Geçmişten günümüze kadar bir değerlendirme yapmak gerekirse;
Yüzeyde, %2,9’luk bir küresel büyüme çok düşük görünmemekle beraber son 40 yıllık birperspektife göre mevcut durum bunun tam aksini açıklıyor.1980 yılından bu yana, trend dünya GSYİH büyü mesi ortalamada %3,5. Bir bütün olarak dünya da dahil olmak üzere herhangi bir ekonomi için, büyüme sonuçlarını değerlendir menin anahtarı, eğilimden sapmalarda bulunabilir çıktı açığının tanımı ola rak neredeyse. Geçen yılki büyüme ile ortalama eğilimdeki fark (0,6 puan) büyümeyi rahatsız edici bir şekilde geniş çapta kabul gören küresel durgunluk eşiği seviyesi olan %2,5’e tehlikeli şekilde yakın laştırdı.Normal şartlarda açık bir durgunluk içinde daralan bireysel ekonomilerin aksine, bu durum bir bütün olarak dünya için nadiren görülür. IMF’nin 194 ülkenin geniş bir kesitinden oluşan dünya ekonomisini kapsamlı bir şekilde analiz ettiğini biliyoruz; küresel bir durgunlukta dünya ekonomilerinin yaklaşık yarısı tipik olarak daralır ken diğer yarısı da hafif bir tempoda da olsa büyümeye devam edi yor. Halbuki on yıl önceki küresel durgunluk dikkate değer bir istis naydı: 2009’un başlarında dünya ekonomilerinin tam dörtte üçü as lında küçülüyordu. Bu, ölçekleri dünya genelindeki ekonomide 1930’lardan beri görülmeyen dünya GSYİH’sındaki ender bir daral ma şeklinde değerlendiriliyordu.
* * *
Genelde küresel analistler için %2,5-3,5 büyüme bandı tehlike böl gesi olarak kabul edilir. Dünya üretim artışı, 2019’daki gibi bu ara lığın alt yarısına düştüğünde, küresel durgunluk risklerinin ciddiye alınması gerekir. Tipik olarak resmi veya kurumsal tahminlerde olduğu gibi IMF, 2020 ve 2021’de yıllık dünya GSYİH büyümesin de sırasıyla %3,3 ve %3,4’le ılımlı bir ivme öngörüyor.Ancak fizikçi Niels Bohr’un bir zamanlar söylediği gibi,“Tahmin çok zordur,özel likle de gelecekle ilgili ise.” Küresel büyüme tahminlerini art arda altı kez aşağı revize eden IMF’ye sorun bunu bir de! Dolayısıyla, en son iyimser projeksiyonunun gerçekleşeceğine dair bir garanti de byulunmuyor.Bu arada göründüğü kadarıyla aşağı yönlü riskler özellikle endişe verici, çünkü dünya ekonomisi için %2,9’luk bir büyüme verisi, yeni bir şok durumunda destek eksikliğinin altını çizmekte. Son zamanlarda belirttiğim gibi, şokları tahmin etmek aptalların oyunudur. Yine de Çin’in şu anda ölümcül Wuhan koro navirüsü içermek için aldığı acımasız önlemler bize şokların düşün düğümüzden çok daha sık olduğunu hatırlatmaya hizmet ediyor.
Bu yönde IMF son değerlendirmesinde, küresel ticaret büyümesini 2019’da sadece % 1’e çıkardı. Nitekim geçen yıl 2009’daki % 10,4’lük tarihi düşüşten bu yana en zayıf ticaret performansı oldu ki 2009 zaten 1930’ların başından beri en kötü daralmaydı. 2010-18 döneminde elde edilen ortalama %5 ile karşılaştırıldığında, dünya ticaretindeki büyümenin 2019’da sadece % 1’e yavaşlaması daha endişe verici hale geliyor. Aslında, 1980’den beri dördüncü en zayıf yıldı ve üç kötü yıl – 1982, 2001 ve 2009 – hepsi küresel durgunluk larla ilişkilendiriliyor.
* * *
Bu meyanda küresel ticaret büyümesi, son yıllarda yoğun tartışmala ra konu olan bir eksiklik olarak kriz öncesi hızına hiç ulaşamadı. Baş langıçta, işletme sermayesi harcamalarındaki olağandışı zayıflığın bir sonucu olduğu düşünülse de, ABD-Çin ticaret çatışmasının baş lamasından sonra artan korumacılığın etkisi göz ardı edilemez. İki taraf da “birinci aşama” ticaret anlaşması şeklinde bir ateşkesi kabul etti ğine göre, ticaret prognozunun iyileşeceğine dair umut var. Bu umu du yansıtan IMF’nin Ocak güncellemesi, 2020-21 döneminde dünya ticaretinde ortalama %3,3’lük ortalama bir artışa işaret ediyor. Ancak, ABD’nin Çin ithalatı üzerindeki ortalama tarife oranının,
anlaşma imzalandıktan sonra yaklaşık %19’da kalacağı -%3’lük tica ret savaşı öncesi oranının altı katından fazla ve ABD-Avrupa ticaret gerginliğini artıran endişe verici işaretlerle, bu tahmin, son bir kaç yıldır olduğu gibi, iyimser bir düşünce olabilir.
* * *
Sonuç olarak,2020 yılına ait öngörülerde küresel ekonomiler yönün den daha şimdiden iyimser olmak pek mümkün değil.Çünkü belirti len tüm gözlemler global ekonomilerin kırılganlığına işaret ediyor. Özellikle bu kapsamdaki Dünyanın lider alacak sigortası şirketi Eu ler Hermes Global’ın en son açıkladığı İflas Raporunda;iflaslardaki artış eğiliminin korunduğuna dikkat çekilirken, Çin’deki iflasların artışı ve Batı Avrupa ile Kuzey Amerika’da daha az oranda iflas ar tışlarının gerçekleşmesi eğilimin tersine dönmesinde rol oynadığı belirtildi. İflaslardaki artışa ek olarak büyük ölçekli şirketler gene linde yaşanan büyük çaplı iflas sayılarındaki artışın da kalıcılaştığı na dikkat çekildiği görülüyor.Raporda ayrıca 2019 yılının ilk üç çey reğinde toplamda 145 milyar euroluk ciroyu aşan bu tip 249 iflas ya şandığı belirtilirken; söz konusu iflasların en çok yoğunlaştığı alan lar; Asya’da inşaat, Kuzey Amerika’da enerji ve perakende ve Batı Avrupa’da perakende ve hizmet sektörleri oldu.2020 yılında iflaslar (yıllık +%6) üst üste dördüncü kez artmaya devam edecek. Gelişmiş ekonomiler ve sanayi sektöründe düşük büyüme ivmesinin beklenen den daha uzun süredir devam ediyor olması, ticari anlaşmazlıkların gecikmeli etkileri, siyasi belirsizlikler ve sosyal gerilimler şirketler üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek. Artan fiyat rekabeti ve girdi maliyetleri kar marjlarını sınırlayarak birçok ülkede daha fazla şirket için ek sıkıntılar yaratırken, küresel para politikalarında ve finansman koşullarında gevşeme olması şirketler için destekleyici olacak.2020 yılında Çin, Hindistan’ın liderliğinde Asya kıtası ile küresel iflasların ana sürükleyicisi olacak. Global İflas Raporu’nu değerlendiren Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “2020 yılında her beş ülkenin dördünde iflas oranında artış olacak. Global de yıllık yüzde 6 oranında iflas artışı beklenirken, bu oran Türkiye’ de yüzde 5 ile global ortalamanın altında kalacak.Özetle küresel eko nomiler resesyon(durgunluk)gölgesinde 2020 yılında da sıkıntılı ola cak gibi gözüküyor.