Alanya'nın turizm cenneti atmosferinden uzaklaşıp köyünde hayvancılıkla uğraşan Cemil Çetin'in hikayesi, kent yaşamının stresi ve yoğunluğundan kaçarak doğaya dönüş yapmak isteyenlere ilham oluyor.
Ayşe ve Sabri Çetin çiftinin ilk çocuğu olan Cemil Çetin, Alanya'da dünyaya gelmesine rağmen, ailesinin iş yoğunluğu nedeniyle memleketi Kozlu ilçesine bağlı Enseköy'ü sık ziyaret edememişti. Ancak köy özlemi içinde yanıp tutuşan Cemil, üniversite tercihini Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nden yana kullanarak köyüne daha yakın olma fırsatı buldu. Karadeniz Ereğli Turizm Fakültesi'nde eğitim gören Cemil, derslerinden arta kalan zamanları köyünde geçirerek doğaya ve hayvanlara olan sevgisini besledi.
Fakülte eğitimini tamamlayıp Alanya'ya döndükten sonra turizm sektöründe rehberlik ve fotoğrafçılık yapmaya başlayan ve 3 dil bilen Cemil, zamanla şehrin stresi ve kalabalığından bunalıp köyüne dönme kararı aldı. Ailesinin de desteğiyle bir ay önce köyüne geri dönen Cemil, burada akrabalarına ait koyunların yanı sıra satın aldığı keçilerle hayvancılık yapmaya başladı.
Hayvanlarıyla birlikte doğada vakit geçirmenin mutluluğunu yaşayan Cemil, hayvanlarının sağladığı süt ve etle geçimini sağlamanın gururunu yaşıyor. Dede mesleği olan hayvancılıkla uğraşmanın kendisine ayrı bir huzur verdiğini belirten Cemil, cesaretin her işin başında olduğunu ve tercihlerinden hiçbir pişmanlık duymadığını ifade ediyor.
Cemil Çetin'in hikayesi, kentten köye dönüşün sadece bir tercih meselesi olduğunu ve insanın mutluluğunu ve huzurunu bulduğu yerde olması gerektiğini anlatıyor. Uzun yıllar turizm sektöründe çalıştıktan sonra doğaya ve köy yaşamına geri dönen Cemil, sevdiği işi yapmanın ve doğayla iç içe olmanın keyfini sürüyor.
Öte yandan Cemil Çelik kendisini “Üniversiteli Çoban” olarak adlandırıyor.
