun salgın süresince görülen fiyatlama davranışlarına yönelik zincir marketler soruşturma sında dün sözlü savunmalar alınmıştı. Savunmalarda şirketler, salgının yarattığı ekstra maliyetlere dikkat çekerken; Rekabet Kurumu soruşturma heyetince yapılan inceleme ve tespitler sonucunda, ulusal zincir marketler arasında, doğrudan veya ortak tedarikçiler aracılığıyla dolaylı temaslar yoluyla, satış fiyatlarının ve fiyat artışlarının koordinasyonunun sağlandığı da tespit edilmişti.
* * *
Çok tabii olarak her ne kadar Rekabet Kurumunca yapılan tespitler sonrası söz konusu firmaların savunmalarının alınması ve cezai işlemlerinin kesinleşmesi sonrasında verilen bu cezalara itiraz yolu açık olmak üzere dava açma yoluna gitseler de; Rekabet Kurumu, hızlı tüketim malları perakendeciliği sektör incelemesi sonunda yayımladığı sektör raporunda BİM, A101, Migros, Şok ve Carrefour SA'nın sektörde toplam pazar payının hızla arttığına dikkat çekilirken bu alanda düzenlemeler yapılması önerisinde bulunulması da oldukça dikkat çekti.Hal böyle iken “Pazar paylarının seyri izlendiğinde, ilk dört firma nın pazar payı artarken, yerel ve küçük marketlerin pay kaybet tiği görülmektedir” denilen raporda, sektördeki ilk dört teşeb büsün üçünün indirim market olduğu, indirim marketlerin ürün portföylerindeki özel markalı ürün ağırlığının diğer market lerden daha fazla olduğu belirtilerek şu tespite yer verildi: “İndirim marketleri tarafından tasarlanan bu ürünler çoğunlukla küçük ve orta ölçekli üretici veya çiftçiye ürettiril mektedir. Perakende seviyedeki gücünün de etkisiyle indirim marketler bu satıcılar karşısında önemli bir alıcı gücüne sahip olmaktadır. Bu gücün kötüye kullanılması söz konusu satıcı ların faaliyetlerini zorlaştırarak, bu teşebbüslerin rekabetçi güçlerini zayıflatabi lecektir.”deniliyor.
* * *
Tarım sektöründeki pozisyonla ilgili durumlara da yer verilen raporda;“Çiftçiler ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülke ekonomisinin temel taşları olduğu dikkate alındığında, bu aktörlerin gelirlerinin azalmasına, yatırım, yeni pazarlara açılma ve yeni ürün geliştirme güdülerinin zayıflamasına yol açabilecek söz konusu nitelikteki uygulamaların engellenme sinin şart olduğu anlaşılmaktadır” diyen Rekabet Kurumu, “Teşebbüslerin alıcı güçlerinin kötüye kullanılma dığının garanti altına alınması, marketler arasındaki rekabete de olumlu yansıya rak, başta fiyatların düşmesi olmak üzere HTM peraken deciliği pazarında rekabetten beklenen faydaların kazanıl masında önemli bir rol oynayacaktır” ifadelerinin kullanıl dığı görüldü. Raporda özellikle öne çıkan diğer noktalara dikkat edildiğinde; Alıcı gücü kaynaklı haksız ticaret uygulamalarına örnek olarak, perakendecilerin çeşitli isimler altında tedarikçi lerden bedel alması, ödeme vadelerinin uzun olması, sözleşme de tek taraflı değişiklik yapılması gibi uygulamalar verile bilir.Sektör incelemesi kapsamına yapılan incelemeler sonucun da Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da haksız ticari uygulamaları yasaklayan birtakım hükümler bulunmakla birlikte, tedarikçilerin şikâyet yolunu seçmedikleri ve dolayısıy la söz konusu hükümlerin işletilmediği tespit edilmiş tir.”deniliyor.
* * *
Sonuç olarak,diyelim ki çift rakamlı yüksek enflasyonun bir suçlusu marketler olarak ortaya çıktı; ya çift rakamlı yüksek enflasyonda diğer bir paya sahip girdi maliyetleri için ne yapacağız? Çünkü yüksek enflasyonun daha da artışını tetik leyen tarımsal girdi maliyetlerine bir baktığı mızda; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tarımsal girdi fiyatları Temmuz ayında yıllık bazda yüzde 29,38 arttı. 2016 yılında başlatılan tarımsal girdi fiyat endeksi, şimdiye dek en yüksek seviyesini gördü.En fazla fiyat artışı yüzde 62,43 ile gübre ve toprak geliştiricilerde yaşandı. Türkiye'de çiftçiler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyesini gören tarımsal girdi maliyet leriyle mücadele ederek üretim yapmaya çalışıyor. İklim değişikliği ve kuraklığın yanı sıra dövizdeki dalgalan mayla birlikte artan maliyetlerin altında ezildiklerini söyle yen çiftçiler, her geçen gün daha fazla çiftçinin tarımsal üretimden vazgeçtiğini söylüyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri ne göre, Türkiye'de 2009 yılında 1 milyon 16 bin 692 çiftçi var ken, bu sayı 2021'in Haziran ayı itibarıyla 541 bin 346'ya düştü. Kısaca gıda fiyatlarındaki artışın temeline inilebilmesi için yüksek enflasyonun bu iki ayağının diğer etkenlerle birlikte geniş yelpazede çok iyi irdelenmesi gerekiyor.