Robert Kız Koleji Arnavutköy'de bir tepe üzerinde, Robert Erkek Koleji de ona yakın bir başka tepedeydi. O zamana kadar kız ve erkek bölümleri arasında herhangi bir sosyal etkinlik olmamıştı. İlk defa 1944 yılında kız ve erkek öğrenciler bir araya gelip tanışır oldular. Ortak etkinlikler başladı, o arada iki piyes oynandı. Altemur Kılıç sınıf arkadaşımdı. Onun yazdığı piyeste, Mehmet Akif'in güzel milliyetçi şiirinden bir bölümü benim okumam isteniyordu. Dekorasyonu da Rahşan yapacaktı. O vesileyle tanışmış olduk. Ondan sonraki piyeste yine bana bir şiir okuma görevi düştü, Rahşan'a da dekor görevi verildi. O şekilde birbirimizi tanımış olduk. Mezuniyet gününe yakın kız ve erkek bölümlerinin ortak çayı-pikniği vardı. O piknikte hiç ayrılmadık. Orada birbirimizi daha yakından tanıdık. Ondan sonra ben evlenme önerisinde bulunmayı aklıma koydum. Çok utangaç bir insandım, ona rağmen büyük bir cesaret geldi, Rahşan'a talip olma konusunda.. Birlikte ilk defa dışarı çıktık, kendisini çok mütevazı bir yemeğe götürdüm. Dolmabahçe'ye Taksim'den inerken sol kolda Rusların Türkiye'de kurmuş olduğu mütevazı ama çok güzel bir lokanta vardı. Oraya götürdüm. Fasulye pilav yedik. Orada aklıma koydum, buradan çıkıp Dolmabahçe'ye inerken teklifimi yapacağım, nedense orayı seçmişim. "Dünyada en çok sevdiğim kimse sensin, benimle evlenir misin ?" dedim. Ben söyledim, Rahşan çok şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi ama reddetmedi..
Zenginlikler falan önermedim, tam tersine çok mütevazı şeyler önerdim ama onun buna ne diyeceğini bilmiyordum. Öyle lüks bir hayat değil, mümkünse kırsal alanda, küçük bir ev ve orada sen resim yaparsın, ben şiir yazarım, ara sıra da şehre ineriz. Bunları söylemiştim. Hayalimdeki şeyleri ona aktardım. Rahşan da bunlara şaşırmadı, tepki göstermedi..
Onun güzelliğine bağlandım. Çok tatlı bir yüz ifadesi vardı. Bir de sanat sevgisi ve sanatkârlığına.. Bunlar herhalde beni çekti. Daha ilk aşamada uyum sağlayabileceğimizi hissettim. O konuda yanılmadığımı da görmüş oldum...
Ecevit'in Anılarından
Zonguldak Nostalji