Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Cumhuriyet’in 100. Yılı coşku ve gururla kutlandı. Binlerce yurttaş, Atatürk Bulvarı’nda düzenlenen törende bir araya geldi.
Törene, Karadeniz Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, Milletvekili Saffet Bozkurt, Milletvekili Eylem Ertuğrul, Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Ereğli Cumhuriyet Başsavcısı Akın Çetin ve Ereğli Ağır Ceza Başkanı ve Komisyon Başkanı Aynur Çelik katıldı.
Protokol üyeleri, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Törende konuşan Kaymakam Yapıcı, “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamanın heyecanı ve gururunu yaşıyoruz. Bu gün, Büyük Atatürk’ün önderliğinde Yüce Türk Milletinin vatanı, bayrağı ve değerleri için verdiği büyük mücadeleler sonucunda kurulan, şanlı tarihimizin altın halkalarından biri olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını kutluyoruz.
Cumhuriyetimiz, geçmişten günümüze kadar büyük bir özveriyle korunmuş ve yaşatılmıştır. Bu süreçte, şehit ve gazilerimizin fedakarlıkları, bizlere büyük bir miras bırakmıştır. Bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak, bizlerin en önemli görevidir.
Cumhuriyetimizin 100. yılı, aynı zamanda yeni bir başlangıçtır. Bu yeni başlangıçta, Cumhuriyetimizin değerlerini daha da ileriye taşımak için hep birlikte çalışacağız.
Bu savaşlardan yalnız sonuncusu zaferle bitmiştir. Ama bu zafer, vatandaştan yalnız canını ve kanını istememiştir. Onun atını, arabasını, çorabını, kağnısını, keten bezini, pencere demirini alarak bu savaş kazanılmıştır. Savaş yılları Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini tümden harap etmiş, ekin tarlada çürümüş; toprak tohumsuz, evler erkeksiz kalmıştır. Kağnıya ve sabana koşulacak hayvan, çiftin sapına yapışacak erkek yokluğunda çifte, hayvan yerine kadınlar koşulmuştur. Savaş yılları, Türk aydınlarının en yiğit, en idealist, en eğitimlilerini ölüme sürmüş, onlar geri gelmemiştir. Dağlar soyulmuş, ovalar bataklık haline dönmüştür. Levantenler, azınlıklar her türlü işbirlikçiler ülkenin bütün varlıklarını o günkü saray yavrusu köşklerinde soylu bir hayat yaşayarak Türkleri iliklerine kadar sömürürken, Türk milleti ne olduğunu anlamadığı ve hak etmediği borçlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu borçların ödenmesi için yapılan anlaşmalarla önce şehirlerin, sonra kasabaların, arkasından köylerin gelirleri yabancı şirketlere devredilmiş bu şirketler köylülerin depolarındaki 3 kile buğdayın 2 sini götürmektedir. Vergilerin yüksekliği nedeniyle üretim düşmüş yer yer kıtlıklar başlamış resmi verilere göre halk otlarla, onu da bulamazsa ağaç kabukları ile beslenmektedir.
Cumhuriyet ilân edilince memlekette yatırıma harcanacak sermaye ve ekonomik hayatı idare edecek eğitilmiş insan yoktur. Üstelik bütün bu çileye sabreden Türk milleti ‘İdraksiz Türk’ denilerek aşağılanmaktadır. Türk milleti için kara günlerdir o günler. Asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu'nu kurdu. İbrahim Çallı'ya Ergenekondan Çıkış tablosunu yaptırdı. Türk Tarih Tezi'ni hazırlattı. Anadolu da kazı çalışmaları yaptırıp, Türklüğün izlerini buldurdu. Petrol Ofisine Göktürk simgesi Bozkurt logosunu koydu. Her konuşmasında Türklük vurgusu yaptı. Anadolu'nun 7 bin yıldır Türk Beşiği olduğunu hep vurguladı. Türklüğün ebedî olduğunu haykırdı. Türk devrimlerini Osmanlının son döneminde unutulan Türklük özüne dönerek yaptı. Türk'ü Türk yönetmelidir dedi. Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yaptı. Anadolu'da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırdı. ‘Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ diyerek unutulmuş Türklüğü hatırlattı. Bir Türk Dünyaya bedeldir dedi.
Dünyada en korkunç sömürge Bir milletin Kaynaklarının, servetlerinin çalınması değil, Beyinlerinin ve gönüllerinin çalınmasıdır. Eğer bir millet beynini ve gönlünü satmazsa gün gelir her şeyine kavuşur. Eğer zihinler ve gönüller köle olduysa o milletin kurtuluşu imkansızdır. Her sömürgede böyle sahte çağdaş, aydın takımı yetiştirilmiştir ve bunlar kendi kültürlerinden kopuk. Kendi milletinden halkından tiksinen, kendi kültürüne yabancı ama arada halkçılık edebiyatı yapan tipler yetişmiştir. Türkiye’nin başına da bunlar bela edildi. Batıdan medet uman ya satılmıştır, vatansızdır, vatan hainidir.”
Atatürk’ün önem verdiği milli değerleri anımsatarak; milli şuurdan uzak yabancı hayranlığı taşıyan yeni nesil içindeki bazı gençlere seslenen Yapıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Atatürk’ün 1919-1938 yılları arasında yaptığı mücadelenin Türk dili, Türk Tarihi, Türk Kültürü ve Türk adı etrafında şekillenmesi, milli siyaseti, milli hedefleri otaya koyması yapılan inkılabın bir Türk inkılabı olduğunu açık bir delilidir. Atatürk Türk İstiklal ve Cumhuriyet’ini, ahlak, bilgi, fazilet, iman, milli ruh, milli şuur ve milli ülkü sahibi olması gereken, Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu gençliğin milli şuurdan uzak, yabancı hayranlığı, Türk düşmanlığı ve maddi menfaat hesapları içerisinde olması durumunda gerektiğinde kanını, canını vererek, milletini koruması tabii ki mümkün değildir.
Bir milletin İstiklalinin korunur halde olması için o milleti meydana getiren insanların birlik ve bütünlük içerisinde şuurlu bir şekilde hareket etmesi gereklidir. Birlik ve bütünlüğün tesisi için o ülkenin iç ve dış düşmanlara karşı dikkatli, uyanık ve güçlü olması gereklidir.
Bunun içinse o milleti meydana getiren fertlerin aynı dili konuşmaları, aynı tarihi şuur etrafında birleşmeleri, Aynı konuda iman ve inanç sahibi olmaları, aynı kültür ve ülküyü benimsemeleri, ekonomilerinin tam bağımsız, devletlerinin milli olması, milletlerini milli bir kıskançlıkla korumaları şartları vardır. Bütün bu bahsettiğimiz hususlar Türk Milliyetçiliğinin vazgeçilmez unsurları Atatürk inkılabının ise temel ilkeleridir.
20’nci yüzyılın hatta 21’inci yüzyılın lideri kabul edilen tüm dünyanın sevgi ve saygı duyduğu Büyük Önder Atatürk’ü tanımak onun söylediklerini, yaptıklarını incelemek, yaşadığı zamanı değerlendirmek, sözlerindeki derinliği kavramak bizlerin vazifesi olmalıdır. Atatürk, dehasıyla çağının en büyüğü olduğu gibi, düşüncelerini çağlar ötesine taşımayı başarmış eşsiz bir liderdir.
Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını ve bu toprakları bizlere vatan yapan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyor; tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum.”
Günün anlam ve önemine ilişkin şiirlerin okunmasının ardından tören geçişi yapıldı. (Haber Merkezi)