Sergi açılışı ile başlayan programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necmi Aksoy, Türkiye’de bilimsel bitki ressamlığının öncülerinden olan Hülya Korkmaz’ın danışmanlığında yürütülen projeyi Düzce Üniversitesi’nde sergilemekten büyük onur duyduklarını ifade etti. Aksoy, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nden canlı örmekler referans alınarak yapılan sergiyi, İstanbul dışında ilk kez Düzce’de sergilemeyi başardıklarını belirti.
Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, serginin ve konferansın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Bu sergi gibi, Düzce Üniversitesi Botanik Bahçesi’nde yetişen bitkilerin ve Düzce’ye özgü endemik bitkilerin resimlerini yapmak için bir çalışma başlatmanın önemli olacağını söyleyen Genç, programın verimli olmasını temenni etti.
“Çok tüketildiğinde karaciğere zarar veriyor”
Açılış konuşmalarının ardından programın konferans bölümüne geçildi. Düzce Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Koca Çalışkan, tıbbi bitkilerin ilaca yolculuğu adlı konuşmasında; tıbbi bitkiler, geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, ilaç, geleneksel Çin tıbbı, eski Mısır tıbbı, Selçuklu ve Osmanlı döneminde geleneksel tıp ve tıbbi çalışmalar yapan bilim adamları ile 20. yüzyıl başlarında vitaminler ve antibiyotikler gibi konulara değindi. Özellikle bitkisel çayların çok fazla kullanıldığına işaret eden Çalışkan, denetlenmeyen çayların fazla tüketildiklerinde karaciğerlere ciddi zararlar verebildiğini söyleyerek, bitkilerin ölçüsünün çok önemli olduğunu vurguladı.
Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lütfi Özden doğadan sanata başlıklı konuşmasında, doğa ile sanatın insanın var oluşundan beri iç içe birlikte ilerlediğini dile getirdi. İlk kaya resimleri ile başlayan etkileşimin günümüze kadar süre geldiğini, bazı sanatçıların yaptıkları çalışmalarla doğaya zarar verebildiklerini, bazı sanatçıların da bunların karşısında doğanın yanında sanat yapmaya devam etiklerini sözlerine ekledi. Sanatçı olarak doğaya sahip çıkmanın önemine dikkat çeken Özden, onu korumak için eserler üretmenin gerekli olduğunu ifade etti.
17 Ressamın 65 eseri sergilendi
Ressam İrem Sönmez Markopcuoğlu ise, bilimsel bitki ressamlığı ve çalışma teknikleri gibi konulara değindi. Sergide, 17 ressamın 65 eserinin bulunduğunu ve ilk defa İstanbul dışında sergilendiğini dillendiren İrem Sönmez Markopcuoğlu, “Düşünün bitki doğuyor, çizmeye başlıyorsunuz. O bitkinin büyüdüğüne, çiçeklendiğine, meyve verdiğine ve tohumlaştığına şahit oluyorsunuz. Bu gerçekliği yakalamak kolay olmuyor, o bitki ile yaşıyoruz. Bu anlatılmaz bir duygu” şeklinde konuştu.
Program, etkinliğe katılan ressamlara teşekkür belgelerinin takdim edilmesiyle sona erdi.