İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi, “1999 yılında yaşanan depremden ders aldık zannediyorduk ama almadığımız ortaya çıktı” dedi.

Hayata bakış açımız değişti, her şeyin başı eğitim diyen İnşaat Mühendisi Turgut Hamzaçebi, açıklamasına şöyle devam etti:

1999 YILINDA YAŞANAN DEPREMDEN DERS ALDIĞIMIZI ZANNEDİYORDUK AMA ALMADIĞIMIZ ORTAYA ÇIKTI

“1999 yılında yaşanan depremden ders aldık zannediyorduk ama almadığımız ortaya çıktı. Resmi kayıtlara göre yaklaşık 46 bin kişinin ölümüne, binlerce kişinin yaralanmasına, büyük ölçüde can ve mal kaybına neden olan son yaşadığımız deprem insanların hayata bakış tarzını da değiştirdi. İnsanlar artık "hayattan ne bekliyorum, ailem ve kendim için ne yapabilirim" kaygısı içindeler. Hayata artık farklı bakıyorlar. Değer yargılarımız da değişti. Yani malın mülkün büyük değerler olmadığını anladık. Hayatın özellikle aile ve ülke birliğinin önemini kavradık. Ev alırken nelere dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik. Şimdi görüyoruz ki yaşadığımız bu büyük felaketten sonra imkanı olanlar ev tutmak veya satın almak isteyenler deprem riski daha az olan yerlere göç ediyorlar.

ŞEHİRLER KURMAK ÇOK BOYUTLU BİR İŞTİR

Ben 45 yıldır inşaat sektörünün içindeyim. 20 yıldır da ağırlıklı olarak yapı sektöründe çalışmaktayım. Edindiğim tecrübelere göre, bugün yapılar yapmak, şehirler kurmak çok boyutlu bir iştir. Bu işte mühendislik, mimarlık, sanat, estetik, tarih ve daha nice faktörlere hâkim olmak gerekir. Bizler maalesef plan yapma, yapı yapma, yerleşme, kentleşme işlerini hafife almışız. 99 depremi bize ders olmuş yeni yasa ve yönetmelikler çıkarılmış, kentsel dönüşüm adı altında yeni yerleşim alanları kazanılmaya çalışılmıştır. Ama ne yazık ki bunlarda yeterli olmamıştır.

MİLLİ EĞİTİME “AFET” DERSİ KONMASI GEREKİYOR

Yaşadığımız felaketlerden şunu anladık ki; artık Milli Eğitime "Afet Dersi "konması gerekir. Bu çok önemli. Bunu asker ocağında da yapmalıyız. Terhis olan er ve erbaşlar memleketlerine döndüklerinde AFAT gibi KIZILAY gibi ekiplere güç vermeli gönüllü eleman olmalıdırlar. Her ilde insanların travmayı çabuk atlamasını sağlanmak amacıyla "Lojistik Destek Birimleri" kurulmalıdır. İmar düzenlemeleri ve yer seçimleri ciddiyetle yapılmalıdır. Özellikle yer seçimlerinde yerin davranışını gösteren sismik ve elektro çalışmalar, jeolojik ve jeofizik çalışmalar yapılmalıdır.

PROBLEMLİ YERLER KESİNLİKLE YEŞİL ALAN OLMAMALI

Problemli yerler kesinlikle yeşil alan olmalıdır. Binalarda güçlendirme yerine depreme güvenli binalar inşa edilmelidir. Bu konuda hükümet destek olmalıdır. Kentsel dönüşüm yasası yeniden revize edilerek eski binaların yenilenmesi sağlanmalıdır. Kısaca bilindiği gibi depremleri önceden belirleyen bir teknoloji yok. Ama zararın azaltılması mümkün. Bunun içinde risk azaltmak, hazırlıklı olmak, acil müdahale ve iyileştirme gibi unsurları öne çıkartmamız gerekir. İşin çözümü güvenli yer ve güvenli konuttadır. Hazır olmaktan maksat ise çocuğundan yaşlısına kadar eğitimdir.” Haber: Seçkin KIRARSLAN