Akalın, Kanunun, hayvanların haklarından bahsetmek bir yana dursun, onların toplatılması ve öldürülmesi hükümlerini içerir, Anayasal ve evrensel hukuk normlarına aykırı düzenlenmesi sebebiyle kabulü mümkün olmadığını ifade ederek "Zonguldak Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak, Türkiye’de hayvan hakları ile ilgili düzenlemelerde son dönemde yaşanan değişikliklerle ilgili endişelerimizi dile getirmek ve bu konuda hukuki ve toplumsal farkındalık oluşturmak üzere burada toplanmış bulunmaktayız. Özellikle 2024 yılında yürürlüğe giren 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, hayvanların yaşam hakkı dahil birçok hakkını hiçe sayan maddeler içermektedir. Kanunun, hayvanların haklarından bahsetmek bir yana dursun, onların toplatılması ve öldürülmesi hükümlerini içerir, Anayasal ve evrensel hukuk normlarına aykırı düzenlenmesi sebebiyle kabulü mümkün değildir. Bu nedenle kanun hakkında Anayasa Mahkemesine iptal davası açılmıştır. Bu kanunun iptal edilmesi hakkında Anayasa Mahkemesi süreci devam etmekte olup, kanunun özellikle hayvanların yaşam hakkını ihlal eden maddeleri tek tek incelenmektedir. Zira kanun bu yeni haliyle hayvanları ve onların haklarının korunmamasının yanı sıra yalnızca insan ve insan sağlığını merkeze alan bir anlayışla oluşturulmuştur. Oysa insan yaşamı ve insan sağlığı üzerine yürürlükte bulunan birçok mevzuatımız bulunmaktadır. İnsan ve insan sağlığı konusu hayvan hakları kanunu dışında düzenlenmesi gereken bir konudur. İşte bu kanunun iptali için, bu kadar önemli bir sürecin yürütülmesi akabinde, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, Hayvan Haklarının Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği metni hazırlanmasını, açıkça kınıyoruz. Zira 7527 sayılı yeni kanunda olduğu gibi, uygulamaya dair yönetmelik de hayvanların yaşam hakkını doğrudan tehdit eden maddelerle çevrili olup hukukun temel ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Uygulama yönetmeliğinde sokakta yaşayan sahipsiz ve özgür hayvanların, özellikle köpeklerin derhal öldürülmesine veya popülasyon kontrolü bahanesiyle sahipsiz köpeklerin toplanarak hayvan barınaklarına hapsedilmesine yönelik hükümler yer almaktadır. Bu düzenlemeler hayvan hakları açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
Yönetmelik tıpkı kanunda olduğu gibi hayvanseverlik, gönüllülük gibi kavramları ortadan kaldırmakta, insanların barınaklardan ancak oturdukları yer yönetim planında, açıkça izin verilmesi halinde hayvanları sahiplenebilmelerine olanak tanımaktadır. Ayrıca bu yönetmelik, açıkça hayvanlar arasında, özellikle kedi ve köpek olarak ayrıma da gitmektedir. Yönetmelik kapsamında belirlenen uygulamaların, tedavi bahanesiyle toplanan köpeklerin rehabilitasyon süreçlerinden yoksun bırakılmasına yol açacağı ortadadır. Hayvan ve hayvan hakları denildiğinde kedi ve köpek dışında korunması gereken birçok hayvan türü bulunmaktadır. Hayvan Hakları Kanununa ilişkin bu yeni yasa ve yönetmelik ile, sokakta yaşayan köpeklerin adeta barınaklarda yaşamaya mahkum edilmesi ve hatta kısırlaştırmak için toplanan kedilerin de yaşadıkları yerlere geri bırakılmaması durumu, ortaya çıkmaktadır. Bu düzenlemeler, hayvanların yaşam haklarını hiçe saymaktadır. Bu durum, uluslararası normlar ile bağdaşmamakta ve kötüye kullanıma açık bir uygulamaya zemin hazırlamaktadır. Oysa, hayvanların yaşam haklarını ihlal eden maddelerin, uluslararası normlara uygun hale getirilmesi gereklidir. Sürece, hayvan hakları savunucularının ve uzman hukukçuların etkin katılımı sağlanmalıdır. Kısırlaştırma, aşılama ve sahiplendirme politikalarının yaygınlaştırılması şarttır. Öldürme yerine rehabilitasyon süreçlerinin ön planda olduğu uygulamalar hayata geçirilmelidir. Hayvan hakları, insan haklarının bir uzantısı ve çağdaş bir toplumun temel değerlerinden biridir. 7527 sayılı kanun ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik taslağı, hayvanların yaşam hakkını koruma sorumluluğundan uzak bir anlayışı temsil etmektedir. Bu düzenlemelerin gözden geçirilmesi, hukukun üstünlüğü ve toplum vicdanı açısından kaçınılmazdır. Kamuoyunu ve yetkilileri, bu konuda duyarlı olmaya davet ediyor, hayvanların yaşam dahil tüm haklarını savunma mücadelesini Zonguldak başta olmak üzere tüm ülke genelinde kararlılıkla ve aktif bir şekilde sürdüreceğimizi bildiriyoruz" şeklinde konuştu.