Bilindiği gibi yaklaşık 18 yılı bulan AKP iktidarı döneminde halk halk  sağlığı  ve  gıda teröründe de AKP yetersiz ve başarısız görünüyor.Özellikle merdivenaltı     üretimle ilgili Türkiye’de kaçak ve kayıt dışı gıdalar halk sağlığı açısından büyük tehdit oluşturuyor. Dönerden  sucuğa,  zeytinyağından  peynire,  tereyağından  tavuk  etine, pirinçten bala neredeyse her türlü gıda maddesinin sahteciliği çok yaygın olduğu gibi neredeyse hile yapılma   yan gıda maddesi kalmadı.İşte gıda maddesi hilelerinden    bazıları;

 -Kıymalı pideye domuz eti kıyması katılıyor.

-Yoğurda bitkisel yağ ve jelatin katılıyor,

- Jelatin, domuzun deri veya kemiklerinin kaynatılmasıyla                                                                     

  elde ediliyor.

- Üretim  tarihi  geçmiş,  küflenmiş  peynir  yeniden 

  eritilip  kalıplara dökülerek kaşar, krem peynir veya

  eritme peynirine dönüştürülüyor,

- Boyanmış iç yağdan kıyma yapılıyor,

- Salam,  sosis  ve  sucukların  içine  deri,  sakatat  ve 

  etsel  atıklar  ile baharatlanmış soya karıştırılıyor,

- Zeytinler kimyasal boya ile siyahlaştırılıyor,

-Sütün yağı alınarak yağ yerine margarin karıştırılıyor,

-Sahte pekmez ve sahte çikolata üretilip satılıyor, -- 

- Sarımsak  kireç  suyunda  soyularak,  sucuk,  salam 

  imalatında kullanılıyor,

                            *     *      *

  Bütün bunlara ek olarak da hileli gıdalar bakımından

  ayrıca;

-Toz ve pul biberlere kiremit tozu karıştırılıyor, - 

 -Baharatların içine kurutulmuş ot ve saman karıştırılıyor, -Tatlandırıcı ve şeker karışımlı sahte ballar piyasada, --

-Deri, bağırsak, paça ve sakatatlar, tavuk dönerde kullanı

  lıyor,

-Metil alkol içeren sahte içkiler piyasaya veriliyor,

-Gıdaların üretim aşamasında bilinçsizce ilave edilen

  tatlandırıcı, lezzetverici ve koruyucu maddeler halksağlı

  ğını tehdit ediyor. Taklit ve sahte üründe dünya üçüncü  

  sü olan Türkiye’de en büyük tehlike ise gıda alanında

  yaşanıyor. Dönerden  sucuğa,  zeytinyağından  peynire, 

  tereyağından  tavuk etine, pirinçten bala neredeyse her

  türlü gıda maddesinin sahteciliği yaygın biçimde devam

  ediyor.Ülkemizde halkın temel gıdası durumundaki 

  ekmekte ise durum daha vahim;

 -Ekmeği beyazlatmak içinhamurunakarbonat katılıyor.  

 -Ekmeğin  geç  bayatlamasını  sağlamak,  su  kaldırma 

  oranını  artırmak, olduğundan daha büyük göstermek,

  kabartmak gibi amaçlarla ekmek yapımında çok  çeşitli         

enzim  ve  kimyasal  madde  kullanılıyor.  Bu  maddelerin  bir  kısmı belirli bir dozdan fazla kullanıldığında insan sağlığına zararlı hale gelebiliyor.

-Kepekli  ekmek  ve  çavdar  ekmeği  gibi  özel  ürünlerde  bazı  “merdivenaltı fırınlarda”gıda boyası ya da kakao kullanılıyor.

-Paket  içinde  dilimlenmiş  olarak  satılan  ekmeklerin  bayatlaması  sonucu “aflatoksin”oluşuyor. Bu nedenle bu tür ekmekleri alırken üretim tarihi ve son kullanım tarihle rine  iyi  dikkat  etmek, paket  açıldığında küf  kokusu  alı nırsa ekmeği tüketmemek gibi önlemler de düşünülebilir.

                            *     *      *

Sonuç olarak,mevcut yasal düzenleme ile güvenli gıda tü   ketebilmek mümkün değil.Mutlak şekilde bu kapsamda yapılacak yasal düzenlemenin öncelikle “caydırıcılık”un    surunun öne çıkarılarak ağır para cezası ile ya da daha da    çok ağır cezalarla önlem alınabilir.Çünkü güvenli gıda ye    rine hileli gıdalarla haksız kazanç sağlayanların gittikçe artması da oldukça düşündürücü ve ibret verici. Gelir dü zeyi düşük büyük halk kesimlerinin çaresiz biçimde ucuz ürünlere yönelmesi, onları bu tür hileli ürünler tüketme tuzağına düşürüyor ve ciddi sağlık riskleri ile karşı karşı ya  getiriyor.Bunların sonucunda ülkemizde adeta bir “gı da  terörü”tablosu ortaya çıkıyor.İşin bir başka enteresan   yönü ise hileli üretim  yapan firmalar para cezasını öde dikten sonra tekrar üretimine devam ediyor. Çünkü bu firmaların günlük kârı ödedikleri para cezasının çok çok üzerinde... Firmaların teşhiri doğru bir uygulama olmakla birlikte, denetim elemanı sayısının yetersiz oluşu nedeniy le etkisi sınırlı kalıyor. Gıda, Tarım  ve  Hayvancılık  Ba kanlığı’na  bağlı  yaklaşık  43  bin  gıda  üreticisi işletme ye karşılık, kayıt  dışı  üretim  ve satışyapan  450-500  bin  civarında işletme mevcut. Bu konudan  sorumlu Gıda,Ta rım  ve  Hayvancılık  Bakanlığı, 500  bin işletme ve satış noktasını sadece 5 bin dolayındaki elemanla denetlemeye çalışıyor.Son dönemlerde Gıda Hayvancılık ve Tarım  Ba kanlığı hileli gıda üreten-satan firmaları teşhir ediyorsa da ancak 5 bin dolayındaki denetçiyle 500 binin üzerinde iş yerinin sağlıklı bir şekilde denetlenmesi, aksaklıkların  tes piti,sorumlularının cezalandırılması ve teşhiri ise olanak sız görünüyor.