Bu kapsamda gelen bilgilere bakılırsa; merkezi Newyork’ta bulunan ABD’li ünlü yatırım bankası JP Morgan yayımladığı bir araştırma raporunda, heterodoks politika yapıcıların görüşlerinin, önden yüklemeli ve erken yapılan faiz indirimlerinin, enflasyon beklentilerindeki bozulmanın ve kurdaki değer kaybının Aralık ayında enflasyonda keskin bir yükselişe neden olduğunu belirtirken,Aralık ayındaki sürpriz enflasyondan sonra 2022 ve 2023 için enflasyon beklentilerini revize ettiklerini belirten banka, Mayıs ayında enflasyonun yüzde 55 seviyesine ulaşmasını ve Kasım ayına kadar yüzde 50 civarında seyredeceğini öngörüyor.Bu anlamda 2022’nin sonunda enflasyonun yüzde 35 seviyesine düşebileceğini söyleyen JP Morgan, 2023 yıl sonu enflasyon beklentilerini de yüzde 15 olarak revize ettiklerini duyururken;“Politika yapıcılardan hiçbir pişmanlık işareti görmüyoruz ve bundan dolayı gelecek aylarda sıkı para politikası izleneceğini düşünmüyoruz” diyen JP Morgan, buna rağmen daha fazla parasal genişlemenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası için bile gerçek üstü olacağını açıkladığı izleniyor.
* * *
Öyle görünüyor ki,bu kapsamda GoldmanSachs’da bu çerce de daha evvel Türkiye’deki enflasyon beklentilerini açıklamış;müşterilerine gönderdiği notunda "Mevsim etkisinden arındırılmamış aylık enflasyonun sürpriz biçimde yüzde 13,6 seviyesine yükselmesiyle Türkiye'de enflasyonun birinci çeyrekte yüzde 40 seviyesini aşacağını ve yılın büyük bölümünde o seviyede kalacağını tahmin ediyoruz" ifadesi yer almıştı.Bu konuyla ilgili Reuters'ın haberine göre GoldmanSachs notunda "TL'deki volatilite dikkate alındığında enflasyon tahminlerindeki belirsizlik olağandışı şekilde yüksek ve yukarı yönlü. İdari ve kısmi mali önlemlerle desteklenen yüzde 14 seviyesindeki politika faizinin TL'yi sürdürülebilir biçimde dengeleyebilme konusunda başarılı olamayacağına yönelik görüşümüzü sürdürüyoruz” yönünde açıklama gelmişti.Notta ayrıca, "Yetkililerin TL'ye istikrar kazandırmak için seçtiği olağandışı politika tercihlerini sürdürdükleri göz önüne alındığında bunun gerçekleşeceğine yönelik inancımız güçlü olmasa da, tahminlerimiz ikinci çeyrekte faiz oranlarının sert biçimde yükseleceği yönünde"öngörüde bulunulmuştu.
* * *
Gelinen noktada P Morgan yılbaşından bu yana dalga dalga vuran zamlara vurgu yaparak, bunların enflasyon beklentilerini iyice katılaştırdığı tespitini yaparken;Tüketiciler satın almalarını öne çekerek, enflasyondan korunmak ve düşük faiz politikasından yararlanmak isteyecek.”şeklindeki düşüncesini açıklaması sürpriz değil.Çünküvolalitesi oldukça hareketli olan döviz kurundaki dalgalanma sürecinde ilgili sektörlerce fi yatlama ve maliyet analizlerinin bile yapılamaz hale geldiği bir dönemin yaşanması işin sadece bir tarafı olmayıp; ihracatımızı da zora soktuğu izleniyor.Öyle ki JP Morgannotubda;olitika yapıcılarda herhangi bir pişmanlık belirtisi yok ve bu nedenle önümüzdeki aylarda herhangi bir politika sıkılaşması görmemizin pek olası olmadığını düşünüyoruz. Daha fazla parasal gevşeme TCMB için bile çok fantastik olsa da, daha hızlı kredi büyümesi ve bir miktar mali gevşeme çabalarının görülmesi bizce büyük bir sürpriz olmaz” denilmesi de; işin bir tarafı.
* * *
Sonuç olarak,JP Morgan notunda;” yeni yılın başından itibaren elektrik, doğalgaz, tütün ve alkollü içeceklerde önemli idari fiyat artışları gördük ve bu artışlar Ocak ayında enflasyon üzerinde ekstra baskı oluşturacak. Daha da önemlisi, enflasyondaki yükseliş tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını bozmaktadır. Tüketiciler daha yüksek fiyat beklentisiyle alımlarını öne çekme eğiliminde ve bu da özellikle kolay politikaların olduğu dönemlerde daha da yüksek enflasyona yol açan olumlu bir geri besleme döngüsü yaratıyor. Son olarak, enflasyondaki artış muhtemelen enflasyon beklentilerinde keskin bir kötüleşmeye yol açacaktır ve bunun etkisi iki kat olacaktır: 1) enflasyon ataletinin güçlendirilmesi; ve 2) FX geçişini artırmak. Nitekim, Aralık ayı enflasyonundaki yukarı yönlü sürprizin ardındaki ana etken, beklenenden yüksek gelen kur geçişi oldu.” Yorumu ise gerçeklerin tezahürü şeklinde.JP Morgan’ın notunda ayrıca;”Aralık ayı TÜFE verilerinin detayları hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, dayanıklı tüketim malları, enerji ve seyahat gibi dövize duyarlı kalemlerin fiyatları en fazla arttı, ancak fiyat baskıları her yerde güçlüydü. Çekirdek TÜFE %13,2 a/a arttı ve yıllık çekirdek enflasyon %31,9'a yükseldi. Nitekim,TCMB tarafından izlenen sekiz temel endeksin tamamında yıllık enflasyon %30'un üzerinde gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyon enerjide %42,9'a, gıdada %43,8'e sıçradı. Yıllık enflasyon mallarda %41,1 ve hizmetlerde %22,3 olarak gerçekleşmiş olup, aradaki fark büyük ölçüde küresel emtia fiyatlarındaki yükselişi ve ithal mallarda güçlü döviz kuru geçişini yansıtmıştır.” Denilmesi de yüksek enflasyonun gelecekte hiperenflasyon olgusunun yaklaşmakta olduğunun habercisi durumunda.