Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünden (FAO) yapılan açıklamaya göre, uluslararası pazarlarda tahıl, bitkisel yağ, süt ürünleri, et ve şekerden oluşan 5 ana gıda maddesi fiyatlarının ve ticaretinin takibiyle ölçülen Gıda Fiyat Endeksi, geçtiğimiz eylül ayında bir önceki aya göre değişim göstermedi ve 170 pu an olarak gerçekleşti.Endeks,geçen yılın aynı ayına göre ise yüz de 3,3 arttı. Küresel gıda fiyatları, bu dönemde bitkisel yağ ve et fiyatlarında yaşanan artış ve şeker fiyatlarındaki düşüşle denge lendi.Buğday,pirinç ve mısır gibi iri taneli ürünleri içeren Tahıl Fiyat Endeksi, eylülde bir önceki aya göre değişim göstermedi. Tahıl fiyatlarının istikrarlı seyrinde buğday fiyatlarındaki artışın mısır fiyatlarındaki düşüşle dengelenmesi etkili oldu.Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, eylülde bir önceki aya göre yüzde 1,4 arttı ve 13 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Et Fiyat Endeksi de bu dönem de aylık bazda yüzde 0,8 yükseldi.Şeker Fiyat Endeksi eylülde bir önceki aya göre yüzde 3,9, Süt Fiyat Endeksi de aynı dönem de yüzde 0,6 azaldı.
* * *
Diğer taraftan gıda fiyatlarındaki artış yönünden Türkiye’ye bak tığımızda ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, fiyat artışı yüzde 42,58 olan sarımsağı, yüzde 30,85 ile kabak,yüz de 27,75 ile salatalık izledi.Tarım-ÜFE, 2019 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 1,59,bir önceki yılın Aralık ayına göre yüz de 9,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,27 ve on iki ay lık ortalamalara göre yüzde 22,53 artış gösterdi. Bir önceki aya gö re değişim;tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde1,66, balıkçılıkta yüz de 1,95 artış, ormancılık ürünlerinde yüzde 1,91 azalış ger çekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre değişim;çok yıllık bitkisel ürün lerde yüzde 8,85 artış, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüz de 0,04 ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,41 azalış gerçek leşti.Alt tarım gruplarından;tropikal ve subtropikal mey veler yüz de 4,92, yumuşak çekirdekli ve sert çekirdekli meyveler yüzde 3,16,çeltik yüzde 2,73 ve canlı kümes hayvanları ve yumur talar yüzde 0,30 artış, canlı sığırlar, bunlardan elde edilen işlenme miş süt yüzde 0,74 azalış gösterdi. Eylül 2019'da endekste kapsa nan 84 maddeden; 2 madde bu ay endekse girerken,39 maddenin fiyat larında artış, 37 maddenin fiyatlarında azalış, 6 maddenin fiyatla rında ise değişim olmadı.
* * *
Hal böyle iken tarım sektöründeki üretici ile tüketici arasında aşı rı fiyat artışına neden olan sebeplerden aracı-tefeci dışındaki un surlardan bir diğeri durumundaki temel girdi maliyetlerindeki ar tışlar incelendiğinde ise; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından eylül ayına ilişkin yayımlanan rapora göre; enerji grubunda yıllık enflasyon gerilese de fiyatlar aylık bazda yüksek bir artış kaydetti.TCMB Raporu detayına bakıldığında; Bu dönemde, doğal gaz fiyatları yüzde 13,92 ve akaryakıt fiyatla rı döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmelerle yüzde 2,80 yük seldi.Diğer taraftan eşel mobil sistemi akaryakıt fiyatlarında daha olumsuz bir görünümü engelledi. Enerji fiyatlarında aylık bazda ki artış eğilimi elektrik fiyat ayarlamasının etkisiyle ekim ayında devam edecektir.”değerlendirmesinin yapıldığı izlendi. Bu da de mek oluyor ki, enerji grubunda fiyat artışını, gaz imalatı ve pet rol ürünleri sürüklediğinden artıştan kaynaklanan yansıma Ekim/ 2019 ayında kendini gösterecek.Mamafih temel girdilerdeki fiyat artışlarından kaynaklanan maliye enflasyonu ve aracı-tefeci unsuru dışında uzmanlara göre de aşırı fiyat artışlarının diğer bir sebe bi de gıda temini açısından ithalata aşırı bağımlı olmamız. İthalat kara rı, iç piyasada fiyatların aşırı derecede artmasının önüne geç mek için gerekçe şeklinde gösterilse de ancak bu fiyat artışlarını kökten çözecek bir önlem olarak görülmüyor.
* * *
Sonuç olarak,temel problemin çözümü için bu konuda tarım sek törünün sorunlarının ne olduğunu iyi bilen bir sektör yetkilisinin ”aşırı fiyat artışlarının nedenleri nedir? Sorusuna yanıtı;"Birincisi sulama altyapısının tamamlanma mış olması.Altyapı eski. 8,5 mil yon hektarlık sulanabilir alanın 2,15 milyon hektarı sulanamıyor. Bu nedenle yağlı tohumlar üret im açığı veriyor ve ithal ediliyor. Sulama tamamlanmadığı için 8 milyon hektar nadasa bırakılıyor. İkincisi tarım arazileri çok par selli. Türkiye'de ortalama tarım ara zisi büyüklüğü 61 dekar iken Almanya'da 457, Amerika'da 1817, İngiltere'de 538, Fransa'da 521 dekar. Üstelik bu 61 dekar da 10 parçaya ayrılıyor. Bu nedenle üretim verimli olmuyor ve parsel ler ekilmemeye başlanıyor. Üçüncüsü ekonomik anlamda örgüt lenme yok. Kooperatifler olmadığı için çiftçi üretimini planlaya mıyor, ürününü düzgün bir biçimde pazarlayamıyor, dolayısıyla fiyatlar istikrar kazanmıyor. Son olarak ithalata bağımlı bir ülke yiz. Mazotu dışarıdan almak zorundayız.Mazotta yüzde 45 civarı vergi var.Elektrik için doğal gaz ve kömür ithal ediyoruz. Gübre nin hammaddesi dışarıdan geliyor. Yağlı tohumları dışarıdan alı yoruz. Raylı ulaşım olmadığı için ulaşım maliyetleri de yüksek. Bu yapısal sorunlar çözülmeden fiyatlarda dalgalanma devam eder.” Şeklinde değerlendirme yapması daha ziyade yapısal sorunların varlığına da işaret ediyor.