Son duruma göre analistler yüksek enerji fiyatlarının birçok gelişmekte olan piyasada enflasyonu körüklediğini, merkez bankalarının kararlılığını test ettiğini ve Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde büyümeyi ve Türk Lirası zayıflığı riskinide beraberinde getirdiğini gösterirken;fiyat baskılarına cesur bir yanıt olarak, Çek Ulusal Bankası (CNB) Perşembe günü ana faiz oranını 75 baz puan artırarak 1997’den bu yana en büyük artışını yaptı. Neden olarak konut ve hizmetlerdeki yüksek maliyetleri, artan enerji fiyatları ve tedarik zinciri aksaklıkları gibi yerel faktörleri işaret etmesi Ülkenin başbakanı, faiz artışının ekonomiye zarar vereceğini söylediği bir açıklama yaptı.Durum merkez bankası hedef seviyelerin üzerindeki enflasyonu önlemeye çalışırken, bir yandan COVID-19’dan toparlanmaya çalışan kırılgan ekonomiyle yaşanan ikilemi ortaya koyduğu izleniyor. Diğer taraftan da Avrupa’da gaz fiyatları, düşük depolama seviyeleri, kesintiler ve yüksek talep gibi faktörler nedeniyle bu yıl %300’den fazla arttı ve toptan elektrik maliyetlerini de rekor seviyelere çekti.Bu arada da GoldmanSachs, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Romanya’nın, Avrupa Birliği’nin geri kalanından daha fazla artışa maruz kaldığını belirtiyor. Bunun nedeni ise ortada: bu ülkelerde enerji ve kamu hizmetleri tüketici fiyat endeksi sepetlerinin nispeten büyük bir bölümünü oluşturuyor ve elektrik arzları karbon bazlı kaynaklardan karşılanmaya çalışıyor.

                                      *        *        *

Hal böyle iken, endüstriyel kullanım için doğal gaz fiyatlarının ve elektrik üretiminin geçen ay %15 artmasıyla Türkiye de tıkanma noktasına geldi.Bu kapsamda değerlendirmede bulunan S&P Global Ratings baş ekonomisti TatianaLysenko, Polonya, Macaristan, Rusya ve Brezilya’yı vurgulayarak, tüketici fiyatlarının2020’nin üçüncü çeyreği ile 2021’in ikinci çeyreği arasında ekonomik toparlanmanın daha hızlı olduğu ülkelerde genel olarak daha fazla arttığını söyledi. Lysenko, “Gelişmekte olan Avrupa ekonomilerindeki enflasyonist baskıların beklediğimizden daha kalıcı olduğunu kanıtlıyor. EMEA merkez bankaları, arz yönlü baskıların tahmin edilenden uzun sürebileceği bir ortamda, toparlanmayı desteklemek ile enflasyon beklentilerini sabitlemek arasında bir denge aramaya devam edecek.”vurgusuna bakılırsa bu durumdan en fazla gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının etkilenebileceği gerçeğini de kabul etmek gerekiyor. Özellikle Avrupa ülkeleri nezdinde aha yüksek küresel enerji ve gıda fiyatlarının gevşeme belirtileri gösterdiği ve Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve benzer ülkelerin sıkı işgücü piyasalarıyla karşı karşıya kalmasıyla enflasyon baskıları devam edebileceğine dair öngörüde bulunulmasına ek olarak;GoldmanSachs’ın, yıl için enflasyonun Romanya’da %4,5, Çek Cumhuriyeti’nde %3,9 ve Polonya’da %3,7 olacağını tahmin ediyor olması enerji fiyatlarındaki yükselmenin etkilerinin seviyesini gösteriyor.

*        *        *

Sonuç olarak,Macaristan’ Merkez bankası başkan yardımcısı BarnabasViraggeçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada, önümüzdeki aylarda 15 baz puanlık baz faiz artırımı ile politikayı daha da sıkılaştırmayı planladığını söylerken;Virag’ın yorumları ve Çek zammı, her iki ülkenin para birimine de destek verdi ve Çek para birimi euro karşısında bir ayın en yüksek seviyesine ulaşmasıyla neticelendiği izlendi. Analistler ise Polonya’nın da beklenenden daha erken bir zam yapmaya hazırlandığını belirtirken; analistler Polonya’nın ilk faiz artışını Mart veya Nisan 2022’de gerçekleştirmesini beklediklerini, ancak bankanın ekonomik büyümenin gücü konusunda daha emin hale gelmesi durumunda beklenenden daha hızlı zamların mümkün olduğunu sözlerineeklerlerken,bununla birlikte, Türkiye’nin bir istisna olarak kalması muhtemel. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın teşvik arzusu, genellikle para politikasında olması gerek genel yaklaşıma baskın çıkıyor. Enflasyon %19,25 ile hedefin üzerinde seyrederken, merkez bankası geçen ay politika faizini 100 baz puan indirerek %18’e getirdi. Schroders kıdemli yükselen piyasalar ekonomisti David Rees, “Türkiye, tarihsel olarak ithalat maliyetleri arttıkça ödemeler dengesinin bozulmasına neden olduğu için yüksek enerji maliyetlerine karşı en savunmasız durumda. Lira, son faiz indiriminden sonra baskı altına girdi ve enerji fiyatları daha da yükselirse satışlar devam edebilir”değerlendirmesinin de özellikle öne çıktığı görülüyor.