KÜRESEL BORÇ TEHLİKE ALARMI VERİYOR!...

Abone Ol

Dünyadaki yaygınlaşma sürecini devam ettiren kovid-19   koronovirüs vakalarının geldiği noktada siyasilerin acilen çözüm bulması gereken kritik bir konu olmakla birlikte;İngiltere, ABD ve küresel ekonomiyi tehdit altında bırakacak miktardaki borçlar.Aynı zamanda Çin’in hem batıya hem de gelişmekte olan ülkelere borç veren önemli bir ülke konumuna gelmesinin etkisinin ne olacağı sorusuna da cevap bulmaları gerekiyor. IMF ve Dünya Bankası ekonomileri pandemi sürecinde büyük borçlar almak için finansal piyasalara erişme konusunda teşvik etti. IMF Başkanı KristalinaGeorgieva, “önemli olan tek bir şey var, cesaret edebilmek” dedi. Ancak küresel borç tablosu oldukça tehlikeli boyutta bulunuyor. Son duruma göre Küresel borçların gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı, %320 ve sürdürülemeyecek bir seviyede. Belki de daha endişe verici olan, Çin’in önemli bir kreditör olarak öne çıkmış olmasının, borçla ilgili yarattığı endişelerin sadece ekonomik değil aynı zamanda jeopolitik de olması. Çin ABD’ye borç veren ülkelerin başında geliyor. Aynı zamanda, gelişmekte olan ekonomilere de en çok borç veren ülke. ABD ve Çin arasındaki gerilimli ilişkiler ve Çin’in aynı zamanda birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin en büyük ticaret ortağı ve doğrudan yatırımcısı olması, borçların yeniden yapılandırılması, hatta ödemelerin ertelenmesi konusundaki müzakerelerin kapsamını kısıtlayacak gibi görünüyor.

 *       *         *

Dolayısı ile bu durum Pekin’in ticarette koşulları belirleme konusunda elini güçlendiriyor. Ayrıca ABD ve Çin arasında borç konusunda bir anlaşmazlık yaşanması, tüm dünyada etkisini de gösterecek. Çünkü ABD hükümet tahvilleri, yatırımcı için en risksiz referans olmaya devam ediyor. Pandemi ortaya çıkmadan önce bile, ekonomistler ve siyasiler sürdürülebilir seviyeleri aşan borçlarla ilgili endişelerini dile getirmişti.Örneğin 2019’unMart ayında İngiltere’nin Bütçe Ofisi, yaşlanan nüfus ve Brexit’in harcamaları yukarı yönlü baskılayacağı ve hükümetin 2025-2026 için bütçe dengeleme hedeflerine ulaşma ihtimalini düşüreceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Aynı şekilde, ABD’nin Bütçe ofisi de gelecekte 2030 yılında ABD’nin parasal konumunun güçleşeceğine dair uyarı yapmış, bütçe açığının %5,4’e ulaşacağı tahmininde bulunmuştu.Bu rakam ise son 50 yılın büyük bir bölümünde görülen %1,5’luk oranla kıyaslanmıştı. Bütçe açığının önde gelen nedenleri arasında, sağlık ve sosyal güvenlik yükümlülüklerigösterilmişti.BilahareKorona virüs sağlık ve ekonomi endişeleri sonrasında, İngiltere’de ve ABD’de borçların gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı %100’ün üzerinde artış gösterdi. Financial Times’ın haberine göre bunun gelecekteki ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesi bekleniyor.İngiltere’de2020’nin başında, İngiliz hane halkları, neredeyse hükümet kadar borçlanarak, 1,7 milyar sterlin borç aldı. ABD’de hükümet, hane, kredi kartı, otomobil kredisi ve öğrenci kredisi gibi her borç kategorisinde 1 trilyon dolar artış görüldü. Aynı zamanda ABD’nin şirketlerinin %20’si, faaliyet göstermeye devam eden ancak borçlarını ödeyemeyenzombi şirketlere dönüştü.

   *       *         *

Sonuç olarak,IMF’nin 2020 için küresel büyüme tahminleri %-4,4’te ve borç çıkmazından kurtulma ihtimali ise düşük görünüyor. Aynı zamanda, tarihin en düşük faiz oranları ve merkez bankalarının bilançolarının halihazırda 2008 finansal krizinin etkisi altında olmasıyla da borçları yönetmek için daha fazla parasal politika kullanacak alan kalmadı. Hükümetlerin kamu harcamalarını kesecek bir fırsat bulamadığı bu zamanda, siyasilerin hızlı hareket etmesi ve gelecekteki borç krizlerini ve iflas senaryolarını ustalıkla önlemesi gerekiyor.Hükümetlerin, iflas tehditleriyle kreditörleri müzakereye mecbur etmek gibi ABagresif seçenekleri gözden geçirmesi gerekebilir.İklim değişikliği gibi acil konulara eğilmek bir süre için mümkün olmayacak. Bu küresel ekonomi ve insanlığın ilerlemesi için yıkıcı olacak.AB ülkeleri nezdinde dış ticaret hacmi en yüksek olan ülkelerden biri olan Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı, ülke ekonomisine yönelik aylık yayımladığı raporda, ülke ekonomisindeki toparlanmaya ilişkin olarak, "Alman ekonomisindeki toparlanma devam ediyor. Kovid-19 salgınında ulusal ve uluslararası enfeksiyon oranı hala ekonomideki toparlanmayı baskılamaktadır. Ekonomide mayıs ve haziran aylarında ilk güçlü toparlanmanın ardından, ekonomide toparlanma süreci baskı altında kaldı. Veriler, dördüncü çeyrekte toparlanma sürecinin daha yavaş da olsa devam edeceğine işaret ediyor.”Almanya'da bulaşıcı hastalıklar alanında çalışmalar yürüten ve hükümeti bilgilendiren Robert Koch Enstitüsüne göre, bu rakam, nisan ayından bu yana en yüksek rakam olarak kayıtlara geçti. Almanya genelinde Kovid-19 vaka sayısı 334 bin 585'e ve virüs nedeniyle ölenlerin sayısının da 9 bin 677'ye yükseldiği açıklanıyor.