İlk olarak açılış konuşması yapan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu halka hitaben konuşmasını yaptı.
Ardından Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıktı.
Kürsüye çıkan Ekrem İmamoğlu konuşmasında;
“Iyi bayramlar. İşçinin bayramı, alın terinin bayramı. Belki de Türkiye Cumhuriyeti dar gelirlinin, emekçinin, işçinin, memurun, emeklinin, bu kadar dara düştüğü dönemi yaşa Dolayısıyla ben soruyorum, çoğu gittiğim yerde annelere soruyorum, hanımefendilere soruyorum. Bak daha şimdi Ramazan Bayramı'nı geçirdik, önümüzde Kurban Bayramı var. Diyorum ki, gönül evladınıza bayramlık alışverişi yapabildiniz mi hanımefendiler? İnsanlarımız ne bayramlığını alışveriş yapabiliyor halde ki bayramı seyranı unuttular ne de kül Üstelik ihtiyaçlarını karşılayabilir durumdalar. Bunu değiştirmemiz lazım. Memleketin bu liyakatsiz bu yetersiz ne yazık ki gündemi millet olmayan, gündemi sadece ve Sadece bir avuç insan olan sadece onların kazançlarıyla onların mutluluklarıyla irtibat kuran anlayıştan derhal kurtulması lazım. Derhal kurtulması lazım. Hepsini ve tıpış tıpış evlerine yollayacağız, evlerine yollayacağız.” Dedi.
Sonrasında konuşmak için kürsüye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu vatandaşa hitaben yaptığı konuşmasında;
“Yürüyüşünü de asla unutmadım. Ankara'ya yürüyüşünde aslında unutmadım. Ama bugün Zonguldak bir emekçiler kentine dönüştü. Emeklilerin yoğun olduğu bir kente dönüştü. Madeni nereden alıyorlar Madeni ta Güney Amerika'dan geçiriyorlar kömürü. Güney Afrika'dan getiriyorlar köyünü. Dışarıdan getiriyorlar köyü. Dünyanın parasını ödüyorlar. Dünyanın parasını. Elli milyon, altmış milyon dolar paradan ödüyorlar. Allah aşkına Şu dağların altında karaelmas var. Ve çalışmak isteyen binlerce kişi var. Söz verdim daha önce geldiğimde. Aynı sözü Allah nasip eder. Cumhurbaşkanı olduğumda sizlerin oyuna, onu da yerine getireceğiz. Aşamalı olarak beş bin işçi beş bin. Beş bin kişi alacak. Söz verdiler. Yıllardır söz verdiler, yapmadılar. Beş bin işçi sözü verdim. Geldiler dediler ki iki bin kişiyi alacağız. Iki bin kişiyi alacağız diyenin üstünü kömürün karasıyla çizecek Beş bin işçi alacağım diyenin yanına da bir kömür koyacaksınız. Yanına koyacaksınız. Emeğin hakkı olarak koyacaksınız. Hiç endişe etmeyin. Sizin hakkınızı hukukunuzu her ortamda savunacağım ve gereğini yapacağım. Hiç endişe etmeyin Emekçiye para vermiyorlar. Yeteri kadar para vermiyorlar. E zaten işçi de doğru dürüst kalmadı. Vatan kim? Esnaf. Esnaf da terk etti Zonguldak'ı. Ne yapsın? Çalışan yok. Üreten yok. Alın teri döken yok Kazanan yok. Eee gidip alışveriş yapacak kişi de olmuyor. Esnaf kardeşim de unutmasın. Beş bin işçi çalıştığında en çok esnaf da kazanmış olacak. Ve çözüm var. Altı liderin sözü var. Esnaf sahipsiz. Esnafı sahipsiz Bırak bir onların bakanlığını da kuracağız. Esnaf bakanlığımız da olacak, esnaf bakanlığı. Herkesin kazandığı güzel bir Türkiye'yi inşa etmek için yola çıktık. Kadınların caddemizde gayet iyi biliyorum. Onların sorunlarını da gayet iyi biliyorum Kürşat'a yaşayan kadının sorununu da biliyorum. Karadenizli kadının yürekli kadının nasıl çalıştığını öğrettiğini, nasıl kazanmak istediğini onu da çok iyi biliyorum. Türkiye'nin bir değişime ihtiyacı var. Türkiye'nin huzura ihtiyacı var. Türkiye'nin ayrı beraber olmaya, birlikte olmaya, birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Her mutfakta berekete ihtiyacı var. Birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Eğer bu zor günler geçecek. Evet, güzel günler mutlaka gelecek. Diyecek bir şey isteyin sağlayacağız. Bir şey daha köyler boşaldı. Köyler boşaldı. Köylerde kimse kalmıyor. Kalmak da istemiyor. Söz verdim. Gittiğim her yerde söylüyorum. Hiç endişe etmeyin. Bütün köy okullarını yeniden açacağız ve bin öğretmenin atamasını yapacağız. İnsanlar evlatlarını okutmak için şiirlere geliyorlar. Köyde öğretmen olsa ne olacak? Köyün imamı var. Eyvallah. Köyün öğretmeni olacak. Eyvallah. Köyde ziraat mühendisi olsun. Ziraat teknisyeni olsun. Eyvallah veteriner hekim olsun eyvallah. Niye olmuyor bunlar? Neden olmuyor? Gencecik üniversiteyi bitirmiş ikiz. Bunlara iş verin kardeşim. Köye gitsinler. Köyde çalışsınlar. Köyde üretsinler. Köyde yardım etsinler. Çiftçi kazansın. Herkes kazanacak burada. Bu işin karar Bedeni yok zaten. Eti dışarıdan getir. Canlı hayvanı dışarıdan getir. Buğdayı dışarıdan getir. Arpayı dışarıdan getir. Yulafı dışarıdan getir. Ya ne oldu ya? Biz dışarıya mı çalıştık? Milyar dolarları dışarıya versin. Olmaz. Bu düzeni ters düz edeceğiz. Yabancıları hepsini göndereceğiz. Ben bu milletin ahlakına, vicdanına güveniyorum. Artık bir değişiklik olsun vallahi yeter. Bu milleti bir kuru soğana muhtaç hale getirdiler. Soğan ya soğan yazıktır günahtır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.”
(Ayrıntılar Gelecek….)
