Genel

“İyi Bir İş” Tanımının Temel Bileşeni: Mental Sağlık

Günümüz iş dünyasında çalışanların “iyi bir iş” olarak nitelendirdiği kavram, artık sadece dolgun bir maaş ve geniş kariyer imkanları ile sınırlı kalmıyor.

“İyi Bir İş” Tanımının Temel Bileşeni: Mental Sağlık
Abone Ol

Günümüz iş dünyasında çalışanların “iyi bir iş” olarak nitelendirdiği kavram, artık sadece dolgun bir maaş ve geniş kariyer imkanları ile sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda profesyonellerin %77’si mental sağlığı destekleyen ücretli izin, wellness programları ve esnek çalışma saatleri gibi avantajların, ideal çalışma ortamı içerisinde öncelikli sırada bulunduğunu belirtiyor.

İş arayan adayların kariyer yolculuğuna eşlik eden Jobseeker tarafından yapılan anket çalışması, modern iş dünyasındaki beklentilerin hangi ölçüde değiştiğini ve kuruluşların bu değişim sürecine nasıl ayak uyması gerektiğini somut kanıtlarla gösteriyor. Bu kapsamda mental sağlık, iş dünyasında öncelikli olarak önem verilen unsurlar arasında bulunuyor.

Mental Sağlık Artık Lüks Değil, Bir Gereklilik

Son yıllarda mental sağlığı konu alan farkındalık çalışmaları, iş dünyasının stresli yapısı içerisinde çalışanların ne kadar fazla yıpranabileceğini gözler önüne serdi. Geçtiğimiz dönemde yaşanan salgın hastalıklarla birlikte daha fazla dikkat çeken mental sağlık konusu, ağırlıklı olarak çalışanların psikolojik ve ruhsal anlamda destekleyici çalışma koşullarını ön planda tutan yönetim politikalarını talep etmesine yol açtı.

Aşırı stresli çalışma ortamlarının çalışma performansını ve sosyal yaşantıyı olumsuz yönde etkilemesi ile birlikte anksiyete bozuklukları, depresyon, tükenmişlik sendromu ve uyku bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıkları da tetiklemesi, çalışanların bu konuya daha hassas bir yaklaşım geliştirmesini sağladı. Dolayısıyla çalışanların profesyonel bir iş ortamına karşı beklentileri yükseldi.

Mental Sağlığı Destekleyen Unsurlar

 Jobseeker platformunun anket çalışmasına katılan bireyler, iyi bir iş ortamını tanımlamak için mental sağlık konusunun göz ardı edilemez bir konumda bulunduğunu belirtiyor. Bununla birlikte mental sağlığın çalışma hayatında korunması ve desteklenmesi için şu unsurların kritik derecede önemli olduğu ifade ediliyor:

●     Ücretli izin: Hasta izni, hafta sonu tatili, yıllık izinler ve mental sağlık günleri, çalışanların dinlenerek zinde kalmasını sağlamakla birlikte bu süreçte maddi kaygı yaşanmasının önüne geçen ve stres seviyelerinin yönetilmesini sağlayan bir yan hak olarak ön plana çıkıyor.

●     İş güvencesi: Çalışan bireylerin sahip oldukları iş pozisyonunu haksız ve keyfi sebeplerle kaybetmesini önleyen koruyucu haklar bütünü olarak tanımlanan iş güvencesi, iş yerinde istikrarlı bir çalışma ortamının oluşturulmasına katkıda bulunuyor.

●     Esnek çalışma modeli: Geleneksel 8-5 çalışma modelinin aksine çalışanların esnek bir şekilde kendi mesai programlarını oluşturmalarına imkan tanıyan esnek çalışma modeli, iş ve yaşam dengesini destekleyen bir ortamın oluşmasını sağlıyor. Bununla birlikte uzaktan çalışma ve değişmeli vardiya döngüsünde çalışma seçenekleri, iş yerindeki verimliliği artırmayı hedefliyor.

●     Wellness programları: İş dünyasında görev alan bireylerin fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlıklarını korumaya yönelik uygulanan wellness programları; stres yönetimi eğitimleri, psikolojik destek hizmetleri, sağlıklı beslenme danışmanlığı, spor ve egzersiz imkanları gibi uygulamaları kapsıyor.

Mental sağlık seviyesini yükseltmek için şirket, işletme, kurum ve kuruluşlar tarafından sunulan hizmetler, bireysel ve toplumsal sağlığı destekleyici koşullar oluşturuyor. Ayrıca çalışma koşulları içerisinde konforlu bir ortamın oluşmasını sağlamakla birlikte verimlilik seviyesini artırarak aidiyet duygusunu geliştiriyor.

Türkiye’deki Modern İş Yerleri Bu Süreçte Nasıl Değişim Gösteriyor?

 Son yıllarda Türkiye’de bulunan modern iş yerleri çalışanların mental sağlık konusunu kapsayan beklentilerini karşılamak adına çeşitli çalışmalar yapmaya başlamıştır. Özellikle büyük ölçekli kurumsal firmalar, çalışanların yan haklarını artırarak mental sağlığı destekleyen uygulamaları geliştirmeye odaklanmıştır. Bu kapsamda esnek çalışma saatleri sunan, ücretli izin imkanı tanıyan ve mental sağlık hizmetlerini kapsayan uygulamaların yaygınlaştırıldığı görülmektedir.

Büyük ölçekli firmaların bu gelişimine kıyasla, küçük ve orta ölçekli olarak nitelendirilen kuruluşlar için bu dönüşüm biraz daha zorlayıcı koşullar içermektedir. Yüksek enflasyon seviyesi ve sınırlı bütçe imkanları doğrultusunda bu dönüşümü gerçekleştirmek adına mental sağlığı destekleyen uygulamaları hayata geçirmek, ne yazık ki her kuruluş için aynı seviyede kolay değildir. Ancak mental sağlığın önemi göz önünde bulundurulduğunda; bu sürecin verimliliği, performansı ve toplumsal sağlık seviyesini artırmak adına önemli bir dönüm noktası olduğunu da belirtmek gerekir.

Mental Sağlık Desteklerinin Kuruluşlara Etkisi

 Mental sağlık seviyesi ile performans seviyesi doğru orantılı bir ilişki içerisindedir. Kendini mental olarak yeterli seviyede sağlıklı hissetmeyen bireylerin aktif bir çalışma hayatında yüksek performans göstermesi beklenemez. Ayrıca çalışma ortamlarında mental sağlığı destekleyen politikaların uygulanmaması, aidiyet duygusu ve verimlilik kaybı gibi problemlerin gündeme gelmesine sebep olmaktadır.

Mental sağlık hizmetleri konusunda kapsayıcı yan haklar sunan kuruluşlar, yetenekli çalışanları kadrolarına dahil etme ve ellerinde tutma konularında avantajlı bir pozisyonda bulunur. Çalışanların fiziksel, zihinsel ve ruhsal anlamdaki sağlık seviyelerini üst düzeyde tutmayı amaçlayan kuruluşların, sürdürülebilir ve başarılı bir iş modeli oluşturmak adına uygun zemini hazırlayabileceği ifade edilebilir.

Özellikle genç yaştaki profesyonellerin iş seçimi yaparken mental sağlık desteklerini, iş kültürünü ve sosyal hakları dikkate aldıkları göz önünde bulundurulunca, huzurlu bir çalışma ortamı oluşturmak isteyen iş verenlerin ilgili düzenlemeleri yapması yarının iş dünyası için bir zorunluluktur. Çünkü mental sağlık destekleri her ne kadar günümüzde yan haklar arasında tanımlansa da kısa bir süre içerisinde ideal bir çalışma ortamının temel bileşenleri içerisinde yer alacaktır.

Sonuç

 Günümüz iş dünyası trendleri doğrultusunda mental sağlık destekleri bir ayrıcalık olmaktan ziyade bir zorunluluk olarak nitelendirilir. Jobseeker platformu tarafından yapılan anket çalışması doğrultusunda çalışanların %77 oranında bu görüşe katıldığı görülür. Ücretli izin, esnek çalışma modelleri, wellness programları ve iş güvencesi, bu kapsamda mesleki tatmin seviyesini artıran ve stres kaynaklı performans kayıplarını azaltan uygulamalar olarak tanımlanır.

Ülkemizdeki büyük ölçekli kuruluşların mental sağlık farkındalığı ile birlikte yenilikçi politikalar uyguladığı görülse de küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu süreçte geride kaldığı gözlemlenir. Nitekim yetenekli çalışanları elinde tutmak isteyen ve verimlilik seviyesini artırmayı hedefleyen kuruluşların mental sağlık uygulamalarını göz ardı etme lüksü bulunmamaktadır.

İş dünyasının verimli ve üretken bir zemine sahip olması sürecinin, çalışanların fiziksel ve zihinsel anlamda sağlıklı çalışma koşullarına sahip olması ile doğru orantılı olduğu söylenebilir. Dolayısıyla mental sağlık uygulamalarının desteklenmesi, çalışanların daha konforlu bir ortamda performans göstermesini sağlamakla birlikte başarılı ve sürdürülebilir bir iş modelinin inşa edilmesini sağlayacaktır.