Türkiye Kamu-Sen'in en son yaptığı araştırmasına göre, 2019'un aralık ayında dört kişilik ailenin asgari geçim haddi 6 bin 897 lira 69 kuruş, tek kişinin yoksulluk sınırı ise 3 bin 408 lira 93 kuruş oldu. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Aralık 2019 fiyatları na göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 3.408,93 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 6.897,69 Lira olarak belirlenmiştir. Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre %0,56 oranında arttığını gösteriyor. Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre %0,41 oranında artmış ve 2.636,64 Lira olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortala ma gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2019 yılı Aralık ayın da 2.560,66 Lira olarak tahmin edildi. Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Aralık 2019 veri lerine göre günlük 51,616 Lira olduğu belirlenirken;Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 1.548,48 olmuştur. Aralık 2019 itibari ile ortalama 4.014,14 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptı ğı gıda harcaması,maaşının %38,58’ini oluşturmuştur.Türkiye İst atistik Kurumu verilerinde 1.012,18 olarak belirlenen kira gideri ise Aralık 2019 ortalama maaşının %25,22’sine denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının %63,8’ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kaldı.
* * *
Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eği tim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılama sı için Aralık 2019 maaşından geriye yalnızca 1.453,12 TL kaldı ğı açıklanırken,bir önceki yıl olan 2018 yılında 4 kişilik bir aile nin insanca yaşayabilmesi için gerekli olan en düşük tutar aylık ortalama 5.927,91 Tlde kalırken,geçtiğimiz yıl ise, bu rakam ay lık ortalama 6.658,18 TL’ye yükseldi. Buna göre 4 kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 2019 yılında aylık ortalama da 730,27 TL zamlandı. Bu artış maliyetlere %12,3 oranında yansıdı.Buna kar şın, 2018 yılı sonunda 3.419,32 TL olan ortalama memur maaşı, 2019 yılı sonunda 4.014,14 TL’ye yükseldi.Bütün enflasyon fark larının da dahil olduğu bu artış aylık gelirde 594,82 liralık bir ar tış sağladı. Buna göre, geçtiğimiz yıl içinde memur ailesinin geli ri 594,82 lira artarken, giderleri 730,27 lira zamlandı. Böylece, memur maaşı harcamalar karşısında aylık 135,45 lira yani %3,96 erimiş oldu. Yoksulluk sınırı araştırmasını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Bu şartlar altında ek zam zaruret haline gelmiştir”değerlendirmesinde de bulunurken; 2019 yılı boyunca ailenin harcamalarına gelen zamların hız kes mediğini belirten Önder Kahveci, “yıllık enflasyon her ne kadar gerilemiş gibi görünse de vatandaşın cebine yansıyan enflasyo nun açıklanandan yüksek olduğunu görüyoruz”sözleri kayda geç
ti.
* * *
Buna göre,Kahveci ayrıca”Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezinin TÜİK verilerin den yararlanarak yapmış olduğu araştırma da bu gerçeği gözler önüne seriyor.Vatandaşın mutfak masrafları artma ya devam edi yor.Dolayısıyla vatandaşın bütçesindeki açık her ge çen ay biraz daha büyüyor ve kapatılamaz bir hal alıyor. Memur lara enflasyon farkı verilmesine rağmen, maaşlar erimiş durumda dır. Zaten enflasyon farkı demek en iyi ihtimalle sıfır zam demek tir. Bugün dört kişilik bir ailenin aylık zorunlu harcamaları ortala ma memur maaşının neredeyse iki katına yükselmiştir. Dolayısıyl a, her ay memur bir maaşı tutarında içeriye girmektedir. Hazine
ve Maliye Bakanı ülke ekonomisinin %5 büyüyeceğini ifade etti. Herkes küçülme beklerken ekonominin büyüdüğü görüldü.Eko
nomi büyürken pastadan memurun, işçinin, asgari ücretlinin aldı ğı pay küçülüyorsa ya da aynı kalıyorsa burada gelir dağılımı bo zuluyor demektir. Bu bağlamda, sıfır zam doğuran enflasyon en deksli artışlardan bir an önce vazgeçilmesi zorunluluk haline gel di.”sözleri yanısıra;” Maaş zamlarında mutlak surette enflasyo nun üzerine büyüme ve refah payının da eklendiği daha adil bir sisteme ihtiyacımız var. Mutfakta yangın bütün hızıyla sürerken bu yangını enflasyon farkının söndürmesi mümkün değildir.Me mur ve emekliye ek zam verilerek piyasalara can suyu sağlanma lıdır. Bu bir dilek değil, zarurettir”şeklinde ek zam talebi de bu vesileyle gündeme geldiği görülüyor.
* * *
Sonuç olarak,enflasyon dolayısı ile iktisadî-toplumsal sistemin işleyişini önemli ölçüde etkilediğine ve önümüzdeki yıllarda da fiat artışlarını toplum olarak yaşamağa devam edeceğimize göre vergilemeye ilişkin alışkanlıklarda ve kurumsal düzenlemelerde değişiklikler yapılması zorunlu görünmektedir.Bu arada da her şeyden önce bugünkü yapısıyla korunan bir vergi sisteminin hızlı bir enflasyonla çok kısa dönemlerde çarpıklaştığını ve iktisadî et kinlik, sosyal adalet v.s.açılarından son derece sakıncalı sonuçlar yaratır hale geldiğini de kabul etmek gerekiyor.Bu bakımdan,böy le dönemlerde sistemin yapısal esneklik ve istikrarlandırıcılığına güvenilmesi de mümkün olamayacağından, formüle bağlanmı bir esneklik uygulaması da, fikir olarak çekici görünse bile, pek çok vergi ve hele gelir dağılımı ile sistemin bütünü açısından uygula mada olağanüstü güçlükler çıkarması da kaçınılmaz olmaktadır.
Asgari ücretli,memur ve emekliler arasında gelir dağılımındaki adaletin olabildiğince sağlanabilmesi için taraflar arasında tespit edilecek taban maaş üzerine sınıflama yapılarak verimlilik ve de üretkenlik kriteri esas alınırken;ekonomik ve sosyal pozisyonu da enflasyon oranı gibi diğer ilave etkenler de dikkate alınarak maaş düzeyi tespit edilmeli,maaş alan her kişinin gelişmeye olan katkı sı da ilave edilerek özendirici ve teşvik edici,üretkenliğe katkı sağ layıcı bir sistem geliştirilmelidir.Örneğin AB Ülkeleri bu kapsam da Ülkemizle uyumlaştırma yapılmak kaydıyla iyi bir model ola rak alınabilir.